Çalar Saat

rock barlarda her türlü içki içilsin ama krolar rock barlara gelmesin ve aynı zamandada rock olmayan şarkılarda insanlar kafa sallayıp metallica dinliomuş gibi elleri vasıtasıyla metal işareti yapmasınlar..yani bence sorun diilde hoş olmuyo adlı kampanyama destek verenlerde bana ulaşsınlar 🙂 🙂
ayrıca rock müzik çalmayan gruplar rock barlarda çalmasınlar...bu da ayrı bir kampanya konusu ona daha sonra değinicem...😛
 
bornovaya ilk geldiğimde beri blues diye bi yer vardı, vay be şahane demiştim başak'ı dinleyince, daha sonra barın adı beri bar oluverdi ve blues yavaş yavaş tükendi, şu an kime sorsanız orası rock bar der, ancak bana göre artık rock bar mantığı farklı, yani herkesimden insanın beraber eğlenebileceği bir yer beri ve pop müziğe daha yakın, ama hala insanların eğlendiği bir yer, sonuçta amaç eğlence olunca her tür müzik ve insan biraraya geliyor, bu yanlış mı acep?
 
bende bundan bahsediyorum...bornova nın eskileri bilirler..beri, deep, vb...mekanlar tek tip ve aynı zamanda kültürel açıdan kendini geliştiren insanlarla yaşıyordu...herkesin bir ortak noktası olduğu gibi gelişimede açıktılar...bara lay lay lom yapmak için değil, gerçekten müzik dinlemeye giderlerdi....bundan öürü de müzik seçimleri ve yapılan tarz daha kaliteliydi...haa şimdi kötü demiyorum...grup elemanları beni yanlış anlamasın sakın...dinleyici kitle tamamen bozuldu....bundan bahsediyorum....barlara gidilir içilir arkadaşlıklar pekişir...çok canı sıkılan...konuşmak muhabbet isteyen hemen komşu mekanlara( o zamanın takıl ı cancan ı, papağan ı) giderlerdi...bu da bir önceki kuşağa saygıyı beraberinde getirirdi....haa o zaman yok muydu ağır abiler...tabiki vardı ama azınlıkta olacaklarını bildikleri mekan a gitmezlerdi...gitseler bile çıkıntılık yapamazlardı...( 90 lardan bahsediyorum)

özetle günümüzün rock bar anlayışı, yozlaşmış bizlerin doğurduğu kötü bir sonuçur.....bunu düzeltmek yine bizim elimizde midir işte o bir bilinmez....
 
haklısın katılıyorum ama herkesimden insan neden illa bir araya geliyor ve neden gerçekten rock müzik çalan grupları dinleyemiyoruz onuda merak etmiyor değilim..repertuarlar bile bar işletmecilerinin denetiminde yada gruplar hakikaten o kadar yeteneği heba etmeyi seviyorlar bilmiyorum..çalınabilecek çok güzel parçalar varken çalınan parçalar benim sinirimi bozmuyor değil..
bu konuya çalarsaatin sayfasından devam etmekte yanlış olabilir kusura bakmasın grup elemanları..ben tasımı tarağımı toplayıp kampanyamı özel mesajlarla devam ettiricem..🙂
çalarsaate bir sözüm yok yanlış anlaşılmasın...sevgiler
 
ülkemiz ve onun birtakım şehirlerinin yaşadıgı yarı modern hayat sürekli bir değişim süreci içerisinde oldugundan dolayı ortaya çıkan önlenmesi imkansız problemler arkadaşlar bunlar...o yüzden yapçak bişey yok ...talihsiz türk gençliği olarak bu süreci yaşayacagız...mecburuz...geçmiş olsun hepinize şimdiden 🙂
 
abi neden herkes fasıl olan ya da türkü bar olan yerlerde toplanmıyo, sonuçta o müzik türleri hepimizin özünde olan şeyler...yerel yani....rock sadece bir müzik dalı...rock müzik dinleyicileri, rock bar a gitse, repertuar değişmiş olur zaten....bar sahipleride biraz seçici olsalar keşke....
 
