Do-re Müzik Müşteri Ilişkileri Problemi

Ben alttan alarak o kişiyi düzgün davranmaya yönlendirdim:)Kar fırtınasında (tünele iptal vapurdan gidemedim) gelen bir kişi herhalde ciddidir.Yaş olarak ta küçük biri değilim ,sadece ama sadece fiyat sormanın karşılığı buysa kusura bakmayın o kişilere empati duyamam . Acil serviste çalışıp insan hayatı ellerinde olan sağlık çalışanları napsın o zaman.

Mantığı anlayamadım. Şununla empati kurduk, o zaman bununla da mı kuracağız veya kurmayacağız gibi bir durum yok ki. Elimizden geldiğince anlayışlı ve iyi davranışa davetkar yaklaşmak sizce kötü birşey mi? Bunu yapıp yapmamak size kalmış birşey; ne yazık ki empati kurmayı "kötü davranışı meşru görmek"le karıştırıyor gibi bana gelen yorumlar. İkisinin arasında büyük fark var ve ilk mesajımda net bir şekilde belirtmiştim.

Herkes kendi yoluna, dağılın.

Sağlıcakla...
 
İnsan psikolojisine göre adama hak vermemiz lazım. Biraz onu düşünelim;
-"Hatunla sorunlarım var, patron maaşı yatırmadı, doğalgaz faturası kol gibi gelmiş, bu havada kalaorifer çalışmıyor, az önce muhasebeyle kavga ettim, üstüne de delinin biri gelmiş beni uğraştırmak için soru soruyor"

Sonuçta bunları herkes yaşıyor :) 10 liraya yemek yediğimiz esnaf bize güler yüz gösterip hal hatır sorarken ,5000 liralık gibsona baktığın adam bir dövmediği kalıyor :)
 
Do-re ile alakalı bugün yaşadığımız bir olayı yazayım. Ben Tokatta yaşıyorum ve birlikte müzik yaptığım arkadaşımla bir çalışma stüdyosu kurmaya karar verdik atladık gittik İstanbul'a tünelde ekipman bakıyoruz Davul bakmak için Do-re müzik'e girdik. Bu arada şunu da söylemeden geçemeyeceğim benim do-re'den daha önce birçok alışverişim oldu zamanında ve ben benimle olan diyaloglarından, çalışanların tavırlarından çok memnun kaldım do-re benim gözümde +1 öndeydi... Neyse girdik içeri içeride iki mağaza görevlisi sıkılgan şekilde takılıyor, hızlıca derdimizi anlatıp davul denemek istediğimizi söyledik. Bizimle ilgilenen arkadaş yekten "hayır deneyemezsiniz" dedi. Bende bizim aklımızda farklı marka ve modeller olduğunu deneyip görmenin bizim için uygun olacağını anlatmaya çalıştım ama eleman sözümü keserek "zaten elimizde çok davul yok, istediğiniz modelin parasını verirsiniz bizde getirtiriz" dedi. Tüm bu diyaloglar sırasında sanki arkadaşların işi başka bir şeymiş de bizimle rica minnet ilgileniyormuş gibi bir alaycı tavır takınmıştı. Arkadaşım her şeye rağmen bir modelin fiyatını ve stok durumunu sordu. Eleman yine "bilmiyorum istiyorsanız siteden bakıp söyleyim" dedi. Bizde Yormayalım sizi ona bizde bakarız dedik. Çıkarken arkamızdan "isterseniz trampet denetebiliriz" diye seslendi. Aldırış etmeden çıktık.

Bahsettiğiniz do re sanırım bu sadece davul satılan, ara sokaktaki dükkan. Eğer öyleyse orada çalışan adamlardan birisini tanıyorum ve kendisinden tiksiniyorum.Çünkü kendisi bu dünyada tanıdığım en yavşak insanlar listesinde ilk 3te. Bir diğeri de Zuhal müzikte çalışıyor ama onu anlatmak bile istemiyorum...Ben şahsen insanların hareketlerine şaşırmamayı seçtim çünkü adı üstünde insan.Bu bahsettiğimiz insan da gerçekten o kadar yavşak ve karaktersiz ki bu olayı size yaşatmasına şaşırmadım. İlla bu tanıdığım kişi ile konuşmuşsunuzdur diyemem ama o değilse de gene bir şey farketmiyor.Sonuçta orada çalışan insanları işe alırken karakter analizi yapmıyorlar.Bir şekilde müzikle ilgili oluyorlar ve işe giriyorlar kısacası.Canınızı sıkmalarına izin vermeyin en iyisi :)

