En overrated gitarist (türk)

En overrated diyemem ama ''Can Bayoğlu'' ismi ilerleyen dönemlerde sık duyulacaktır. Çok genç bir arkadaş. SRV yolunda yürüyor. Tuşesi çok iyi.
Erdem Birgül ve Özgür Abbak diğer underrated isimlerim
Can iyi gitaristtir ama buradaki rate kıstası tuşe ile mi ölçülmeli yoksa özgün ürettikleriği içeriklere karşılık bulması çerçevesinde mi bakmalıyız? Can'ın kendine ait bir albümü var mı mesela? Yoksa Uğur Çıkıntaş'da baya iyi gitaristtir.

Bana göre Gökalp Ergen(Pentagram solisti)'de iyi gitaristtir. Hatta Metin'den bile iyi olduğunu düşünüyorum.
Bu arada en overrated açık ara Batuhan'dır. Gökalp'i de underrated olarak görürüm.
 
Overrated konusunda oldukça güzel isimler tespit edilip yorum bırakılmış. Madem yan başlık da underrated olmuşken buna Bilal Karaman'ı göstereyim ben de. Müthiş bir doğu-batı sentezcisi ve çok güzel bir tarz yakaladı bence. Ama maalesef ismini platformlarda çok göremiyorum. Bilen biliyor orası ayrı ama bence gitarla haşır neşir olan herkesin bilmesi gereken bir isim.
 
Black albüm güzeldir ama @barrios hoca hiç sevmiyor, sevdiremeyeceksin. Aslında haksız da değil ama albüm kişisel olarak yine benim içinde referans albümlerdendir.

Tartışmaya şu soruyla başlayalım : Master albümünden Master şarkısını çıkarırsak hala en iyi Metallica albümü olabilir mi?

Benim nazarımda en iyisi her zaman Ride The Lightning'dir. Ama kalbimde Justice'in yeri Fear of The Dark ile beraber dinlediğim ilk 2 metal albümü olması nedeniyle çok özel olacak.
Yeri değil abi, biz buna müsait vakitte ayrı başlık açalım. Bitmez yoksa 😀
 
Sanırım forum spektrumunun en deccalize tarafının mensuplarından biri olarak ben içerledim bu ifadeyi abi. Sırf o kayıttaki Bell Brass'ı çiğ şekilde duyabilmek için Drum Doctor'ın kaç videosunu hatmettim bilemezsin. Emmilerin içinde Kill'em All'dan sonra birşeyler öldü belli ki ama Black Album dev referans noktasıdır.

Yok mu forumun bir 2025 Metallica kritisize etme başlığı. Çıtırdan gerilimli. Üf, canım çekti.
Benim için "Kill em All" ne ise, başkaları için de Siyah albüm o mutlaka.
Vaktiyle Siyah albümün sadece Metallica değil, genel anlamda rock-metal piyasası açısından nasıl bir "paradigma değişimini" simgelediğine dair epey bir sanal mürekkep harcadım, o yüzden kafa ütülemeyeyim tekrar.
Geldiğim noktada artık ben "Siyah albüm bir sebep değil, sonuçtur" kafasındayım. Öyle diyelim 🤣
 
mmxii türkiye’de yapılmış iyi işlerden biridir, eski pentagram albümlerini de tokatlar geçer. acı gerçek.
Anatolia'dan sonra koptum gittim. Dinlemedim.
Şimdi "dinlemediğin şeyi mi eleştirdin"? diyecekler ama, ben zaten o albüme dair spesifik bir şey söylemedim açıkçası. Hepimiz için milatlar var. Kopunca da geri gelinmiyor. Olmuyor yani. Her albümde başka bir karakter filan...
Ha tabii bir de neyi ne zaman-hangi yaşta dinlediği de önemli insanların. Anladığım kadarıyla melodik rock-metal işleri ile o albümden tanışmış bir tayfa var. Benim için 2012 yılı böyle bir tanışma için çok geç; ben o tarihte o müziği ve öncülerini onlarca yıldır dinliyordum zaten.
 
Son düzenleme:
Ekşi sözlükte bu konuda Yavuz Çetin diyordu epey bir güruh
Yavuz Çetin'i sahnede Blue Blues Band ile izlemedikleri içindir🙂
Türkiye'de o olgunlukta bir başka blues-rock gitaristi daha halen yok bence. Dakikalarca emprovize çalabiliyor ve çaldıkça da başka boyutlara geçiyordu. Burada adı lazım olmayan birtakım overratedlar gibi de yanlış ve/veya abuk subuk notalar basmıyordu, bunu istese de yapamayacak kadar müthiş gitarist idi adam.

Yalnız şöyle bir durum var: Dünyada SRV'nin, bizde de Yavuz Çetin'in başına geldi biraz sanırım; bir tür özdeşleme-fanatikleşme mevcut bazı hayranlarında. O tayfanın kendini biraz fazla ciddiye alması nedeniyle başkalarında antipati oluşuyor.

90'lar ve 2000'ler itibariyle Malmsteen de tümüyle overrated bir gitarist mesela. Ama bu adamla ilgili bir şey değil. Çünkü hayran kitlesi fanatik.
 