Bence bide şöyle bi durum var bütün gruplar ellerinden geldigince rock çalmaya ve seviyeyi belli bir kalitede tutmaya çalışıyorlar bence buna da dikkat ediniz....bugün en fazla türkçe çalan grup bile en azından açılışta veya programın ilk bölümlerinde güzel parçalar gerçekten rock olan sağlam parçalar çalıyorlar...Ama alkol belli bir seviyeye ulaşınca insanın gerçekten kıvırtası geliyor kendimden biliorum 🙂... burda rock olsun bilmem ne olsun diyen arkadaşların bile bar da nasıl kıvırttıklarına ben şahidim, en cok da onlar eglenio valla....neyse.....zaten her şey kötü gidio hiç bişey güzel değil neden müzik piyasası güzel gitsin ki....böyle sürüne sürüne geçecek işte hayat ...boşverin...🙁
 
calarsaatgitar demiş ki:
Bence bide şöyle bi durum var bütün gruplar ellerinden geldigince rock çalmaya ve seviyeyi belli bir kalitede tutmaya çalışıyorlar bence buna da dikkat ediniz....bugün en fazla türkçe çalan grup bile en azından açılışta veya programın ilk bölümlerinde güzel parçalar gerçekten rock olan sağlam parçalar çalıyorlar...Ama alkol belli bir seviyeye ulaşınca insanın gerçekten kıvırtası geliyor kendimden biliorum 🙂... burda rock olsun bilmem ne olsun diyen arkadaşların bile bar da nasıl kıvırttıklarına ben şahidim, en cok da onlar eglenio valla....neyse.....zaten her şey kötü gidio hiç bişey güzel değil neden müzik piyasası güzel gitsin ki....böyle sürüne sürüne geçecek işte hayat ...boşverin...🙁
benim de merak ettiğim acaba bu "rock dışı" şarkılar çalan gruplar cidden rock çalıyor olsaydı kitle değişecek miydi yoksa yine "imena" diye bi grup çıkıp pop-arabesk-türkü çalıp dengeyi bozup malı götürecek miydi?
 
grup ismi vermesek arkadaşım....sonuçta çalarsaat in forumundayız, ha çok istiyosan söyleyeyim ben anemi yi de çok severim başarılı bulurum....bence kitle değişseydi..repertuarlarda değişirdi hiç şüphen olmasın....ama maalesef ben bile artık bara göbek atmak için gider oldum...
 
roxanne demiş ki:
o zaman biz rock çalan bir türkü bar bulalım.....
kızım var ya hastanım senin ne diim yani...eheueheueeh 😆 😆
bu arada görkem kıvırtıyoruz tabi ama kıvırtmak keyif aldığını göstermez bence..belki bende şoparlık var ne biliyosun 😆 çalarsaat dinlemekten keyif alıyorum diyorum ben zaten..sen karışma bize yaa tartışıyoz medeni medeni..ne laf atıyon ortaya yok kıvırtıyolar bilmem ne diye.. 8O :arrow: 😆
sevgiler....
 
ben bu durumun grupların suçu oldugunu düşünmüyorum...
piyasada çeşitli barlarda 10 numara hatta 11 numara müzik yapan değerli abilerimiz var hem de yıllardır, ara sıra gider dinlerim süper keyif alırım......ama hiç birisinin büyük bir kitlesi yok...
neden?
Çünkü öyle bir talep yok arkadaşlar, o yüzden de her grup kafasının dikine giderse bu ihtiyaçları karşılayan başka gruplar çıkacaktır...Bu çok basit bir ekonomi kuralı...Sonuçta rock barlar ticarethane, kimse babasının hayrına mekan açmaz...repertuarlarında çoğunluğun dinlemek istediğini gözardı eden gruplar boş barlara çalarlar...
O yüzden yapılması gereken bu dengeyi iyi ayarlamak....ve çaldıgımız şarkıları Türkçe de olsa çok kaliteli, deyim yerindeyse plak gibi çalmak ....Ayrıca ben hardcore yada punk sevmiyorum, çok kaliteli şarkılar var Türkçe olan...Mesela ben bir linkin park dinlemekten zevk almıyorum ben müzikten anlamıyor muyum o zaman yani....(anlamıyorum o ayrı ama bununla ilgisi yok 🙂 )Onun yerine bana zalim dinlemek daha keyifli geliyor...
Ayrıca sevdigim bir şeyi boş bara çalmaktansa insanları mutlu görmek daha çok bana haz veriyor.......

