Sanat politik bir araç mıdır?...

Praxis'e:
onlar kendilerini ve sizi kandırıyor sor bakalım hocalarına sanat ve de estetik ne demek miş? Müzik ne demekmiş? Bunları değerlendiren ölçüt neymiş? Ölçütler farklılıklar gösterirmiymiş? evrensel bir ölçüt değerlendirilmesi varmıymış, bunları belirleyen kimmiş, onu kim seçmiş ? vs. vs.diye uzar gider bakalım ne dicek merak ettim?

Şunu açıklayayım, ben konservatuvar öğrencisi ya da mezunu değilim. Kişisel müziksel deneyimim ve bilgilerim sonucu sahip olduğum fikirlerimi burada dile getiriyorum. Bu bilgileri de herhangi bir kitaptan ya da kişiden öğrenmedim. Sorduğun soruların kendim için cevaplarını ise kendi doğrularım içerisinde bulduğumu söyleyebilirim... bu konuları daha önce yazmış olduğumuz için burada kullandığın üsluba anlam veremediğimi söylemek isterim. Ben burada estetik ya da sanatın tanımını tartışmıyorum...

Ayrıca ben burda müziksel akımları irdelemiyorum, zaten onlar bir akım olduğundan kıstası belirlenmiştir, bu kıstası kullananlara o kıstastan yorumlar getirilebilir

Bu söylediğin yalnızca müziksel akımlar için değil tüm müzik eserleri için yapılabilir. Çünkü tüm müzik eserleri benzer ögelerden (sesler, ilişkileri ve düzenlenme biçimleri) oluşur. Tüm mesajlarımda kastettiğim husus da budur...

Ancak bireysel temelde müzik estetik sanat vs. belirlenmesinde evrensel bir değerlendirme söz konusu yoktur, olmamalıdır lakin dünya'da nasılsa bu uygulanıyor fakat ben onaylamıyorum.

Bireysel temeli göz önüne alırsak doğru tabii... ama bu, bireyselin dışında, farklı anlayışta kişiler tarafından aynı şekilde uygulanabilir ve anlaşılabilir ilişkilerin (notalar ve sesler arasındaki) değerlendirmede kullanılmamasını gerektirmez.... hatta bu relativiteden kurtulmak için kullanılmasını gerektirir!!! Sen onaylasan da onaylamasan da bu şekilde tüm müzik eserlerini oldukça objektif kriterlerle karşılaştırmak ve birbirlerine göre nerede durdukları konusunda fikir sahibi olmak mümkün. Bu da dünyada akademik düzeyde yapılıyor, yapılması da gerekir bence....Ayrıca bunun mümkün ve yapılıyor olması ne kişisel düzeyde eserin değerini azaltır ne de kişisel kıstasları farklı bir kişinin sanat eserinden kendine göre öznel keyfi almasını engeller....

Beni rahatsız eden nokta ise, bu tartışma sırasında kişisel fikirlerin ortaya konulması ya da paylaşılmasından çok; "öğretme", "ispat", "düzeltme", "gösterme" yi öne çıkaran bir tarzın ve ifadelerin yer alması... Bilgisayar ortamının sağlıksızlığından kastettiğim şey, tam olarak buydu aslında.... kişisel düzeyi ve deneyimleri konusunda hiçbir fikrimiz olmayan kişilerle karşı karşıya olduğumuzu unutmamamız gerektiğini düşünüyorum....
 
KorayE

Daha öncekilerden farklı bir üslup kullanmam yazdıklarımın boş oldukları sonucunu doğurmasa gerek ki benim bir nevi sitemim sana değildi o mesajda, hocalara idi.

Tüm müzik eserlerinin bireysel özgünlükten çıkması ile genel-geçer bir değerlendirme ölçütü mümkün olabileceğini öngörüyorum. Nedeni daha öncede bir çok kez belirttiğim gibi esas sorun kıstasa uyulması yada uyulmaması bağlamında yatıyor. O kıstas üzerinden ben onaylasam da onaylamasam da 🙂 obkektif değer biçilir.
-
Ancak o kıstasa girmeyen başka bir kıstasın mevcudiyeti gerçekleştiğinde karşıt tarz, akım ya da vs.lerin birbirlerini geçersizleştirmesinin geçersizliğini vurguluyorum, işte bu yüzden en temelden aldım konuyu.
Sanat, estetik ve içeriklerine bağlı olarak müzik vs. diye...

Ayrıca; kişinin yazdıkları üzerinden yorum yapabilirim ki benide ilgilendiren budur. Hiç bir şekilde kişisel düzey, deney vs gibi etkenlere girmedim, girmem.
 
Üslup, yazının içeriği ile ilişkilendirilemez haliyle, ama gerek belirttiğim alıntıda, gerek bana cevaben yazdığın yazıların bazılarında ve ne yazık ki bu başlığa yazılan yazıların önemli bir kısmında, önceki mesajımda rahatsızlığımı dile getirdiğim husus yer almakta... kişisel deneyim, eğitim ve birikimi söz konusu etmem ise, aslında hedefini şaşan bu sitem, açıklama, düzeltmelerin forum ortamında çok kolaylıkla yapılageldiği, çoğu kez hatalı sonuçlara neden olduğu ve iletişimi bozduğunu; bunu önlemenin tek yolunun ise üsluba ve ifade biçimine önem verilmesi olduğunu düşünmemden kaynaklanıyor...

Kısaca bazı kıstasların kullanılması ve eserlerin bunlara göre durduğu yerin belirlenmesi, eserin sosyal ya da kişisel "değerini" saptamaz... sadece o sanatın ortaya koyduğu tüm eserlerin (müzik için orkestrasyon, armoni özellikleri gibi oldukça nesnel) iç dinamiklerinin özgün eserle karşılaştırılarak, özellikleri belirlenir. Bu yöntem de, ses ya da fenomene bağlı değişkenleri kıstas almasına karşın, çok yeni, çok özgün eserlerin müzik sanatı için "değerini" çok yanlış değerlendirebilir (ki tarihte çoğunlukla böyle olmuştur). Yani değeri atfeden, ona toplumsal ve kişisel bağlamda bir anlam yükleyen akımlar, insanlari toplumlari doktrinler vb. dir. Bu değerlendirme relatif ve kişiseldir, ama eserin yapısını oluşturan müziksel öğelerin karşılaştırılmasında bu durum söz konusu değildir.

Müziğin yapısı ile ilgili bahsettiğim bu değişkenlerin varlığı üzerinde ısrarla durmak istediğim için yazılarımı yazıyorum.... sanatı ve müziği anlamakta üstünde durduğun relativitenin biraz da olsa aşılabilmesi için tek dayanak onlar olduğu için... 😀
 
KorayE demiş ki:
eserin yapısını oluşturan müziksel öğelerin karşılaştırılmasında bu durum söz konusu değildir.
Müziksel öğelerden kastın çeşitli müzik türlerinin içerdiği kalıplar ise bunlarıda akımsalllığı içerisine soktuğumdan ayırmak istemiyorum.
Ya da kastın notalar ise bunun relativitesinin olduğunu söylemedim, bu fikrede katılmıyorum zaten.
 
Baştan beri kastettiğim ve üzerinde konuştuğum;
Notalar, düzenlemeler, enstrümantasyon biçimleri, ritmik özellikler vb. gibi
"müziksel" ögelerdi zaten... 😀 😀 😀

Yoksa akımlar, akımlara atfedilen özellikler, şarkı sözleri, şu ya da bu eleştirmenin yaptığı sınıflandırma değil...

Bu husus, müziğin sosyal yaşantıdaki yeri, tavrı ya da bir birey olarak dinleyici için olan anlamından ayrıdır...

Ama tüm bunların dışında bir müzik eserinin notaları (daha doğru bir tanımlamayla sesleri), bu sesler arasındaki ilişki (armoni ya da melodi içeriği), ritm, kullanılan enstrümanlar gibi özellikler, bugüne kadar yapılagelmiş eserlerle karşılaştırılabilir ve bu özellikler açısından nerede durduğu anlaşılabilir... bu değerlendirme de, yeterli müzik birikimine ve müziksel ögeleri tanımlama yeteneğine sahip herhangi birisi tarafından benzer şekilde yapılabilir (relativite bu sayede ortadan kaldırılabilir)....önceki mesajımda kompozisyon eğitimi dahilinde akademik olarak yapıldığını söylediğim aktivite de bundan başka birşey değil zaten : 😀 😀

Kişisel fikrim ise, müziğin sosyal ya da gerçekten relatif kişisel değeri ile birlikte, yukarıda saydığım müziksel değişkenler açısından da algılanabilmesinin, sanatın kişinin hayatında oluşturacağı gerçek değişiklik ve ilerleme için çok önemli olduğu yolunda 😀 😀
 
Yazılarımı okuduğumda bu başlık altında söylemek istediklerimi ifade ettiğimi görüyorum... konu ile ilgili fikir paylaşımı ve etkileşimde bulunmak isteyenler bana özel mesajla ulaşabilirler...