John PETRUCCI' yi nasıl unuttum?! 🙂
Eleştirince birilerinin tavuğunu kesmeyi boş verin, çoluğunu - çocuğunu kesmişsiniz gibi yanıtlar alırsınız.

Star Trek - Voyager in bir bölümünde, mürettebat teknik ve teknolojide çok üstün bir ırk ile karılaşır ve yardım ederler. Dünya teknolojisinin her şeye rağmen uzay seviyesinde ulaştığı seviye, bu ırk için ilkel sayılmaktadır.
Doktor şarkı söylediğinde; hiç duymadıkları ve tecrübe etmedikleri bir şey ile karşılaşırlar. Doktor, o ırk için fenomen olmuştur. O dünyada şarkı söylediğinde hayat duruyor herkes onu dinliyor.

Netekim diyorlar ki, "- sen gel buranın M.Jackson u ol, şöhret şefaat içinde yaşa." E tabi doktor vazgeçiyor falan fişman...
Sonra karar değiştirip teklifi kabul etmeye karar veriyor. Fakat geri döndüğünde bir bakıyor, o ırk, android ten kendi şarkıcısını yaratmış bile. Android şarkı söylüyor; kusursuz ve mükemmeldir. Her notaya basıyor, her oktava çıkıyor. fakat hissiyata ve duyguya sahip değildir. Doktora gerek kalmaz.
1 hafta önce başka bir başlıkta ilgili konunun yazarına "Okuyamadım. Maalesef, çok değerli ve önemli bir şeyler yazdınız belki ama okunmuyor..." şeklinde geri bildirim vermiş birisi olmanıza rağmen yazdığınız metnin anlatımının böyle olduğunu görünce hayal kırıklığına uğradım.

Metnin ana fikrine katılmamakla birlikte bu sizin fikrinizdir anlatmaya çalıştığınız şeye lafım yok.

Başlık Türk gitarist şeklinde belirttiği için John Petrucci'yi unutmuş olabilirsiniz.
 
Aslında o fikirdeyim. (Linç gelecek şimdi)
Sebebi çok. Öncelikle Gitar ile ilgisi olmayan, enstrüman bilmeyen, hatta Blues bile dinlemeyen adamlar "-Yavuz ÇETİN virtüöz Ağğğbi.." diyorsa Overrated diyeceğiz elbette. Yaşarken adını bilmiyordun ama.
Sana kalsa Bonamassa da overrated zaten 🤣 🤣 🤣
Birader, herkes Robben Ford olamaz (ahem).
Ama Bonamassa'nın pek bilinmeyen bir funk rock projesi var, gerçekten de güvenli alanının çok dışında çaldığı çok güzel işler var. Solo albümlerinden ben de hiç hazzetmiyorum; herif pop şarkıcısı süperstar gibi, çok piyasacı şeyler var.
 
Son düzenleme:
Başlık Türk gitarist şeklinde belirttiği için John Petrucci'yi unutmuş olabilirsiniz.
Ahahah. Aynen. Valla Bonamassa ya salladıktan sonra hızımı alamamışım.
E o zaman ihtiyaç var sanki, yapalım bunun aynısının ecnebisini.

1 hafta önce başka bir başlıkta ilgili konunun yazarına "Okuyamadım. Maalesef, çok değerli ve önemli bir şeyler yazdınız belki ama okunmuyor..." şeklinde geri bildirim vermiş birisi olmanıza rağmen yazdığınız metnin anlatımının böyle olduğunu görünce hayal kırıklığına uğradım.
Kırdınız kalbimi. 😢💔
Aynı şey mi şimdi bununla o? Hiç paragraf kullanmamış mıyım? bölüm ayırmamış mıyım?
Edebi anlatıcılık kısmına takıldıysan biraz cahilim kitap okumuyorum çok fazla. Ancak bahsettiğin meselede de ben o kişinin konuyu anlatışındaki öykülemenin zayıflığından bahsetmemiştim. Sanırım sizde öyle bir yansıma uyandırmış olmalı.
 
Ancak bahsettiğin meselede de ben o kişinin konuyu anlatışındaki öykülemenin zayıflığından bahsetmemiştim. Sanırım sizde öyle bir yansıma uyandırmış olmalı.
Yorumun devamında da takıldığınız yeri anlatmıştınız eklenen linki de incelemiştim hatta. Yani anlatıma takılmadığınızın farkındaydım 🙂

E o zaman ihtiyaç var sanki, yapalım bunun aynısının ecnebisini.
O versiyonu daha da ilginç olacaktır. O başlık için benim de çoğunluğu karşıma aldıracak adaylarım var 🙂
 
Sana kalsa Bonamassa da overrated zaten 🤣 🤣 🤣
Birader, herkes Robben Ford olamaz (ahem).
Ama Bonamassa'nın pek bilinmeyen bir funk rock projesi var, gerçekten de güvenli alanının çok dışında çaldığı çok güzel işler var. Solo albümlerinden ben de hiç hazzetmiyorum; herif pop şarkıcısı süperstar gibi, çok piyasacı şeyler var.

