Stephen King romanları ve filmleri

Ben yazmıştım bu filmi, sevdiklerim arasında 🙂
Evet, kitabındaki "Azrail Koşuyor" hikayesiyle hemen hemen hiç alakası olmayan, yine de çok keyifli bir film.

Bu arada, kitabındaki hikaye çok sarsıcı ve ilginç. S. King'in taa ne zaman kurguladığı gelecekteki toplum manzarası, şaşırtıcı derecede günümüzle epey paralellik gösteriyor. Daha doğrusu, gidişat o yönde 🙂
 
Zelenhgorm demiş ki:
Ben yazmıştım bu filmi, sevdiklerim arasında 🙂
Evet, kitabındaki "Azrail Koşuyor" hikayesiyle hemen hemen hiç alakası olmayan, yine de çok keyifli bir film.

Bu arada, kitabındaki hikaye çok sarsıcı ve ilginç. S. King'in taa ne zaman kurguladığı gelecekteki toplum manzarası, şaşırtıcı derecede günümüzle epey paralellik gösteriyor. Daha doğrusu, gidişat o yönde 🙂


Mükemmel bir tespit!!
 
Teşekkür ederim 😉 , ama burada Oscar'ı sai King'e verelim, harika bir kurgu yaratmış 🙂

Acaba bu Kara Kule'nin filmi değil de, animasyonu mu yapılsa (aman Disney yapmasın da). Aklıma bir türlü iyi bir Roland gelmiyor. Sanıyorum ya çok ünlü olmayan biri oynayabilir, veya Viggo Moretensen gibi bir aktör, teknoloji ve ağır bi makyaj yardımıyla uygun hale getirilebilir. Çok zor bir rol bana kalırsa, tipin uygun olması da yeterli değil oynayabilmek için.
 
Hadi Roland'ı bulduk diyelim, o kadar kurguyu nasıl yapacaklar! Yani yaparlar ama çok zor yaparlar. Bir de en az 4-5 film çekmeleri gerekir bence. 8 kitap zaten. Gene en iyisi animasyonu galiba.
 
En son azrail koşuyor u okudum ama kitabın ortasında adam öldü bende kitabı bıraktım_doru mu yaptım bilmiorum ama kitabın başından beri adamın başından geçenleri anlattı sonra pat die öldürdü_
 
walla ben stephen king in bikaç romanını okudum.hepsi çok sürükleyicydi ama ben en çok hayvan mezarlıını beğendim..
 
Gerçeğe en uygun ve toplumsal düzene bir eleştiri yönelten(bana göre ve aynı zamanda sürükleyicie de) bir kitabı vardır ki, benim için yeri ayrıdır:Ateş Yolu.
İyidir okunmasını tavsiye ederim.
 
Acilen edebiyattan sinemaya geçelim. (Zira Edebiyat başlığında da var S.King topic'i)

"Maximum Overdrive" isimli filmi henüz izleyemedim, ama o kadar kişi o kadar çok kötüledi ki filmi, sırf meraktan bulmaya çalışacam. Bilirsiniz bazı filmler de sırf kötü oldukları için eğlenceli olabiliyorlar 🙂
 
Bu sefer unutulan bir film buldum hem de daha yeni bir film. Secret Window. Johnny Depp'in filmi. Ben seyretmedim, acaba kitapla uyumu nasıl olmuş bilen var mı?
 
Yine yanlışsınız bay yanlış 😀

Ben bunu da "sevdiğim filmler" listesine eklemiştim (3. sayfada). 😀

Şaka bi yana, film güzel; yani çok güzel değil ama güzel. John Depp bence role süper gitmiş. Kısacası birçok beğenmeyen insan da var ama, ben beğenmiştim bu filmi. Hikayeyle karşılaştıramayacam, çünkü henüz okumadım...
 
Vay be zelenhgorm, sen bu filmlerin hepsini izledin mi? Helal be!

Yalnız galiba herkes Rose Red'i beğeniyor ama ben nedense pek beğenemedim o filmi. Çok uzun olduğu için sıkıldığımı hatırlıyorum. Bir daha seyredeceğim.
 