Ben de bugün do re den alışveriş yaptım.Yeni bir dükkan açmışlar.Ucuz bir bass gitar almak niyetinde dükkanları gezerken dore ye de sordum ve yardımcı oldular.900 liraya squier vintage modified jazz bass aldım ve gayet mutluyum.2 sene garantimi verdiler, 1 hafta içerisinde iade hakkım olduğunu belirttiler ve faturamı mail atacaklarını söylediler.Yani genel olarak olumlu bir alışverişti.Benim için şu an dore müzik "iyi bir dükkan".Bir de kıvılcım müzik le aram iyi, ne istersem çalıyorum, getirtiyorum aşağıdan.Kıvılcım la kötü anısı olan da vardır elbet lakin bu işler kader kısmet.Eyyorlamam bu kadar :)
 
Bahsettiğiniz do re sanırım bu sadece davul satılan, ara sokaktaki dükkan. Eğer öyleyse orada çalışan adamlardan birisini tanıyorum ve kendisinden tiksiniyorum.Çünkü kendisi bu dünyada tanıdığım en yavşak insanlar listesinde ilk 3te. Bir diğeri de Zuhal müzikte çalışıyor ama onu anlatmak bile istemiyorum...Ben şahsen insanların hareketlerine şaşırmamayı seçtim çünkü adı üstünde insan.Bu bahsettiğimiz insan da gerçekten o kadar yavşak ve karaktersiz ki bu olayı size yaşatmasına şaşırmadım. İlla bu tanıdığım kişi ile konuşmuşsunuzdur diyemem ama o değilse de gene bir şey farketmiyor.Sonuçta orada çalışan insanları işe alırken karakter analizi yapmıyorlar.Bir şekilde müzikle ilgili oluyorlar ve işe giriyorlar kısacası.Canınızı sıkmalarına izin vermeyin en iyisi :)

Evet, bahsi geçen konu do re'nin davul mağazasında gerçekleşti. Daha öncede belirttiğim gibi Tokatta yaşıyorum ve tünelde çalışan insanlar hakkında hiç bir bilgi ve fikrim yok. Ekipman problemlerimizi başka mağazalardan alış veriş yaparak çözdük. Durum farklı şekilde gelişseydi biz alışveriş için o mağazayı tercih edecektik ama olmadı. Bizim kaybettiğimiz bir şey yok onun içinde anlık sıkıntı dışında kafamıza bile takmadık. :)
 
Ben alttan alarak o kişiyi düzgün davranmaya yönlendirdim:)Kar fırtınasında (tünele iptal vapurdan gidemedim) gelen bir kişi herhalde ciddidir.Yaş olarak ta küçük biri değilim ,sadece ama sadece fiyat sormanın karşılığı buysa kusura bakmayın o kişilere empati duyamam . Acil serviste çalışıp insan hayatı ellerinde olan sağlık çalışanları napsın o zaman.

Onları dert etmeyin, genelde onlara ya küfrediyorlar ya onları bıçaklıyorlar :)
 
dore ankara kızılay şubesine 3 defa farklı zamanlarda gittim, amacım sx telecaster alıp ucuz yollu tele fetişimi kapatmaktı. gördüğüm muamele 3 seferde bugün git yarın gel oldu maalesef. bunu yapan hep aynı elemandı yaş olarak büyük uzun gri saçlı sakallı ve kısa boyluydu. gitarıda dante den temin ettim, güzel ilgilendiler sağolsunlar.
 
Başlığı en başından beri takip ediyorum. Hem müşteri hem de satıcı tarafına hak veriyorum. Neden mi?

Müşteri haklı çünkü bir ton paraya ekipman almak istiyor ve tabii ki de bunu denemek, denemenin yanı sıra da bilgilendirilmek ve aldığı ekipmandan emin olmak istiyor.
Satıcı da haklı çünkü öncelikle bir insan, ondan sonra yaptığı iş her ne kadar perakende bir iş olsa da sıcak satışın uzun sürdüğü (deniyoruz, konuşuyoruz, geyik çeviriyoruz vs) ve anlık binlerce doların el değiştirdiği bir ortam.

