Stanley Kubrick

ilginizi çeker belki, yakın zamanda bir kubrick kitabımız olacak arkadaşlar, elbette türkçe..... az kaldı bitti kitap nerdeyse, şubat-mart gibi ok! sanırım...
 
Filmlerini genelde doğal ışıkta çektiğini okumuştum.Mum ışığında sahneler bile varmış(ben raslamadım ama).Fotoğrafçılıktan gelme olduğu için kompozisyon ışık kullanımı konusunda dahileşmiş adam.!980 lerde shinigdeki kanlı asansör sahnesini düşünün şimdi bile böyle tablo gibi sahneler çok az...
 
sinema tarihinin kült yönetmenlerinden biridir..benim içinde en üst sıralardadır.göründüğü gibi...en iyi otomotik portakal..-bazı insanlar o filme film demese de-diğer filmleri de zaten harika..-lolita..gözü tamamen kapalı..cinnet..the killing..vs..tabi ki ölümü üzdü..bence daha film çekmesi gerekiyordu..-
 
The Shining'i diğer gerilim filmlerinden ayıran şey ürkünçlüğü değil(ki bana göre bu bir abartı),farklı kamera çekimleri,yumuşaklığı ve açılarıydı.Mesela küçük çocuğun bisikleti kullanırken arka plandan görünmesi,halılarda ki renk takipleri vs.. vs..

Kubrick aslında S.King gibi popüler bir yazarın eserini ele almasıyla çok eleştirilmiş ama sonuçta kendisinin en büyük filmlerinden sayılmasa da psikolojik gerilim filmlerinin en önemlilerinden birisini yapmış.
 
Gutemensch demiş ki:
Filmlerini genelde doğal ışıkta çektiğini okumuştum.Mum ışığında sahneler bile varmış(ben raslamadım ama)

Bildiğim kadarıyla mum ışığını kullandığı film "Barry Landon".Ben de izlemedim bu filmi.Aslında bu film Kubrick'in 2001 Uzay Macerası ve Otamatik Portakal gibi dünya sorunlarına farklı bakış açıları sunan,aykırı filmlerinden hemen sonra yapılmış ve de yine böyle bir film beklerlerken sıradan konusu ve klasik sinemaya yakınlığı dolayısıyla eleştirmen ve izleyicileri epey şaşırtan bir film olmuş.
 
1928 de dogmus. 0lk çektii film 16 dakikalik belgesel film: "Day of the Fight". Bu filme takiben iki belgesel film daha yapmis; bunnardan biri “Flying Padre”, dieri de “The Seaferars”.
Spartacus u asl1nda Kubrick yönetmicekmis ama yapimci Kirk Douglas, filmin çekiminin tehlikeye gireceini hissetmis ve Kubrick e teklifte bulunmus.
Eyes Wide Shut (1999)
Full Metal Jacket (1987)
The Shining (1980)
Barry London (1975)
A Clockwork Orange (1970)
2001: A Space Odyssey (1968)
Dr.strangelove (or how i learned to stop worrying and love the bomb)(1964)
Lolita (1962)
Spartacus (1960)
Paths of Glory (1957)
The Killing (1956)
Killer’s Kiss (1955)
Fear and Desire (1953)
The Seaferars (1953)
Flying Padre (1951)
Day of the Fight (1950)

aldigi ödüller:
En İyi Film (prodüktör) – New York Film Eleştirmenleri
2001: A Space Odyssey (1968) ( senaryo yazarı ve prodüktör, özel efekt)
En İyi Görsel Efekt – Akademi Ödülü (Oscar®)
Dr. Strangelove (1964) ( senaryo yazarı ve prodüktör)
En İyi Yönetmen – National Board of Review, İngiliz Akademi Ödülü
En İyi Film (prodüktör) – National Board of Review
Lolita (1962) ( senaryo yazarı)
Spartacus (1960)
Paths of Glory (1957) (senaryo yazarı)
The Killing (1956) (senaryo yazarı)
Killer’s Kiss (1955) (senaryo yazarı, editör, prodüktör
 
bence bu adam bir nevi ressam, ekranda insanın kafasında bıraktıkları hakkaten nesiller boyu sürecek türden.
yani düşünün ki filmleri taklit edilmiş, edilememiş bir adam...

Mesela Spartacus teki son... çarmıhlar ve spartacus... küçük bir yaşta izlemiştim ve filmin genelini hatırlamasam da son sahne hep aklımda kalacaktır...
 
En beğendiğim yönetmen. Shining, Clockwork Orange, Full Metal Jacket, Spartacus seyrettiğim ve hala etkillerini üzerimden atamadığım filmleri. Adam tam bir üstat. Eyes Wide Shut'ı hala izleyemedim.
 
bence eyes wide swhut o kadar basarili deil tabi bunda filmi tamamliyamamasida onemli bir rol benim en sewdigim yonetmenlerin basinda geliyor gercek bir deha full metal jackettaki adamin silahla kendi beynini duwara yapistirdigi sahne hala cok iyi hatirliyorum saygi duyulasi insan
 
Geri
Üst