Sonuçta illa ki müzikal kalite kaygısı varsa senfoni konserleri var sürekli yapılıyor yada ne bileyim dedigim gibi değerli abilerimiz var rock müzik yapan gerçekten, onları dinlemeye gidebilir insanlar ama gitmiyorlar...Çünkü eğlence de önemli bişeydir....bunu vermek, bunu yaparken de kaliteyi de yüksek tutmak lazım...Ben grubum adına bunu yaptıgımızı düşünüyorum ...Gönül isterdiki ben tamamen yüzde yüz istedigim müzigi çalayım herkes te hasta kalsın ama öyle bir ortamda değiliz bunu kabullenmek lazım....

bu arada bunlar grubumuzun ortak fikirleri değil sadece benim fikirlerimdir...
 
Selamlar arkadaşlar, anemi sayfaları kadar çalarsaatin de sayfalarını sürekli okuyan, hatta görkem’le de sayfalarımızı tokuşturup sahanda yumurta yapmaya çalışan biri olarak ben de şu izmir barlarındaki ‘rock’ müzik tartışmasına elimden geldiğince birşeyler yazmak istedim..

Öncelikle şunu belirteyim ki rock müziğin tanımının kafada iyi oturması gerekir. En kısa ve sade anlamıyla Rock 1950’lerden itibaren popüler olmuş ve bünyesinde sayısız yeni müzik türünü barındırmış bir sentezdir. Eveline inerseniz amerikanın pamuk tarlarında Büyük Depresyondan yara almış zencilerin bizim değişimizle ‘türkü’ ya da ‘ağıt’ çığırmalarıyla vücuda gelmiş müzik de Rock müziğin ana bileşenlerindendir. (blues ve pentatonic her tür – örn. Jimi Hendrix) Bundan sonrası biraz daha malum. Heavy Metal, Trash, HardCore, Nu Metal vs. Alıp başını gider. Ne yazık ki ülkemizin ticari, sosyal ve ekonomik (ama kesinlikle sanatsal değil) gelişiminin aksaklıklarından dolayı türk müziği (50’lerden sonrası için konuşuyorum) popüler olan Rock müzik de istenilen standartlara ulaşamamıştır. Bir ülkenin bir Müzik türüne uyumu da öncelikle o türü kendi Folk müziğiyle en iyi biçimde sentezlemesiyle olur. Bu da zaman ister. Bu zaman içinde yeni oluşumu eleştiren çok sayıda oluşum da ortaya çıkar ve muzik türü oturmadan bölünür. (bkz. Alman teknosu vs Acid 1980 ler)

Ben şu an bu hakkında bir derleme yapıp buraya 4-5 sayfalık bir makale yazmayı çok isterdim. Şu an bunu yapacak durumda değilim ama parantez açayım ihtiyaç duyan olursa ö.m. den konuşabilirim başka bir zaman.

Şimdi konumuza dönmek gerekirse. Kısa cümlerel devam edeceğim satır aralarını kafanızda siz yazın.

Anemi barlarda çalmaya başladığı zaman, rastlantı ve Jack Danniels grupları popülerdi. (Görkem bilir J) Rastlantının repertuarından örnek vermek gerekirse final countdown’lar, when the Smoke is going down’lar vs. Vardı ve bizde severek dinliyorduk. Keza JD da da (ki ben anılın sesine cok yakıştırırım) Seattle tarzı şarkılari peral Jam ten albumunden şarılar, Alice in Chains’ler vs. vardı. Anemi Beri Blues’da (o zaman Blues takısı mevcuttu) çalmaya başldığında 3 bçlü yaptığı bar repertuarının neredeyse iki bölümünü türkçe parçalara ayırdı. O zamanlar taktir edersiniz ki Türkçe parça bulmakta çok da zorlanıyordu. Kesmeşeker’ler, Bülent Ortaçgiller vs. çaldı bir dönem, daha sonrasında da Vega’lar Manga’lar Kurban, Duman gibi Türk rock’ın gelişimine faydada bulunan grupların şarkılarını çaldı.