Oldukça sık alış veriş yapan birisi olarak tecrübe edindim ve bu mağazalara girmeden önce gardımı alıyorum. Nasıl mı?

Tünel Do-Re artık beni tanıyor. "Abi geç arkaya istediğini dene sonra bir çay içeriz." diyorlar
Uniq Zuhal bulunduğu çevreden ötürü her zaman ilgili. Bir de iş sebebi ile oralarda olduğum için üzerimde takım elbise oluyor. Bu da +1 ilgi demek.
Tünel Zuhal. Uzun süreden sonra ilk kez gittim. Ampli almak istediğimi ama ne aradığımı, şu anda elimde ne olduğunu, kaç senedir gitarla ilgilendiğimi vs baştan anlattım. Bunu duyan arkadaşlar hiç üşenmeden kilolarca amplileri ve kabinleri yanıma taşıdılar. Dakikalarca denedim ve almadım. Hiç yüzleri düşmedi ve güler yüzle uğurladılar.
Yakın zamanda yurtdışına çıktım. Bir ampli denemek istediğimi söyledim. Ampliyi kabini getirdiler. Orada da kendimi biraz tanıttıktan sonra ellerindeki en iyi PRS'lerden birisini verdiler denemem için.
Kadıköy Do-Re'ye gittiğim zaman hiç kendimi tanıtmadım. İlgi sıfırın altındaydı. Biraz sabredip ben bunu alıyorum dedikten sonra gelsin çaylar gitsin kahveler. Daha sonradan uğradığımda da aynı ilgi devam etti.

Kısacası onlarca insan gidiyor mağazalara o anki duruma göre farklı tepkiler doğabiliyor. Biraz sabır, biraz mantık ile istediğinizi elde edebilirsiniz. Ha olmuyor mu? İyi günler dileyin ve çıkın mağazadan.
 
Emre satıcıya hak vermen enteresan geldi:) Kaldı ki sen de önyargıları yıkmak için ön bir tanıtım yapıyorsun (ki bunların nasıl kişiler olduğunu gösterir.)

Ben bu şekilde davranışı kabul etmiyorum :)

Gitar dükkanlarını diğer dükkanlardan ayıran nedir anlamış değilim .Ayrıca gelenler iyi kötü müzisyen sayılabilecek insanlar ,her önüne gelenin de gelmediği bir yer.
 
Ben de Dore ile ilgili bir olay anlatmak istiyorum, Ankara mağazasında yaşadım bunu, esmer ince uzun genç bir abi var adını hatırlayamadım malesef onunla başımdan geçmişti, biraz da @rpm e arka çıkacak bir olay.

1 1.5 sene önce bir "karayıldız" amfi almaya niyetlendim, kafayı bulmuştum ancak kabine denk gelemiyordum ben de gittim dore'ye dedim kabin bakacağım, kafa ile kurdu istediğim gitarı aldım hiç "o olmaz bunu kullan" gibi bir tavır da yoktu. Ben kenarda usul usul metalikacılık oynarken bir dayı geldi. Bağlama çalıyormuş sanırım, bir boss prosesör sordu, abi yine gösterdi fiyatını söyledi, üstüne adam bağlama için gereken tonları buradan atabilme imkanını sordu(Veya elinde pedalıyla gelip direk ton atmalarını istemişti bir an ikilemde kaldım yalan olmasın) abi de yapamayacaklarını söyledi. Sonrasında adam sen bunu al gel bizim eve gidelim orada benim bağlamayla ayarlarsın diye inceden ısrar etmeye başladı. Benim adamı 5 kere döveceğim sürede o hiç hır gür çıkarmadan yolladı, hatta sonra yanıma geldi 3 5 lafladık, adam gelmiş böyle böyle istiyor sonra bunları tersleyince de internette dore şöyle dore böyle diye konuşuyorlar dedi.

Ankara'da sapık gibi, üşüdükçe veya arkadaşları beklerken mağazalara girip bişeyler deneyen sohbet eden vakit geçiren bir müşteri olarak 2 Dore mağazasından da pek memnunum, tüm kadroyu tanımam ama anayolun kenarındaki mağazadaki o abi ve birkaç ay evvel oraya geçen Ferhat Abi'den 1 kere ters bir tepki almadım, hatta stok sayımı vb çalışanları delirten günlerde bile en kibar şekilde güleryüzünü eksik etmeden açıklamıştır durumu. Sokağın içindeki şubelerinde de üst katta duran Tolga Abi'de çok tanışıklığım muhabbetim olmamasına rağmen (Her gidip selam verdiğimde kim lan bu diyordur bence :) ) hep alakalı bir yaklaşım görüyorum.

Bu firmaların da kadrolarını düzenleyen insanları umursamadıklarını, marka imajını önemsemediklerini düşünmüyorum. Bilinçsiz kesime zaten onlar da belli tepkiyi gösteriyordur ama böyle tatsız olaylarla hiç aksiyon çıkarmadan direk onun üstündeki yetkiliye derdini anlatmak veya tek şikayet ile firmaya bildirmek hem yarın sizin oraya gittiğinizde daha iyi çalışanlarla çalışmanıza sebep olur hem de o şirketten birileri onları daha iyi bir noktaya çekmeye yardımcı olduğunuz için minnettar kalacaktır size.

Özetle orada çalışan adam sattığı ev parasındaki piyanosuyla maaşını 1 alacakken 5 almıyor onun karı "Dore" nin kazancı oluyor. Siz o adamı bildirdiğinizde (gördüğünüz tepkiyi hakedecek saçma birşey yapmadıysanız) firma hep piyanosunu daha kolay satacak hem de verdiği maaşın karşılığını alacak yeni bir eleman çalıştıracak belki. Adaptör konusunda arkadaş internetten aldıysa o süreç zaten allaha emanet bir durumda kimi kime şikayet edeceğini bilmiyor insan ama ülke genelinde tüm bu sanal işlemlerde bir gitmemezlik, müşteri hizmetlerinde ilgisizlik var. Teknik yetersizlik mi ilgisizlik mi bilmem ama çoğu firmanın bi toparlanmaya ihtiyacı var.
sfdafa hatırlıyorum lan ben bugünü :D :D
 
Emre satıcıya hak vermen enteresan geldi:) Kaldı ki sen de önyargıları yıkmak için ön bir tanıtım yapıyorsun (ki bunların nasıl kişiler olduğunu gösterir.)

Ben bu şekilde davranışı kabul etmiyorum :)

Gitar dükkanlarını diğer dükkanlardan ayıran nedir anlamış değilim .Ayrıca gelenler iyi kötü müzisyen sayılabilecek insanlar ,her önüne gelenin de gelmediği bir yer.

Ben durumu şöyle değerlendiriyorum: Yaptığımız alış veriş lüks tüketim. Bir Panerai saatten, Mont Blanc kalemden, Harvey Nichols mağazasından alım yapmaktan bir farkı yok. Hatta daha da fena çünkü kalem, saat, giysi ihtiyaç kategorisine giriyor, gitar ise hobi.

Pahalı saat satan bir mağazaya girip Swacth sorun, kibarca kapı dışarı ederler. Başıma geldi oradan biliyorum. Ya da döküntü bir kıyafet ile lüks bir mağazaya girin veya restauranta, kimse ilgilenmez. Bu da başıma geldi.

Müzik aleti satan mağazalar da ise durum biraz daha karışık hale geliyor. Alıcı lüks tüketim gerçekleştiriyor ama kendisi de ve satıcı da profil olarak bu seviyede değil. Bu durumda iki taraf da empati yapmadan ticaret gerçekleştirmeye çalışıyor.

Satıcıya hak veriyorum çünkü günde 10 saat onlarca kişi ile uğraşıyor ve gelirinin çok daha fazlasını bu kadar karmaşa arasında satması bekleniyor.
Alıcıya hak veriyorum çünkü her şeyden önce para veriyor.

Ön yargıyı yıkmak için kendimi tanıtmam şart. Ben kendim de profesyonel olarak satışçıyım. Eğer ismini cismini bilmediğim bir müşteri gelirse ve kendini tanıtmayıp ihtiyaçlarını belirtmezse onunla vaktimi harcamam.
 
Bu direkt satış perakende birebir satış diyelim ,kişinin kendisini tanıtmasına gerek yok:)hiç kimse alış veriş de dahil hiç bir yerde kötü davranılmayı haketmez.

Ne yazık ki yine sana katılamıyorum:)
 
Ben durumu şöyle değerlendiriyorum: Yaptığımız alış veriş lüks tüketim. Bir Panerai saatten, Mont Blanc kalemden, Harvey Nichols mağazasından alım yapmaktan bir farkı yok. Hatta daha da fena çünkü kalem, saat, giysi ihtiyaç kategorisine giriyor, gitar ise hobi.

Pahalı saat satan bir mağazaya girip Swacth sorun, kibarca kapı dışarı ederler. Başıma geldi oradan biliyorum. Ya da döküntü bir kıyafet ile lüks bir mağazaya girin veya restauranta, kimse ilgilenmez. Bu da başıma geldi.

Müzik aleti satan mağazalar da ise durum biraz daha karışık hale geliyor. Alıcı lüks tüketim gerçekleştiriyor ama kendisi de ve satıcı da profil olarak bu seviyede değil. Bu durumda iki taraf da empati yapmadan ticaret gerçekleştirmeye çalışıyor.

Satıcıya hak veriyorum çünkü günde 10 saat onlarca kişi ile uğraşıyor ve gelirinin çok daha fazlasını bu kadar karmaşa arasında satması bekleniyor.
Alıcıya hak veriyorum çünkü her şeyden önce para veriyor.

Ön yargıyı yıkmak için kendimi tanıtmam şart. Ben kendim de profesyonel olarak satışçıyım. Eğer ismini cismini bilmediğim bir müşteri gelirse ve kendini tanıtmayıp ihtiyaçlarını belirtmezse onunla vaktimi harcamam.

En vasat enstrüman bile çok pahalı ülkemizde ancak bizimki lüks tüketim değil. bir fender customshop müşterisi olsak aynı klasmanda "Mont Blanc , Harvey Nichols "gibi butik mağazacılıkla kıyaslayabilirdik.
Sıkıntı; ülkemizde müzik sektörünün pazarlama ve satış kanalındaki kişilerin, yönetici ve işletmelerin, henüz esnaf müzisyen zihniyetini aşamayıp hizmet sektöründe görev yaptıklarının bilincinde olmamalarıdır.
 
En vasat enstrüman bile çok pahalı ülkemizde ancak bizimki lüks tüketim değil. bir fender customshop müşterisi olsak aynı klasmanda "Mont Blanc , Harvey Nichols "gibi butik mağazacılıkla kıyaslayabilirdik.
Sıkıntı; ülkemizde müzik sektörünün pazarlama ve satış kanalındaki kişilerin, yönetici ve işletmelerin, henüz esnaf müzisyen zihniyetini aşamayıp hizmet sektöründe görev yaptıklarının bilincinde olmamalarıdır.
Eğer hayatımızı gitar çalarak idame ettirmiyorsak lüks tüketim. Bakın önemli bir noktayı atlamayın lütfen. Kıyafet elzem bir ihtiyaç, olmayınca olmuyor. Ama müzik aleti değil. Bireysel hissiyatınız bunun tersini söyleyebilir ama toplumun genel ihtiyaçları arasında yer almıyor. Bu noktada Harvey Nichols'tan bile daha lüks bir tüketim sınıfına oturuyor müzik aletleri.
 
Bu direkt satış perakende birebir satış diyelim ,kişinin kendisini tanıtmasına gerek yok:)hiç kimse alış veriş de dahil hiç bir yerde kötü davranılmayı haketmez.

Ne yazık ki yine sana katılamıyorum:)
Hak edip etmeme meselesine girmedim hiç. Ticarette de kötü muamele zaten olmamalı bunlar ayrı mesele. Anlatmaya çalıştığım şey bu işin satış jargonunun olduğu kadar alış jargonunun da olması. Daha önce de dediğim gibi eğer makul olarak uyguladığınız yönteme rağmen satıcı sizle ilgilenmiyorsa çıkın dükkandan.
 
Eğer hayatımızı gitar çalarak idame ettirmiyorsak lüks tüketim. Bakın önemli bir noktayı atlamayın lütfen. Kıyafet elzem bir ihtiyaç, olmayınca olmuyor. Ama müzik aleti değil. Bireysel hissiyatınız bunun tersini söyleyebilir ama toplumun genel ihtiyaçları arasında yer almıyor. Bu noktada Harvey Nichols'tan bile daha lüks bir tüketim sınıfına oturuyor müzik aletleri.
birşeyin lüks olup olmadığını Harvey Nichols dan pahalı olup olmadığı ile mi kıyaslayarak tayin edeceğiz? Mesela bugün piyasada en dandik araba 45.000 den başlıyor. Harvey Nichols dan da pahalı :) arabaya sahip olmakta mı lüks şimdi ? o zaman Ferrari ye binmek nedir?
Bizim gibi insanlar için bu kendini ifade etme biçmi. Yani sosyal bir ihtiyaç. "ticarete dönmemişse lükstür" demek doğrumu? .
 