Son olarak daha önce yazdığım ve önemli olduğunu tüm forumlarda her gün farkettiğim bir noktaya tekrar vurgu yapmak istiyorum:

Beni rahatsız eden nokta ise, bu tartışma sırasında kişisel fikirlerin ortaya konulması ya da paylaşılmasından çok; "öğretme", "ispat", "düzeltme", "gösterme" yi öne çıkaran bir tarzın ve ifadelerin yer alması... Bilgisayar ortamının sağlıksızlığından kastettiğim şey, tam olarak buydu aslında.... kişisel düzeyi ve deneyimleri konusunda hiçbir fikrimiz olmayan kişilerle karşı karşıya olduğumuzu unutmamamız gerektiğini düşünüyorum....

İyi günler.....
 
KorayE

Benim tartışmak istediğim nokta notalar vs. değildi.
Ancak sen ne demek istediğimi anlamamış olmandan kaynaklanıyor sanırım konuyu o yöne çektin.
-PRaXiS- demiş ki:
Ancak o kıstasa girmeyen başka bir kıstasın mevcudiyeti gerçekleştiğinde karşıt tarz, akım ya da vs.lerin birbirlerini geçersizleştirmesinin geçersizliğini vurguluyorum, işte bu yüzden en temelden aldım konuyu.
Sanat, estetik ve içeriklerine bağlı olarak müzik vs. diye...
Bu nedenle farklı, karşıt-tarz, akım vs.nin sanatsal bir müzik değeri taşımadığının söylenemeyeceğidir. Bilmem anlatabildim mi değinmek istediğim konuyu?
 
Sanat, hedefin ne ise o yöne doğru yapılır, çok kolay. Sadece nasıl gideceğini bileceksin. Bununla politika da yaparsın, para da kazanırsın. Politika, olayları manipule edebilme yetisini refere eder. Yaptığın sanat ta kişileri yönlendirir. Bir heykel yapıp, konuşmadan politika yapabilirsin.
 
PRaXiS- demiş ki:

Ancak o kıstasa girmeyen başka bir kıstasın mevcudiyeti gerçekleştiğinde karşıt tarz, akım ya da vs.lerin birbirlerini geçersizleştirmesinin geçersizliğini vurguluyorum, işte bu yüzden en temelden aldım konuyu.
Sanat, estetik ve içeriklerine bağlı olarak müzik vs. diye...

Bu nedenle farklı, karşıt-tarz, akım vs.nin sanatsal bir müzik değeri taşımadığının söylenemeyeceğidir. Bilmem anlatabildim mi değinmek istediğim konuyu?

Buna tabii ki katılıyorum, açıkladığım düşünceler zaten bu sonuca doğal olarak varıyor, çünkü değerlendirme biçimi farklı... müzik seslerden oluştuğu için sesleri temel alan bir yaklaşım haricindeki herhangi başka bir yaklaşım, hep senin üstünde durduğun sonucu, relativiteyi doğurur, benim de vurgulamak istediğim buydu... sesler göre yapılan bir değerlendirme ise bir eserin sanat olup olmadığını söylemek yerine, nerede durduğu konusunda fikir verir.... bunu hayata yansıtmak konusu zaten tamamen kişiseldir...
 
Ben söylemek istediklerimi özetleyeyim:

- sanat politik araç olarak kullanılır, ama bu onun sanatsal yönü ile ilgili değil, mesajı farklı bir algı ile vermesi yönüyle ilgilidir. Ama sanatın yapısı gereği kendisi özgün bir algılama biçimi sunduğu için politik bir tarafı vardır. Bundan kastım yalnız sanatı oluşturan ögelerin (sesler, renkler, vb) kişide yaptığı algısal değişimdir...
- sanat eserlerinin karşılaştırılmasında eseri oluşturan sesler, renkler gibi temel ögelerin o zamana kadar oluşturulan diğer eserlerle karşılaştırılması sonucu bu özellikler açısından benzerlik ve farkları belirlenebilir, durduğu yer konusunda objektif bir fikie edinilebilir
- bunun dışında kalan noktalar yani sanatın sosyolojik yeri, sosyal işlevleri ve etkileri, akımlar ve düşünsel altyapısı, değerlendirmesi ya da yaşamda konulduğu yer kişiseldir.