Evet denilen doğrudur. İzmir de bar müziğinin değişmesine Anemi yeter ve gerek miktarda katkıda bulundu.

Şimdi bir alıntıyla devam etmek istiyorum
TeRLiK demiş ki:
benim de merak ettiğim acaba bu "rock dışı" şarkılar çalan gruplar cidden rock çalıyor olsaydı kitle değişecek miydi yoksa yine "imena" diye bi grup çıkıp pop-arabesk-türkü çalıp dengeyi bozup malı götürecek miydi?

yazımın ikinci paragrafında belirttiğim gibi popüler müzikle Rock’ı, bir ülkenin Folk’uyla Türküsüyle Rock’ı ayrı tutmak bilinçsiz ve gelişimi köstekleyen bir tutum olur.

diğer bir alıntı:
TeRLiK demiş ki:
bara gidip zalim dinleyip yemin edicez, doymıcaz doyamıcaz. sonra da eve gelicez, Rammstein'ın albümüne "öhh" dicez, korn dinleyip iç çekicez "niye bizde böyle gruplar yok" diye

Bu ikinci alıntı ise tamamiyle benim aklımın almadığı bir tutumu ortaya koyuyor. Biz müzisyenler, kendimizdn birşeyler katmak adına düzenlemeler cover’lar yapıyoruz. Bu özgün olmak, aynı olmamak adına yapılan bir hareket. Korn çalmak çok da sorun değil. Ama neden işte neden? Neden, niyet, amaç çok önemli. Bir ülkenin ruhunu, folk’unu, yaşanmışlığını da yaptığın müziğin içine lmak varken neden bunu yapan başka bir gruba kafayı takayım. Ki dediğim gibi bu karşıt bir tutum değildir. Dedim ya Korn da çaldık hatta ben de evde cok zevk ala ala Korn dinlerim ama yönelim sadece bu olmamalı.

Bakın arkadaşlar. Çalarsaat’in elemanlarını cok eskilerden beri tanırız. Hatta özgür Trep’de çalarken ağzım açık dinlerdim. Hala da çok severek dinlediğim sayılı müzisyenlerden oluşur Çalarsaat. Eminin müzik bilgileri şu foruma yazan çoğu kişiden çok daha fazladır. Anemi için fazla birşey söylemek istemiyorum keza kendimi övmek gibi bir niyetim de yok ama yaptığımız işin fazlasıyla bilincinde olan gruplar olduğumuzu iyi bilin.

Bunun dışında söylüyecek bir şeyim daha var. Anemi grubu sadece ooze’da çalmaktadırç Bu da aksi fikirleri savunan arkadaşlara alternatif imkanlar sunar. Örneğin ben I.P. si dinlemekten de zevk alıyorum. I.P. tarz olarak gayet iyi bir alternatif sayılabilir.

Son olarak da yazdığımız forumun adı TurkRock arkadaşlar.

Sevgiler saygılar.
 
Biraz da bilimsel değinelim...
Ayrıca bu tartışma yapılacaksa ülkemizin etnik çeşitliliğinden kaynaklı kültürel ve sosyal farklılığın, bide tuzu biberi olarak da yabancı kültür dayatmasının yarattığı toplumsal çatışmadan başlanması gerektigine inanıyorum.....Aslında insanların esas problemi şarkılar değil...Birbirleri! Nasıl mı?
Hızla göç almaya başlayan kentlerimizde artık hiç bir kavram sabit değildir...Bütün kavramlar ve konular dinamik bir yapı kazanmış ve başlı başına bir süreç halini almıştır....Diğer kentlerden göç alan şehirler modernizmi yarıyarıya yaşayan...aklın tamamen egemen olmadıgı...Avrupa kentleri gibi belkide daha postmodern döneme bile adım atamamış İzmir gibi yerleşmelerdir......Dış bölgelerden gelen insanlar kentin çeperlerine yerleşmiş ve günden güne ekonomik alanda boy göstermeye başlamışlardır...Bu ekonomik yarış da mücadeleyi kazananlar yavaş yavaş kent yaşamına dahil olmaya ve söz sahibi olmaya başlamışlardır....Bunun dışında bu şehirlerin diğer bölgelerden okumak içinde çeşitli insanlar çekmesi ile birlikte İzmir özellikle Bornova tam anlamıyla....Yarı sanayileşmiş, etnik farklılaşma temelli ekonomisi, tamamiyle dışa yönelik bir kent halini almıştır...