alış jargonu olması gerektiğini savunmak çok abes. ben bir müzik dükkanına girdiğim zaman kendimi tanıtmak, elimden geçen müzik aletlerinin seceresini dökmek, takım elbise kravat giymek, sakal traşı olup saçları kulağı kapatmayacak şekilde kestirmek (ya da tam tersi cool rahçı imajı...neyse) zorunda değilim.

ki ne tesadüf takım elbiseyle kravatla gittiğimde daha çok sıkıntı yaşıyorum bu yavşak tiplerle. yaklaşımları bu adam 30 yaşında gitara heves etmiş anlamaz, biz takalım çalalım woww süper gitarmış der şeklinde bir yaklaşım sanırım. pena bile almamak lazım bu gibi adamlardan. bu ara charvel arıyorum, indirimleri de vardı geçen ay. tiksindiğimden adım atmadım dükkanlarına.

-x marka gitar askıları sizde bulunur mu?
-yok
-nerede bulabilirim acaba kim getirtiyor x markayı?
-bulamazsın... (acaip cool)

bunlardan ne alacaksın allah aşkına. bir de çözüm üretmeye çalışıyoruz burda. takımla gidelim, cebimizde para kabarıklığı olsun, gitarlarımızı sayalım diye. klinik vaka bunlar neyiyle uğraşıyoruz anlamıyorum. bu tip heriflerin çalıştığı yerler "karne hediyesi" ile dönen dükkanlar zaten. lise forması giyip anamı babamı yanıma alacağım, bak nasıl akbaba gibi gelirler.
 
Gereksiz bir tartışma haline dönüştü gibi. Çünkü "kime göre lüks", "hangi kıstasa göre lüks" tartışması bu. Ayda 3 bin TL maaş alan birisi için bir adet PRS Custom ya da Top Ten lüks olabilecekken, ayda 10 bin TL kazanan birisine bu gitarlar lüks sayılmayacaktır. Örnek olarak kendimi vereyim, master öğrencisiyim. Çalıştığım dönemlerde en basitinden 150 TL'lik bas gitar tel seti hiç bir zaman lüks gelmedi gözüme. Ayda ya da iki ayda bir tel değiştirdiğim oluyordu. Ancak 2016 yılı, benim için sınav yılı (YGS-LYS, YDS, ALES, KPSS, banka özel sınavları vs.), ve çalışmıyorum bir yerde. O yüzden ayda bir kere 150 lira verip bas gitar teli değiştirmek bana lüks şu an. Çünkü bir kazancım yok.

Demem o ki, boşa dönüyor tartışma. Tamamen refah düzeyiyle alakalı bir konu.
 
Gereksiz bir tartışma haline dönüştü gibi. Çünkü "kime göre lüks", "hangi kıstasa göre lüks" tartışması bu. Ayda 3 bin TL maaş alan birisi için bir adet PRS Custom ya da Top Ten lüks olabilecekken, ayda 10 bin TL kazanan birisine bu gitarlar lüks sayılmayacaktır. Örnek olarak kendimi vereyim, master öğrencisiyim. Çalıştığım dönemlerde en basitinden 150 TL'lik bas gitar tel seti hiç bir zaman lüks gelmedi gözüme. Ayda ya da iki ayda bir tel değiştirdiğim oluyordu. Ancak 2016 yılı, benim için sınav yılı (YGS-LYS, YDS, ALES, KPSS, banka özel sınavları vs.), ve çalışmıyorum bir yerde. O yüzden ayda bir kere 150 lira verip bas gitar teli değiştirmek bana lüks şu an. Çünkü bir kazancım yok.
Demem o ki, boşa dönüyor tartışma. Tamamen refah düzeyiyle alakalı bir konu.

Lüks tartışmasına girmek gerçekten çok anlamsız zaten konu ile alakası da yok. Gelire göre demek te doğru değil. Bugün asgari ücretle geçinende de, işsiz öğrencide de iphone var. kaç para allah aşkına bu cihaz ? var mı 2,500TL den aşağısı?
 
Geri
Üst