İzledim evet 😀

Rose Red, bence çok eğlenceli bir film. Yani asla bir başyapıt değil ama, beni hiç sıkmayan nadir uzun filmlerden. Ama oldukça öznel bir fikir bu. Bi de Rose Red in hikayesinin öncesini (80 yıl falan önce) anlatan "The Diary Of Allen Rimbauer" isimli filmi de tavsiye ederim. Hem oldukça güzel bir film, hem de Rose Red deki birçok gizemi anlıyorsunuz izleyince. Fakat önce "Rose Red" i izlemek daha mantıklı.
 
Ya aslında ben de hep bi Stephen King filmleri koleksiyonu yapmak istemişimdir ama bir türlü gerçekleştiremedim. Seyretmediğim filmleri de var. Bir gün bir yerden başlayacağım filmleri toplamaya ama bakalım, kısmet.
 
Alın size çok gerekli bir bilgi. Stephen'in ingilizcede "stivın" okunduğunu biliyor muydunuz? Ciddiyim! E Steven'da "stivın" okunuyor. Bazen anlayamıyorum bu amerikanları ve ingilizleri 🙂

Demek ki bundan sonra Stephen King'e "stefın king" değil "stivın king" diyeceğiz. Bu çok kritik ve lüzumlu bilgiyi sizlerle paylaştığım için ne kadar övünsem azdır. 😛
 
Stephen King'in romanından sinemaya aktarılan en başarılı filmi Yeşil Yol bence. Romanla bire bir ilerleyen film aynı roman tadında, romanın hissettirdiklerini verebiliyor. Son film derlemesi olan Düş Kapanı ise tam bir fiyaskoydu. Ya o kadar ayrıntılı bir romanın filmi bu kadar kopuk olmamalıydı bence.

Jack Nicolson'un oynadığı The SHining ise bence en çok ürkenten filmiydi. Yani Türkçe'de Medyum diye çıkan romanı. Bunun dışında Hayvan Mezarlığı zamanına göre bence başarılı bir filmdi.

Stephen King'in en çok korturan romanı olan "O" nun ise filmi çocuk gösterimine dönüştürülmüştü resmen.

Dizi olarak çekilen Mahşer ise kitaptan daha etkileyiciydi diyebilirim..

Görsel ve senaryo şeklinde basılan romanı olan Yüz Yılın Fırtınası" ise dizi olmasına rağmen sinema tadında ürperti hissettiriyor. Bence en başarılı TV aktaraımı buydu. Roman ile birebir ilerleyen dizi, korkutma bakımınsdan başarılı.
 
Zelenhgorm demiş ki:
Alın size çok gerekli bir bilgi. Stephen'in ingilizcede "stivın" okunduğunu biliyor muydunuz? Ciddiyim! E Steven'da "stivın" okunuyor. Bazen anlayamıyorum bu amerikanları ve ingilizleri 🙂

Demek ki bundan sonra Stephen King'e "stefın king" değil "stivın king" diyeceğiz. Bu çok kritik ve lüzumlu bilgiyi sizlerle paylaştığım için ne kadar övünsem azdır. 😛

Hadi yaa!! İşe bak be! Yıllardır yanlış telaffuz ediyoruz demek ki. Kendimden utanıyorum çünkü Advance seviyesinde sertifikam var!!!
 
RADIOGAGA demiş ki:
Dizi olarak çekilen Mahşer ise kitaptan daha etkileyiciydi diyebilirim..

Yalnız şöyle bir olay var, bu kitabın ingilizcesi "The Stand" 1200 sayfa!!! Yani hangi zihniyetle 300 bilmemkaç sayfa halinde kısaltabiliyorlar romanı, kafam almıyor. Bari hiç çevirmeyin, basmayın. Bence bu büyük bir saygısızlık!!! Bi ara orjinalini bulmuştum(2. el) , fiyatı da iyiydi. Tam para ayarlayıp gittiğimde, satılmıştı 🙁
 
Mahşer'in filmi de var yanılmıyorsam. Hem de 3 bölümdü galiba.

Ben nedense kitabını beğenmemiştim. Bu kadar iyi bir konusu olan bir kitap nasıl böyle kötü olur diye düşünmüştüm. Demek ki kısaltmayı iyi yapamamışlar
 

Geri
Üst