Doğrunun yolu bir.
Bu detayların farkına varabilmiş herkes, hem kendi arkadaş çevremizde hem de bu forum çatısı altında yıllardır aynı haklı tespitleri dillendiriyor zaten. Scott Grove'da aynı şeylere parmak basmış. Gibson ve Fender'in ve bazı diğer firmaların geçmiş yıllarda da defaatle yedikleri buna benzer herzeler var. Elimden plywood (gofret gitar) malzemeden imal edilmiş birçok Fujigen gitar geçti. 1982 senesinde üretilmiş bir Greco LP mesela, aynı senelerde üretilmiş tamamen maun'dan imal edilme bir diğer Greco LP ya da Burny ile arasında ciddi bir kalite, işçilik, ton vs. farkı vardı.
Les Paul edinecek olsam tercihim ya Tokai ya da Burny olurdu. Aslında (custom) Yamaha SG, LP'e bin basar ya neyse. Neticede olay tercih meselesi.
Performans da konuşulur aslında. Fakat, şu an konuştuğumuz konu her ne hikmetse tam manasıyla netliğe ulaşmadığından bu pilav daha çok su kaldırır görünen o ki. Müziğe yeni başlayan, enstruman sahibi olmak isteyen her çaylak neticede bu aşamalardan geçecek, yanlış yapa yapa doğruyu bulacak. Şehir efsanelerinin üzerindeki sis bulutları dağılmadığı sürece de bu senfoni bitmez. Yanıltıcı propogandalar kafaları bulandırıyor çünkü. Bir de birileri ne söylerse söylesin, insan evladı kafasını bizzat duvara toslamadan akıllanmıyor. İlla ki o cihazı alacak, o hissi tadacak ve o noktada mutlu mu yoksa mutsuz mu olduğunu 'şahsi tecrübe' ile anlayacak. Belki de en doğrusu böyle olması.
Bu detayların farkına varabilmiş herkes, hem kendi arkadaş çevremizde hem de bu forum çatısı altında yıllardır aynı haklı tespitleri dillendiriyor zaten. Scott Grove'da aynı şeylere parmak basmış. Gibson ve Fender'in ve bazı diğer firmaların geçmiş yıllarda da defaatle yedikleri buna benzer herzeler var. Elimden plywood (gofret gitar) malzemeden imal edilmiş birçok Fujigen gitar geçti. 1982 senesinde üretilmiş bir Greco LP mesela, aynı senelerde üretilmiş tamamen maun'dan imal edilme bir diğer Greco LP ya da Burny ile arasında ciddi bir kalite, işçilik, ton vs. farkı vardı.
Les Paul edinecek olsam tercihim ya Tokai ya da Burny olurdu. Aslında (custom) Yamaha SG, LP'e bin basar ya neyse. Neticede olay tercih meselesi.
Performans da konuşulur aslında. Fakat, şu an konuştuğumuz konu her ne hikmetse tam manasıyla netliğe ulaşmadığından bu pilav daha çok su kaldırır görünen o ki. Müziğe yeni başlayan, enstruman sahibi olmak isteyen her çaylak neticede bu aşamalardan geçecek, yanlış yapa yapa doğruyu bulacak. Şehir efsanelerinin üzerindeki sis bulutları dağılmadığı sürece de bu senfoni bitmez. Yanıltıcı propogandalar kafaları bulandırıyor çünkü. Bir de birileri ne söylerse söylesin, insan evladı kafasını bizzat duvara toslamadan akıllanmıyor. İlla ki o cihazı alacak, o hissi tadacak ve o noktada mutlu mu yoksa mutsuz mu olduğunu 'şahsi tecrübe' ile anlayacak. Belki de en doğrusu böyle olması.
Son düzenleme: