dumanistan demiş ki:
senfoniyle yapılan konser cd ye basılırmı bılmıyorum ama yenı bı album cıkaracakmıs onu soyledı bızde merakla beklıyoruz bencede senfonıyle olanda cdye basılmalı guzel olur...
senfoniyle yapılan konser cd ye basılırmı bılmıyorum ama yenı bı album cıkaracakmıs onu soyledı bızde merakla beklıyoruz bencede senfonıyle olanda cdye basılmalı guzel olur...
kacmaz bu progam babayı tv'de ızlemek buyuk zevk bide canlı dinleyebilsek...
bilek demiş ki:
Kral Tv de yayınlanan KonusaROCK programına 1 Haziran-Cuma -23.30 da canlı performansı ile Erkin baba konuk. www.konusarock.com da seyirci olarak katılabileceği yazıyor, canlı seyretmek isteyenlere duyrulur 😆
Hoş geldiniz Yelda Hanım'cım. 8)
Dumanistan 15 dk. diyerek tevazu göstermiş, bilen bilir, Erkin Baba'mız o kadar mütevazi değildir bu konuda genellikle. 😆
7 Haziran Perşembe, Ankirockfest'teyiz. http://www.ankirockfest.com
15 Haziran Cuma, Cağaloğlu Anadolu Lisesi, İstanbul.
24 Haziran Pazar, Bodrum Turgutreis.
Şimdilik bu kadar.
Sanırım 50. yıl konserleri İstanbul Ankara İzmir şeklinde büyük senfoniyle, diğer birkaç şehirde de daha küçük bir orkestrayla yapılacak ve büyük ihtimalle de DVD'si çıkacak. Kesin konuşamıyorum çünkü halen bazı şeyler belirsiz. Belli olunca yazarız elbet.
Konser organizasyon tv cart curt vs. vs. için görüşmek isteyen bana özel mesaj atsın lütfen.
Selamlar.
Dumanistan 15 dk. diyerek tevazu göstermiş, bilen bilir, Erkin Baba'mız o kadar mütevazi değildir bu konuda genellikle. 😆
7 Haziran Perşembe, Ankirockfest'teyiz. http://www.ankirockfest.com
15 Haziran Cuma, Cağaloğlu Anadolu Lisesi, İstanbul.
24 Haziran Pazar, Bodrum Turgutreis.
Şimdilik bu kadar.
Sanırım 50. yıl konserleri İstanbul Ankara İzmir şeklinde büyük senfoniyle, diğer birkaç şehirde de daha küçük bir orkestrayla yapılacak ve büyük ihtimalle de DVD'si çıkacak. Kesin konuşamıyorum çünkü halen bazı şeyler belirsiz. Belli olunca yazarız elbet.
Konser organizasyon tv cart curt vs. vs. için görüşmek isteyen bana özel mesaj atsın lütfen.
Selamlar.
zapcho demiş ki:
Cağaloğlu konseri hakkında hala haber çıkmadığına göre bunu kesin kaçıracaz anlaşılan 😉
Yoksa sadece okul öğrencilerine mı açık bi konser?!?!? (Lise öğrencileri de ne anlar Erkin baba'nın müziğinden ya! Anlayanları tenzih ediyorum; biz de Baba'nın plaklarını toplamaya lise sıralarında başladık; ama sayımız bir elin parmakları kadardı! [Tekirdağ'dan bahsediyorum burada tabi 😛] yanisi liselilerin ekseriyetinden "şekipat şekerim" tarzı zımbırtılar dışında bişey beğenmelerini beklemem; o bakımdan 😛 )
gördüğüm yerde "seviyorum seni adam" diye boynuna atlarım, kendimi rezil ederim diye çok korkuyorum. ağzımı açıp tek kelime edemem, konuşmaya başlarsam da zırvalarım diye çok korkuyorum. mezarlık güllerini okuduktan sonra daha da arttı bu korkum. çünkü adam resmen bir derya ! bilgi, birikim deryası...o anatsın ben dinleyeyim. başka da bişey istemem.
mezarlık güllerinin yazımı 8 sene sürmüş. 8 sene önce yazmaya, yorumlamaya başladıkları bugün hala geçerliliğini koruyan şeyler. varın gerisini siz düşünün artık. ben başka bişey söyleyemiycem.
mezarlık güllerinin yazımı 8 sene sürmüş. 8 sene önce yazmaya, yorumlamaya başladıkları bugün hala geçerliliğini koruyan şeyler. varın gerisini siz düşünün artık. ben başka bişey söyleyemiycem.
erkin baba
aynen gördüğümde okadar çok konuşmak istediğim ama gördüğümde "1974 kaydınızı dinledik,baya heyecanlıydı" 😆 dediğim büyük insan...
karşısında konuşurken titrerim...ah seni dinlerken hissettiklerimi anlatabilsem Erkin baba!!
birde en çok üzüldüğüm bu kadar sık konser veriyor(bu ay için)ve üniversiteden dolayı gidemiyorum...temmuz ayında hep yanındayız babanın...
aynen gördüğümde okadar çok konuşmak istediğim ama gördüğümde "1974 kaydınızı dinledik,baya heyecanlıydı" 😆 dediğim büyük insan...
karşısında konuşurken titrerim...ah seni dinlerken hissettiklerimi anlatabilsem Erkin baba!!
birde en çok üzüldüğüm bu kadar sık konser veriyor(bu ay için)ve üniversiteden dolayı gidemiyorum...temmuz ayında hep yanındayız babanın...
Biletler sanırım 10 YTL, kapıdan alabilirsiniz. Saat 19.00 gibi çıkmayı düşünüyoruz. Önden Pinhani ve Replikas çıkacak. Otobüsle gelmek isteyenler direk Cağaloğlu durağında inebilirler. Okulun önü oluyor.
Harbiye Açıkhava konseri 30 Temmuz olarak kesinleşti.
Harbiye Açıkhava konseri 30 Temmuz olarak kesinleşti.
Teşekkürler. Saati müsaitmiş; hanımı ikna edebilirsem geliriz inşallah 😉
Bu arada or'dan hangi "otobüs" geçiyo ki? (meraktan soruyorum; yoksa ben Eminönü iskelesinden yürüyesiyim...) En son bi T4 hattı dolanıp duruyodu oralarda, onu da son bir iki yıldır gördüğümü hatırlamıyorum 😉 Hatırladığım kadarıyla tramvayın S.ahmet ile Ç.taş duraklarının arasından Haliç tarafına doğru vurunca okulun önünden geçiliyodu. (sorun değil, buluruz... hiç kaybolmadığımız yer değil 😉 )
Harbiye Açıkhava konseri şu evvelden lafı geçen 50. Yıl (senfoni ork. vs.) konderlerinden biri midir? Bu durumda onu da gündeme almak gerek.
Bu arada or'dan hangi "otobüs" geçiyo ki? (meraktan soruyorum; yoksa ben Eminönü iskelesinden yürüyesiyim...) En son bi T4 hattı dolanıp duruyodu oralarda, onu da son bir iki yıldır gördüğümü hatırlamıyorum 😉 Hatırladığım kadarıyla tramvayın S.ahmet ile Ç.taş duraklarının arasından Haliç tarafına doğru vurunca okulun önünden geçiliyodu. (sorun değil, buluruz... hiç kaybolmadığımız yer değil 😉 )
Harbiye Açıkhava konseri şu evvelden lafı geçen 50. Yıl (senfoni ork. vs.) konderlerinden biri midir? Bu durumda onu da gündeme almak gerek.
R
radikalrock
ne denebilirki o artik bir dev ve yaptigi hersey zaten bir sanateseri gibi ama bence arabeske gecis donemi biraz sikiciydi ama anma arkadai dinlemeden onceydi bu....anma arkadas
Arabeske "geçiş" dönemi?!?!? Anma Arkadaş'ı dinlemeden önce??!?
Zamanı farklı boyutlardan yaşıyoruz sanırım; Anma Arkadaş Baba'nın ilk plaklarından biri, sene 1967 (elimdeki diskografilere göre 4. plağı!) Üstelik arabesk'in "a"sının bile telafuz edilmediği bir dönemde yayınlanmış... (bildiğim kadarıyla '70'lerin başında müziği Baba'yla büyük benzerlik gösteren Orhan Gencebay için dahi bu tanım kullanılmıyordu)
"Geçiş dönemi"ne gelince: her ne kadar Erkin Baba'nın müziği kategoriler ötesi ("rock" dahil) ise de, Şaşkın'la başlayan ve oryantal esintilere -enstrümantasyonun tamamen doğu stili olmasına kadar- fazlasıyla yer veren bir süreçte "arabesk" olarak nitelendirilebilecek işler yaptığını kabul ederim. Üstelik bu dönemden 10 şarkı içeren "Dünden Esintiler 1 - Şaşkın" kasedini ilk dinlediğimde bu yüzden hayal kırıklığına uğramıştım! (Yalnızlar Rıhtımı ve Sır hariç...) Fakat, unutulmaması gereken nokta, tam da bu süreci başlatan "Şaşkın" plağının kapağında yazan yazı: "Müzik doğanın ta kendisidir, onu sınırlamak kesinlikle yanlıştır!"... Hemen arkasından "Krallar/Dost Acı Söyler" gibi bir plak gelmesi, bir-iki oryantal ağırlıklı plağın ardından, tam bir senteze ulaşan Elektronik Türküler albümü de bunun bariz bir göstergesi! (Elektronik Türküler albümü bilenler tarafından en iyi psychedelic/folk rock albümleri arasında gösterilir... Ne yazık ki dünya çapında yeterince tanınmıyor!) Ya sonrasında gelen, büyük ölçüde heavy rock / psychedelic tarzdaki 6-7 parçanın yanında bir çiftetelli düzenlemesi (Mağarada Düğün) ile Cümbür Cemaat'in gayet "heavy" bir versiyonunda -müthiş bir gitar soloya eşlik eden- oryantal yaylı sazlar grubu içeren o müthiş "Erkin Koray Tutkusu" albümü? Ya bu albümden sonra 5 yıllık bir suskunluk döneminin ardından gelen, bu sefer bambaşka mecralara yelken açarak Hindistan (biraz da Ankara zeybeği 😉 ) esintileri taşıyan "Benden Sana"? Bunu takip eden "İlla ki"de ise Hint esintileri bir yana bırakılarak, bu sefer Anadolu topraklarından devşirilen tınılarla bambaşka bir senteze ulaşılmış; üstelik (vokaller haricinde) üç kişilik bir çekirdek kadroyla. Burada da "arabesk" göremiyorum; tabi Sarhoş Gibiyim'in girişindeki bağlama/gitar peşrevini arabesk sayarsak o ayrı!
Yani, "Sevince", "Komşu Kızı", "Eyvah", "Hayat Bir Teseli" gibi çok ender bir iki örnek dışında (bunları bile Baba'nın kendi özgün müzik anlayışı içinde değerlendirmek gerekir) "arabesk" olarak nitelendirilebilecek pek bir şey göze çarpmıyor; ha, İlla ki'den sonra "piyasa" diyebileceğimiz bir sound'la, pek methedilemeyecek işler çıkarılmış (Ceylan, Gaddar, Tamam Artık, hatta Hay Yam Yam gibi albümlerde dahi yine de zevkle dinlediğim parçalar vardır), ta ki 1996'daki muhteşem "comeback" albümü Gün Ola Harman Ola'ya kadar... Ancak bunlar dahi "arabesk" yaftası yapıştırılabilecek işler değil, daha ziyade Baba'nın önceki işlerine kıyasla 2. kalite kalan işler...
Bu arada Baba'nın çoğunlukla İstanbul Plak'tan yayınladığı ilk 10-15 45'liğinde aslında arabeskin habercisi sayılabilecek bazı tınılar mevcut; örneği verilen Anma Arkadaş, Mine Koşan'ın da yorumladığı Yağmur, Senden Ayrı, Silinmeyen Hatıralar, hatta bestesini Orhan Gencebay'ın yaptığı iki şarkı Goca Dünya ile Hor Görme Garibi gibi... (bu sonuncusunu fırsat bulursanız Baba'dan bir dinleyin, kulaklarınıza inanamayacaksınız!) Fakat bu parçaların (ve İstanbul Plak'tan yayınlanan diğerlerinin) Türk halk ve sanat müziği tınılarının üstüne batı tarzı düzenlemeler yapılarak, o dönemde dünyada popüler tarzlar olan psychedelic, heavy ve progressive rock tarzlarıyla kaynaştırılarak yapılan sunumları, "arabesk" ifadesini her bakımdan geçersiz bırakıyor!