Öte yandan modern hayat izleri içerisinde İzmir' de yada buna benzer yaşam biçimlerinin oluşturdugu çevrelerde yaşayan insalar, kültürlerini ve yaşayış biçimlerini Avrupai olarak algılayıp buna göre yaşamışlardır...Fakat yaşadıkları bu kültür asla çevreleriyle ve topraklarıyla örtüşmemiştir...

Çok basit olarak 2 gruba ayırdıgım insanların elbette birbirleri ile çeşitli noktalarda çatışması normal ....

Modern yaşam içerisinde yaşayan insanlar, dışarıdan göç yoluyla gelen insanlara kimlik kazandıran ve onları öyle olmadıgı halde onlardan birisi gibi gösteren durumları hep refleks olarak tepki ile karşılamışlardır...Şimdi yavaşça konumuza dönelim...

Aslında bizim çevremizde yaşanan sorunların temeli budur....Bu durum grupların repertuarlarını nasıl belirleyeceklerini etkilemektedir....Ama aslında 2 tarafında rahatsız oldugu şey öbür taraftır...
Bence yurdundan okumak için yada çalışmak için buralara gelmiş insanlar, şekilci olup özünden asla kopmamalıdır...şehir yaşamına entegre olmak için rock barlarda gezmek gerekmez...Sırf bu iş için gelenler var....

Ayrıca hep burada yaşamış insanlarda zor koşullardan kurtulmak için haklı olarak arayışa girmiş ve ekmeğini kazanmak veya okumak için buralara gelmiş insanlardan kendisini üstün görmemeyi veya daha fazla şey hakketmediğini öğrenmelidir...
yani bazı insanlar utanmadan rock barların kendilerine göre olmadıgını gene kendilerine itiraf edip fasıl veya türk müziği dinlemeye gidebildiği gün , bazı insanların da zalim gibi bir şarkıyı dinlemekten gerçekten zevk aldıgını kendine itiraf ettiği gün bu sorunların aşılacağına inanıyorum....Zaten bu da bilinçlenmiş insanlar ve bilinçlenmiş bir gençlik demek ,kardeşçe yaşayan bir toplum oluşursa gerçekleşebilecek bir durum bu ...Yani gruplar repertuarlarını değiştirirse, değişen tek şey grup isimleri ve mekan isimleri olur....
Şu anda bütün gruplar repertuarını komple çöpe atıp korn çalmaya başlarsa kalıbını çoktan yaratmış ve hızını almış bu akım anında yeni bir barda, yeni bir grupla tekrar hayat bulur...

O yüzden bence kendiyle barışık, hoş görülü, tarihini ve neyin neden oluştugunu iyi bilen sakin ve mütevazi bireyler olmalıyız....Yoksa ben mutlu olamıyacagımızı düşünüyorum...

Onlar orda eglensin, biz burda eglenelim gibi bir çözüm olamaz...O yüzden biraz daha anlayış işin sırrı....
 
Soner' cim agzına sağlık çok güzel değinmişssin konuya ....yerim ben senin yorumlarını ...fakat sahanda yumurta yapcagımıza şöyle mantı gibi açsak sayfalarımızı daha iyi olur diyorum ben ...sen bu işleri boş verde esas konumuza dönelim biz senle....ehehehe....anladın sen 🙂
 
kısacası "şu an bu tutuyor" ve "bunu çalmalıyız" bilinci hüküm sürmekte o zaman.
peki sizce her grup belli bir tarzda hareket edemez mi? yani I.P. elektronik ve sert bir tarzı seçmiş durumda, punch da kendi tarzında ilerliyor.
ama biz iki-üç tarzdan fazlasını dinleyemiyoruz, yani önümüze konanı dinlemek zorundayız, kısacası piyasada birçok "anemi", birçok "çalar saat" var ama başka "I.P." yok. herşeyi geçersek bu üzücü bir şey değil mi?
mutlaka ticari mi olmalı?
 
