Ölüm

Ölümden değil, yaşarken ölüme yaklaştığın zamanlardan korkmalısın, ayıca acıdan değil, seni acıyla buluşturan nedenlerden korkmalısın, ayrıca karanlıktan değil, seni karanlığa iten şahıslar ve düşüncelerden korkmalısın, ayrıca kaostan değil, seni düzensizliğe, anarşiye, kargaşaya, karmaşaya atabilecek fikirlerden, isimlerden korkmalısın.

En sonunda tüm bu korktuğun şeyleri toplayıp seni bu korkularından arındırabilecek şeyden kesinlikle ve daima korkmalısın, çünkü bu kaotik hayatta korkudan başka silahın yok, bilmediğin şeyden korkmazsın, korkmadığın şeyi de bilemezsin, zavallı bir insanoğlu olarak korkunu manipüle etmeyi bilmelisin çünkü o silah bir gün geri tepip senin kafanı da uçurabilir, işte bundan kesinlikle korkmalısın.
 
No3InGMajor demiş ki:
Ölüm başlığı gore fantezileri ayaklandırıp, kabus yaşattı resmen..

Şöyle bir şey var; "Ben ölümden değil, ölmekten korkuyorum" ya da "Ben ölmekten değil, ölümden korkuyorum".. Bu enteresan sözleri sarf eden birine denk gelen oldu mu? Ben çok duydum, anlamadım şahsen 😀

Ölmek üzere olmak gerçekten çok tuhaf.. Dille anlatılamaz ! Aklınızdan ne geçtiğini anlamıyorsunuz bile.. Kendinizi neden kurtarmaya çalıştığınızı da.. Birkaç ay evvel motorsiklet kazası geçirdim. Uçtuk, kaydık, sürüklendik... O an aklımdan ne geçtiğini hatırlamıyorum ! Korkunç bir yanma ve nefessizlik ! Çok fazla hasar almadım fakat kazadan yaklaşık on gün sonra odam yandı 😀 Üstelik evde yalnızdım ve yürüyemiyordum bile 🙁 Bir saat sürdü söndürebilmem 🙁
Ölümle yine yüz yüze gelmiştik.. Hatırlayamıyorum... Nefes alamamak korkunç birşey !
Kaza şok yaşattı ama yangın aşırı sarstı.. Yanarak öleceğimi düşündükçe yangını söndürmem güçleşti.
Ölümle yüz yüze gelmek çok tuhaf, çok !
Yangından bir hafta sonra ayağım kaydı, düştüm 😀 Üstelik sakat bacağımın üzerine.
Ölme özürlüsü olduğumdan dolayı ölümden korkmuyorum 🙂 Bana birşey olmuyor 🙂 Olsa da sorun değil.. Zira reenkarnasyona inanıyorum 😉
Bir gün bu güneş sistemide ömrünü tamamlayacak, peki o gün bu gezegende yaşam bittiğinde reenkarnasyonda bitmiş olmayacak mı?
Veya bu gezegen başka bir şekilde yok olduğunda?
 
dalaylama demiş ki:
birmanya demiş ki:
ya din felsefesindede çelişkiler var ben dalında çıkamıyorum🙂

Baska bir celiski de: Tanri tamamen iyi ise neden kotuluk var? Iyi olan bir sey kotuluk yaratabilir mi?
Gerci din felsefesi buna insani denemk icin der, ama soru aslinda 'nasil " sorusu, iyi kotuyu nasil yaratir?

Çünkü yaşamda her şey sebepler üzerine kurulmuştur... Senin nefes almanın da bir sebebi var... Kötülük denen oluşumunda var olma sebebi iyiliğin var olduğunu kanıtlamaktır... Her hangi bir oluşumun zıttı olmadıkça bu gerçeği nereden bilebilirsin ki..?!
 
onurgs1905, gezegen yok olabilir, lakin ruh ebedidir. Asıl soru, bulunduğumuz gezegen yok olduğunda, nerede, ne şekilde enkarne olunacağı, onu anladım. Öncelikle yaşamın (yeniden doğuş/deneyim) yalnız bu gezegenden ibaret olmadığına inanıyorum. Şöyle izah edeyim; bedeni/kılıfı gezegen olarak değerlendir. Nasıl ki beden öldüğünde ruh bir başka bedende dönüyorsa, gezegen yok olduğunda da aynı sistem işleyecektir. Bu gezegeni nasıl yarattıysak, yok olduğu takdirde yeniden enkarne olacak başka bir gezegen de yaratacağız. İnancım doğrultusunda emin olduklarım ise; ruhun yok olmayacağı, deneyimlemenin sınırı, sonu olmadığı. Bu tarz konular ne birkaç cümle, ne de; paragraflar, sayfalar, kitaplar dolusu açıklanabilir. Hepimiz inançlarımızı/görüşlerimizi içimizde yaşıyor, biliyoruz. Son olarak yaptığım açıklama tamamen kişisel elbette, bir çeşit dayatma değil. Sanal alemde frekanslar çakışır bazen. Birbirimizi yanlış anlamayalım.

Saygı, sevgi.
 