😀 😀 😀
 
açıkçası tartışmanın, göz önünde olan değerlerden uzaklaştığını düşünüyorum. ben, günümüzdeki olgulardan bahsediyorum.
günümüzde bir çok sanat dalında, üretim asıl amacını korurken halkın önüne çıkan, sanat veya başka isimlerle dayatılan bi sürü saçmalığın ne gibi bir politik nitelik taşıması gerektiği konusunda bir cevap elde ettim ancak bunu burada göremiyorum. sanatı paranın yarattığı, paranın satın aldığı, paranın yokettiği bir piyasayı içeren türkiye cumhuriyetinde bu kadar deneysel içerikli tartışmalara gerek duymamakla haklı olduğumu düşünüyorum. bu da bazı arkadaşların canını sıkabilir belki ama bu bir doğrudur ve değişmesi paraya bağlıdır. en az 100 yıl daha paradan kurtulamayacak bir ülkede bu bağ pek kopacak gibi de görünmüyor, üzülerek söylüyorum.
sadece paranın belirlediği bir takım olayların yanı sıra paranın etken olmadığı fakat yokluğundan bahsedemediğimiz durumlar da yok değildir. bu durumda para olmadan anlatmak istediğimizin insanlar için ne önemi olacaktır? para olmadan bunu o insanlara nasıl ve ne ölçüde anlatabiliriz? para olmadan o insanlar anlamayı nasıl becerecekler?
politika para için yapılır ve günümüzde sanatı da para yönetiyor. sonuç basit bir önerme kadar şiddettli patlıyor suratımıza:
herşey para için.
 
Bir sanat eserinin seri üretime dayalı bir metadan hareketle ihtiyaca yöneltilme ve onu pazarlama yoluyla eserin sanatsal ve de estetik değerlerinin yok olduğunu düşünmekteyiz sanırım.
Bunun altında ki temel etken biraz daha açarsak; sanatın pazar ekonomisi için kullanılıp kar güdülerek ve de estetik gaye düşüncesinin azalması ya da yok olmasıyla eserin meta haline dönüştürülmesidir.
Bu süreç ise herşeyi meta haline getiren kapitalist sistemin tipik bir dayatması ve de doğal hareketidir.

Ancak bu süreç tam tersine çevrildiğinde yani Sosyalist sisteme geçildiğinde; sanatçının emeğiyle beraber eserinin meta halinin tamamiyle yok olması bağlamında insan, sanatı temel ihtiyaçlarını karşılama düşüncesi ile orantılı düşünmekten uzakta sadece kendi özgün yaratıcılığının belirgenliğinde üreteceğinden, ürettiği eser insan ihtiyaçlarına yönelsede seri üretime dayalı olarak bu onun sanatındaki özgün yaratıcılığını yok etmeyecektir. Çünkü artık pazar ekonomisi belirgenliğinde değil tamamen bireysel belirgenliğinden hareket edecektir. Eserini yönetilmesinden kurtarıp yönetecektir.

Dolayısıyla bu bahsedilen sorunun çözümü; metalaştırmaya dayalı yani kapitalist sistemin karakterlerinden kurtulması gerekmektedir. Ki sanatçının eserini ve kendisini her açıdan belirleme ve insanların estetik anlayışına birşeyler katmasına paralel gelişerek "sanatı ve estetik etiği" ilerletsin.

Ve doğal olarak komünist sistemde sanat ve estetik insanlara politik,ideoloji bağlamda bir şeyler empoze etmek yerine ve estetiğin hiçe sayılıp ürünleri en basit şekilde ve kar amacı güderekten seri üretime dayalı hale getirmeyle, yapılana sanat ve esetetik demek gibi saçma ve aşşağılayıcı fikirler doğrultusunda hareket edilemeyecektir.

utopiano ve KorayE temel sorun olan konuyu, açtığınız için teşekkürler.
 
şu an içinde yaşadığımız sistemlerde önemlice yer alan teknolojiyi göz ardı etseydik komünel veya sosyalist ekonomi sistemlerinin uygulamalarından ve etkilerinden bahsedebilirdik. )not: teknolojiyi destekleyen kapitalizm konusundaki tespitler doğru olabilir.)
yine de normal şartlarda olabileceklerden bizler de haberdarız. günümüz koşullarına göre tartışmaktan yana olduğumu bir kez daha belirtiyorum.
ben de teşekkür ediyorum.
 
utopiano

Kapitalist sistem üzerinden bu soruna bir çözümün var mı?
Ya da sanatın; ekonomik sistemden bağımsız bir yapıda ilerlediğini mi düşünüyorsun?
 
değerli arkadaş sistemayvayıyamis güzel konu olmuş.....