Robben FORD kırmızı çizgimiz... Asla overrated olamayacak maalesef.🙂
Hangisi o funk projesi? Merak ettim. Piyasa hali hiç ilgi çekici değil ama o işi gerçekten dinlemek isterim.
 
Son düzenleme:
Öncelikle Gitar ile ilgisi olmayan, enstrüman bilmeyen, hatta Blues bile dinlemeyen adamlar "-Yavuz ÇETİN virtüöz Ağğğbi.." diyorsa Overrated diyeceğiz elbette. Yaşarken adını bilmiyordun ama.
Tuhaf ama gerçek bir hikaye anlatayım.

O zamanlar Yeditepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Büyükada'daydı. Kayışdağındaki kampüs açılana kadar 4 yıl adadaydı fakülte.

Okulun o dönemki resim öğretmenlerinden Hakan Özer ablamın kiracısıydı. Bizim ev birbirinden ayrı 3 katlı bir yapı ve Hakan Abi alt kat komşum oluyordu haliyle. Ben de babamın taze vefatı üzerine üniversiteye gidemeyip babamın küçük mahalle bakkalını işletiyordum. Okul benim karşı kaldırımım bu arada.

Hakan Abi de hep Yavuz Çetin'den bahsediyordu. Liseden sınıf arkadaşı olduğunu ve dönem grupları olduğunu anlatırdı.

Bir kere Yavuz gelecek demişti. Bi ilk bahar günüydü yıl, yanlış değilsem ya 2000 ya da 2001. Benim dükkana gelip sigara almıştı. Hemen tanımıştım. Ortalama 1.70 civarında kilosuz biriydi. Kendisine rahatsızlık vermemek için Hakan abi muhabbeti üzerinden hiç konu açmadım.

Eğer intihar edeceğini bilseydim kendisine bizlere verdiği ilham için çok teşekkür etmek ve bu şekilde devam etmesini isterdim ama maalesef hayatın ne getireceğini bilemiyoruz 😔 Acı kayıp Türk Rock müziği için.
 
Anatolia'dan sonra koptum gittim. Dinlemedim.
Şimdi "dinlemediğin şeyi mi eleştirdin"? diyecekler ama, ben zaten o albüme dair spesifik bir şey söylemedim açıkçası. Hepimiz için milatlar var. Kopunca da geri gelinmiyor. Olmuyor yani. Her albümde başka bir karakter filan...
Ha tabii bir de neyi ne zaman-hangi yaşta dinlediği de önemli insanların. Anladığım kadarıyla melodik rock-metal işleri ile o albümden tanışmış bir tayfa var. Benim için 2012 yılı böyle bir tanışma için çok geç; ben o tarihte o müziği ve öncülerini onlarca yıldır dinliyordum zaten.
değerlendirme kriterleri, ki hissiyat da buna dahil, kişiden kişiye değişecek ve eser daha fazla dinleyiciye ulaştıkça şaz görüşler çıkacaktır elbet. misal en sevdiği müzikal oluşum dream theater olan ve en ufak detayına kadar her şeylerini bilen benim en sevdiğim albüm falling into infinity'dir, hatta onun demosudur. ama şu ingilizce biliyordu bir yerleri kalktı, şu şöyle sattı tarzı söylemler beni irite ediyor. tabii senin böyle bir söylemin olmadı abi, bağlam kaldırıyor diye yazıyorum.
 
Konuda Petruccinin adının geçmesi büyük hayal kırıklığı. Harbiden çocuğum kesilmiş gibi hissediyorum şuan 😀
Petrucci abartılacak gitaristtir. Hatta abartılacak besteci de derim.... Dönemler tartışılır ama genel düşüncem bu yöndedir.
petrucci olmasa günümüzde shred gitar soloları pentatonik ve harmonik minör kalıplarından veya sweep picking egzersizlerinden çok uzağa gitmezdi muhtemelen. örneğin vinnie moore, shawn lane, becker veya macalpine petrucci'den önce gitar çalmıyor muydu elbette çalıyordu ama bahsettiğim kalıpların dışına çıkıp yeni standart haline getiren petrucci olmuştur gibi geliyor. örneğin 90'ların başında under a glass moon'u, sonlarında dance of eternity veya acid rain'i dinlediğinizi düşünün. kendi dönemi için modern gitar çalımında bir açılımı eşik olarak belirlemek büyük iş. mesela günümüzde bile kaç kişi vai tarzında çalıyor veya çalmak istiyor ki? abasi'den tut mansoor'a, plini'ye, intervals'a hepsi bu adamla büyümüş. tim henson dediğiniz adam black album'ü bile dinlememiş petrucci'yi dinlemiş. hem şarkı yazımı (klasik dönem işlerinden bahsediyorum) hem teknik hakimiyet hem de arkasında bıraktığı etki muazzam bir seviyede. cheesy bulabilirsiniz (ki öyle) ama signature gitar olayının bile çehresini değiştirdi adam.
 

Geri
Üst