utopiano demiş ki:
açıkçası amaç ile araç arasında diyalektik bir ilişki görmüyorum. çünkü amaç neyi gerektiriyorsa araç da o olmalıdır.
Bazen araç : bilinçsizlik nedenli yollarla amaca götürür. İşte bu yüzden diyalektik bakış gereklidir! sana durumu açıklar.
utopiano demiş ki:
herhangi bir çelişki veya zıtlık bu ikilinin ilişkisinde yer almamalıdır. eğer ki bu amacın veya aracın gerçekliğini sorguluyorsan, sanat için bu imkansız bir sorgulama olacaktır.(diyalektiğin amacı açısından)
Dolayısıyla aracın bilinçsizde olsa amacın yerini alması söz konusudur.
Ortada zıtlık olarak görünen olgu bir anda nitel bir sıçramayla ortadan kaybolmuş olur,yadsınmıştır, yani onu hem ortadan kaldırmış hem de korumuştur.
(Bu konuyu anlamak kolay değildir, Hegel'in efendi-köle diyalektiğinin tekrardan incelenmesini öneririm)
utopiano demiş ki:
artı o an içinde alternatiflerini sorgulayan amacın gideceği yer zaten bellidir, farklı yönemlimlere ihtiyacı olmayan ve bizim bakışaçımıza göre işe yarar nitelik kazanmaya bir kavram sanat olamaz.
tam tersi bir olgu söz konusu olduğundan yani; bilinçsizlik nedenli araç kullanımının amaca vararak neyin kendisine faydalı neyin zararlı olduğunu bilemez, bilse amacın bilinciyle, araca yönelme söz konusu olurdu. Ayrıca ortadaki pragmatist görüşe katılmıyorum, fayda da relatiftir!
utopiano demiş ki:
sanat açısından ele alırsak;
sanat genellikle soyut bir kavramdır ve ortaya çıktığında orjinalinde bir değişim söz konusu olamaz. oluşmuş bir sanat eserinin devamlılığı (ve beraberinde değişimi) sadece bağlı olduğu kökleri devam ettirme adına meydana gelmiş demektir.
sanat kelime olarak soyut olabilir ancak ona sanat değerini,anlayışını,kavramını vs.sini gerçeklendirdiğinden bu kelime atfedilmiştir. Kimse birden sanat diye bağarmamıştır durduk yerde!
utopiano demiş ki:
benim kıstaslarımdan olaya baktığımızda sanatın üretiliş aşaması hiç bir nitelik taşımamakla beraber, bu değerlindermenin sonucuna politikayı "nesnel" olarak adlandırmamın da anlamlı olacağına inanıyorum.
üretim aşaması kendi öznelliğini koruduğundan sadece üretende bir nitelik taşır, henüz kendi dünyasından çıkmamış, dış dünyaya yani bir başkalarına açılmamıştır diyebiliriz.
utopiano demiş ki:
çünkü öznel sanat birebir politik içerik taşımaz, bu yüzden dirket olarak buna politika diyemeyiz.
sanat eseri üreticisinin kendi öznel paradigmasında bir politika içermesi bir şeyi değiştirmez, olsada olur olmasada olur. Lakin politik içerikte taşır buna politikada diyebiliriz ve üreticisi buna sanat da diyebilir. (onun için politika; bir sanat olabilir)
utopiano demiş ki:
ama nesnel olarak değerlendirirsek sadece politikayı temsil eden ve politik kaygılar (ya da amaçlar) taşıyan bir çok sanat eserine (!) rastlayabiliriz.
Politik kaygı ya da başka bir şey, anlatmak istediklerimden ötürü geçersizleşir!
utopiano demiş ki:
bir klişe soruya dikkat çekmek istiyorum :
"sanat, sanat için mi; yoksa halk için mi yapılır?"
peki şu soruyu sorabilir miyiz?
"sanat sanat için mi, halk için mi, politika için mi yapılır?"
hatta şu soruyu da sorabiliriz sanırım:
"sanat sanat için mi, halk için mi, politika için mi, para için mi yapılır?"
kısaca şunu sorsak ya:
"sanat ne için yapılır?"
en son sorduğum soruya cevap verirsen ne demek istediğimi anlayacaksın.
sanat onu yapana göre bir anlam ve o yaratıcısına göre kendini ya toplumda ya da kendi psikolojik tatminkarlığını taşır, yada bu ikisini birlikte barındırır. Sanat ı sanat için yapmak oldukça soyut kalıyor, eseri yapan adam ondan hoşnut kalsada kalmasada kendi psikolojik ve sosyolojik etkileşimlerinden varsayımlar yada bilinçsiz uygulayıttırıcıları doğrultusunda ya kendi tatmin olur yada önemsemez topluma aktarır onlar kendi görüşlerini belirtir. Lakin sanattaki kendi özgün yaratıcılığı söz konusu olduğundan sanat asla yaratıcısından bağımsız kılınarak soyut bir şekilde ifade edilinip sanatı sanat için yapıyor demek olmaz...
utopiano demiş ki:
biri çıksa da "benim sanatım politikadan ibarettir, sanatım budur" dese, "neye göre?" diye sormaktan başka bir şey yoktur. çünkü öyle söyleyen biri yalan söylemiş olur. sanatçı olarak politik eserler icra etmek başka, politikacı (siyasetçi) olarak sanat irca etmek (!) bambaşka birşeydir hatta politikacı olarak sanat icra etmek diye de bir şey yoktur.
ama sanatçı olarak politik eser icra edilebilir.
aradaki fark sanatçı olmak ya da politikacı olmaktır.
komuzla ilgili olarak söyleyebileceğimiz fark ise kişiye göre göreceli olmasıdır.
bu görecelilik kavramıyla karmaşıklaşan konu, diyalektiğin de işin içine girmesiyle daha bir karmaşık hal alacaktır bunu da söylemeliyim.
yukarıda da demek istediğim gibi
ben çıkıyorum ve diyorum ki ; politika bir sanattır yani aristo deyimiyle poetika
😉
Karışık olabilir fakat bir kaç kişiye bilinmeyenleri gösterebiliyorsak ne mutlu bize diyorum
😉