Terlik....

Yazdıklarımızı anlamamışsın....sorularının yanıtını defalarca bulabilirsin yazdıklarımızda, bir kaç kere daha oku.....her seferinde aynı şeyleri anlatmak istemiyorum tekrar...

Ama şunu bil ki piyasa' da zaten başka Anemi yok, başka Çalar Saat' te yok... anlaşamadıgımız nokta bu...Başka İnprogress' te yok .....O yüzden haksızlık ettigini düşünüyorum...Grubumuz sana hitab etmiyor die bizler para için her şeyi yapan insanlar sayılmayız...insanları eglendirmenin yanında çaldıgımız çok kaliteli parçalar da var ....insanların agzına marş olmuş coverlarımız var...plak gibi bir sound da çaldıgımızı düşünüyorum....biraz daha farklı ve geniş yelpazeli bir çizgimiz var bizim bunu sevmemen doğal ama bu bizi ilkesiz her yola gelen bir grup yapmaz....
ayrıca tartışmalarını isim vermeden sürdürürsen çok daha iyi olur....
 
canımın içi piyasada başka I.P. yok demişsin, neden olsun ki? herkez kendi tarzında ilerliyor işte dediğin gibi. Benim sana itafen yazdığım yazıda tarz, kültür vs. konularına derinlemesine değinmemin nedeni anlaşılır olmaya çalışmamdı ancak ne yazık ki sen yine demek istediklerimi anlamamışsın.

Bir daha üzerinden geçeyim. "Şu an bu tutuyor bunu çalmalıyız" bilincinde olmadığımızı sana anemi barlarda ilk çıktığı zamanı anlatırken yukarki mesajımda yazmıştım. Acaba uzun geldi de tam okumadın mı diye düşünür oldum bak şimdi. Bu arada benim yazılarım genelde tek okumayla da sindirilemeyebilir mazur gör bir daha oku, daha iyi anlayacaksındır.

Piyasada birçok anemi var bir çok çalrsaat var demişsin, bu durumu sadece izmir'le değil tüm Türkiye ile karşılaştırmanı öneririm. İstanbul'da, Ankara'da vs. çaldığımız ne kadar il varsa biz Türkçe çaldığımız için genele ters düştük ama yılmadan yolumuza devam ettik ve ediyoruz. Piyasada başka "I.P." yok. herşeyi geçersek bu üzücü bir şey değil mi? " demişsin. Neden üzücü olsun ki bu durum? Her grupta farklı tarz ve yönelim olması gerektiği gibi bir yargıya ben senin mesajlarından varabilmiştim oysa.

TeRLiK arkadaşım okumaktan sıkılıyorsan eğer mesajın bundan sonrasının seninle bir alakası yoktur belirteyim.

Arkadaşlar herhangi bir yanlış anlaşılması olmaması için ekliyorum. Çalar Saat, I.P., hatta eklemek istiyorum Çirkef sevdiğimiz, saydığımız, boş olduğumuz günlerde gidip izlediğimiz, her türlü dayanışma ve paylaşımda olduğumuz (bunun içende birbirine çorap verme, birbirinden cık alma dahil 🙂) gruplardır. Ancak her demir ustası elindeki parçayı farklı döver. Amaç sadece işini nasıl yaparsa yapsın ortaya kabul edilebilir bir ürün koymaktır ve saydığım (aynı zamanda sevdiğim) bu gruplar da bu işi böyle yapar.

DN: bu tartışmayı burda sürdürmemiz sonucunda konu Çalarsaat başlığının amacını aşmış olabilir. Görkem,Mustafa, Özgür, Osman kardeşlerim, sayfanızı meşgul ediyorsam kusura bkmayın.. isterseniz başka başlığa taşıyalım bu konuyu..
 

Geri
Üst