No3InGMajor demiş ki:
onurgs1905, gezegen yok olabilir, lakin ruh ebedidir. Asıl soru, bulunduğumuz gezegen yok olduğunda, nerede, ne şekilde enkarne olunacağı, onu anladım. Öncelikle yaşamın (yeniden doğuş/deneyim) yalnız bu gezegenden ibaret olmadığına inanıyorum. Şöyle izah edeyim; bedeni/kılıfı gezegen olarak değerlendir. Nasıl ki beden öldüğünde ruh bir başka bedende dönüyorsa, gezegen yok olduğunda da aynı sistem işleyecektir. Bu gezegeni nasıl yarattıysak, yok olduğu takdirde yeniden enkarne olacak başka bir gezegen de yaratacağız. İnancım doğrultusunda emin olduklarım ise; ruhun yok olmayacağı, deneyimlemenin sınırı, sonu olmadığı. Bu tarz konular ne birkaç cümle, ne de; paragraflar, sayfalar, kitaplar dolusu açıklanabilir. Hepimiz inançlarımızı/görüşlerimizi içimizde yaşıyor, biliyoruz. Son olarak yaptığım açıklama tamamen kişisel elbette, bir çeşit dayatma değil. Sanal alemde frekanslar çakışır bazen. Birbirimizi yanlış anlamayalım.

Saygı, sevgi.
Anladım ve düşüncelerine saygı duyuyorum tabi...Aynı zamanda katılmıyorumda,bendende saygı sevgi 😉
 
Uğur Ağbi (Uğur Işılak) ne de güzel anlatmış ölümü...

"Her gelişin dönüşü var
Gidiyorum vakit tamam
Sizde kalsın hatıralar
Gidiyorum vakit tamam

Fani olan bedenimi
Soyup yıkayın tenimi
Hazırlayın kefenimi
Gidiyorum vakit tamam

Değişmez yazılan yazı
Bağrımda bir ince sızı
Helal edin hakkınızı
Gidiyorum vakit tamam

Yolculuk var öz sılaya
Ne atlıyız ne de yaya
Azrail'le buluşmaya
Gidiyorum vakit tamam
Ulu yerde duruşmaya
Gidiyorum vakit tamam

Zamanım kalmadı aha
Ne söyliyem nidem daha
Beklediğim bir Fatiha
Gidiyorum vakit tamam "
 
ANLAR

Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya,
ikincisinde daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
Neşeli olurdum, ilkinde olmadığım kadar.
Çok az şeyi ciddiyetle yapardım.
Temizlik sorun bile olmazdı asla.
Daha çok riske girerdim,
seyahat ederdim daha fazla.
Daha çok güneş doğuşu izler,
daha çok dağa tırmanır,
daha çok nehirde yüzerdim.
Görmediğim bir çok yere giderdim.
Dondurma yerdim doyasıya,
Daha az bezelye.
Gerçek sorunlarım olurdu
hayali olanların yerine.
Yaşamın her anını gerçek ve
verimli kılan insanlardan olurdum.
Farkında mısınız bilmem, yaşam budur zaten.
Anlar, sadece anlar, siz de "an"ı yaşayın.
Hiçbir yere, yanına; termometre, su, şemsiye ve
paraşüt almadan gitmeyen insanlardanım ben.
Yeniden başlayabilseydim,
ilkbaharda, papuçlarımı atardım.
Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayakla.
Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,
çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer...
Ama işte, 85'imdeyim ve biliyorum...
Ölüyorum...

(Jorge Luis Borges)
 
ölüm son degil bi başlangıçtır yasamla ölüm arasındaki zamanda yaptklarndır önemli olan ideallerine ulaşan için ölüm anlamsızdır
 
Ölüm bir son değil ruhun kalıplarından kurtuluşudur,özgürce dolaşan ruhumuzun hapsedildiği bedenimiz hergün biraz daha buruşurken yıpranan insn ruhu sonunda özgürlüğüne kavuşuyor yine...Ölüm bir bitiş değil,dönüşüm aşamasıdır...Ve kötülükler iyiliklere inat inanma felsefesi üzerine var olmuş olgulardır,sınanmak amaçlı konmuş engellerdir..aşabilene ne mutlu...
 
ölümün bir son değil de başka bir başlangıç olduğuna dair bir söz var...

"dünden bugüne yaşlandığını sanma; gençleşiyorsun yeni bir hayata doğru." -Les ellas-
 
''Ölüm son değildir belki evet, ama kesinlikle başlangıçta değildir, sadece sonsuza kadar içinde takılıp kalacağın kaotik boşluğa zorunlu bir kapıdır, dolayısyla da aynı zamanda ondan korkmana yetecek kadar acı bir şeydir.''
 
Bu hayat'da insanı tatmin edecek birşey kalmadı.Şöyle operasyon falan hazırlıyıp zengin olmayi düşünüyorum,ilgili arkadaşlar pm yolu ile ulaşabilrler.Ölüm'e gelince operasyon iyi bir fırsat.Eğer öldüktekten sonra bir ihtimal girebilirsem bu topic'e,ölümün nası bir duygu oldugunu anlatıcama dair söz verebilirim.Forever Die!
 
Josephking_1903 demiş ki:
ÖLÜMLE YAŞAMI AYIRAN ÇİZGİ
SİYAHLA BEYAZI AYIRAMAZ Kİ
HER YOLUN SONUNDA ÖLÜM OLSA DA
SEVENLERİ KİMSE AYIRAMAZ Kİ
buda benden olsun
Ölüm varmış korku varmış
bu dünyanın sonu varmış
bizim için yoktur tasa
kalbimde sen yaşadıkça
başarılar gelir geçer
asaletin bize yeter
deplasmanda samiyende
ultrAslan hep seninle

dahada yazardım ama konu dağılmasın 🙂
 

Geri
Üst