Öncelikle goy goy haline getirmeyin arkadaşlar konuyu..

Şimdi gelelim sanatın politik amaç olup olmadığına
sanat dünya tarihinde ki yeri itibiyle ve kendisini değiştirip dönüştürmesi itibari ile insanlığın vazgeçilmez bir parçası olmuştur..
bununla birlikte doğru kullanıldığında insanlığı da revize eden bir araçtır...
sanat gerek siyasi terih olsun gerek toplumsal kişiler ve topllumlar üzerinde çok büyük etki yapan bir harekettir
bence sanat politik bir harekettirde..

bakınız maxim gorkinin bir kitabı olan çocukluğum bildiğiniz gibi sinamayay uyarlanmıştır ve okuyan biri varsa aranızda bilinir kitabın nasıl olduğu ve politik bir propaganda aracı olduğu..

sanat doğru kullanıldığında en çok etkileyen bir silahtır ve politik silay gene hitleri dünyaya daha iyi tabıtmak ve faşizmin kirli yüzünün gösterilmesini sağlamak için yapılann filimleri hepimiz biliyoruzdur sanırım...

sonra sanatın gene kendi içinde nesnel olguları ele alarak insanlığa bir çok konuyu farklı değerlendirmelerle verebilme gürtüsünden ve özlüğün den dolayı olması da politik bir araç olduğunu göstermekte haliyle....


UMUDUN ADIYLA SELAMLAR
 
çok şey söylenmiş ama yine de tekrar etmek istiyorum.sanatın tanımı duygu ve düşüncelerimizi yansıtmasıdır.bunun bir kolu olan düşünce de kanıtlıyor ki sanat politik bir araç olabilir, düşüncelerimizi başkalarıyla paylaşmak için.bence olay genel hatlarıyla bu şekilde.ama daha derine inersek...
daha önce de söylendi türkiye de "sanat piyasasını" para belirlemekte.bence insanlar düşüncelerini dışavurmak için(politika gibi), insanları köşelere çekmekten çok, kuytu yerlerde insanları öldürmekten çok, ya da sadece paralarını kullanmaktan çok sanatı kullansalar daha ii ederler.ama burda yine sorun parası olanan herşeyi kullanacağında düğümlenip kalıyor.yani sonuç tanıdık:güçlü olan gücünü kullanmakta.bu da kanıtlıyor ki sanat ekonomiyle ilintilidir(günümüzde) ve kapitalist sistemde de bunun bir çözümü yoktur.sanat parası olanın elindedir ve bu yolla da toplumu istediği gibi yönlendirebilir(bakınız:insanları koyunlaştıran programlar ve şarkılar vb...).bu genelde, sanat sanatçısını da kaybetmektedir çünkü çocuğu aç olan insan karnını doyurmayacaksa ilgilenmez sanatla.parası varsa birinin sanata da günümüz koşullarına uygun olarak yatırım diye bakacaktır(bakmayanların halini anlatmaya gerek yok sanırım).yani hangisi daha çok para getirirse...sanatçı ve sanat burada benliğini kaybetmektedir.
praxis ve xebat'a selamlar.güzel günler göreceğiz.dediğin gibi praxis, üretenlerin ellerinde yükselir dünya...
 
deathwish açıklaman iç ferahlatıcı.. günümüz Türk toplumunun sıkça karşılaştığı bir sorundur bu sanat ve sanatçının benliğini kaybetmesi.. özellikle türkiye de totaliter bakışaçısının ürünü olarak bir çok sanatçı konumunu kaybetmiştir. ekonomik ve teknolojik gelişmeler sonucunda artık bir takım sanatlar icra edilemez hale gelmiştir. ben açıkçası olaya siyasi bir gözden bakmak istemiyorum, çünkü günümüz şartlarında siyasetin etkisi göreceli olacaktır. daha önce de söylediğim gibi artık ekonomik etkenler ve altyapısı ekonomi ile pararel gelişen ancak kendisi hızla ilerleyen "teknoloji" karşısında siyasi düşünce biraz etkisiz kalmakta. bu konuda yeni bi başlık açtım konuya orda devam edelim : )
 

Geri
Üst