Zamanı farklı boyutlardan yaşıyoruz sanırım; Anma Arkadaş Baba'nın ilk plaklarından biri, sene 1967 (elimdeki diskografilere göre 4. plağı!) Üstelik arabesk'in "a"sının bile telafuz edilmediği bir dönemde yayınlanmış... (bildiğim kadarıyla '70'lerin başında müziği Baba'yla büyük benzerlik gösteren Orhan Gencebay için dahi bu tanım kullanılmıyordu)
"Geçiş dönemi"ne gelince: her ne kadar Erkin Baba'nın müziği kategoriler ötesi ("rock" dahil) ise de, Şaşkın'la başlayan ve oryantal esintilere -enstrümantasyonun tamamen doğu stili olmasına kadar- fazlasıyla yer veren bir süreçte "arabesk" olarak nitelendirilebilecek işler yaptığını kabul ederim. Üstelik bu dönemden 10 şarkı içeren "Dünden Esintiler 1 - Şaşkın" kasedini ilk dinlediğimde bu yüzden hayal kırıklığına uğramıştım! (Yalnızlar Rıhtımı ve Sır hariç...) Fakat, unutulmaması gereken nokta, tam da bu süreci başlatan "Şaşkın" plağının kapağında yazan yazı: "Müzik doğanın ta kendisidir, onu sınırlamak kesinlikle yanlıştır!"... Hemen arkasından "Krallar/Dost Acı Söyler" gibi bir plak gelmesi, bir-iki oryantal ağırlıklı plağın ardından, tam bir senteze ulaşan Elektronik Türküler albümü de bunun bariz bir göstergesi! (Elektronik Türküler albümü bilenler tarafından en iyi psychedelic/folk rock albümleri arasında gösterilir... Ne yazık ki dünya çapında yeterince tanınmıyor!) Ya sonrasında gelen, büyük ölçüde heavy rock / psychedelic tarzdaki 6-7 parçanın yanında bir çiftetelli düzenlemesi (Mağarada Düğün) ile Cümbür Cemaat'in gayet "heavy" bir versiyonunda -müthiş bir gitar soloya eşlik eden- oryantal yaylı sazlar grubu içeren o müthiş "Erkin Koray Tutkusu" albümü? Ya bu albümden sonra 5 yıllık bir suskunluk döneminin ardından gelen, bu sefer bambaşka mecralara yelken açarak Hindistan (biraz da Ankara zeybeği 😉 ) esintileri taşıyan "Benden Sana"? Bunu takip eden "İlla ki"de ise Hint esintileri bir yana bırakılarak, bu sefer Anadolu topraklarından devşirilen tınılarla bambaşka bir senteze ulaşılmış; üstelik (vokaller haricinde) üç kişilik bir çekirdek kadroyla. Burada da "arabesk" göremiyorum; tabi Sarhoş Gibiyim'in girişindeki bağlama/gitar peşrevini arabesk sayarsak o ayrı!
Yani, "Sevince", "Komşu Kızı", "Eyvah", "Hayat Bir Teseli" gibi çok ender bir iki örnek dışında (bunları bile Baba'nın kendi özgün müzik anlayışı içinde değerlendirmek gerekir) "arabesk" olarak nitelendirilebilecek pek bir şey göze çarpmıyor; ha, İlla ki'den sonra "piyasa" diyebileceğimiz bir sound'la, pek methedilemeyecek işler çıkarılmış (Ceylan, Gaddar, Tamam Artık, hatta Hay Yam Yam gibi albümlerde dahi yine de zevkle dinlediğim parçalar vardır), ta ki 1996'daki muhteşem "comeback" albümü Gün Ola Harman Ola'ya kadar... Ancak bunlar dahi "arabesk" yaftası yapıştırılabilecek işler değil, daha ziyade Baba'nın önceki işlerine kıyasla 2. kalite kalan işler...
Bu arada Baba'nın çoğunlukla İstanbul Plak'tan yayınladığı ilk 10-15 45'liğinde aslında arabeskin habercisi sayılabilecek bazı tınılar mevcut; örneği verilen Anma Arkadaş, Mine Koşan'ın da yorumladığı Yağmur, Senden Ayrı, Silinmeyen Hatıralar, hatta bestesini Orhan Gencebay'ın yaptığı iki şarkı Goca Dünya ile Hor Görme Garibi gibi... (bu sonuncusunu fırsat bulursanız Baba'dan bir dinleyin, kulaklarınıza inanamayacaksınız!) Fakat bu parçaların (ve İstanbul Plak'tan yayınlanan diğerlerinin) Türk halk ve sanat müziği tınılarının üstüne batı tarzı düzenlemeler yapılarak, o dönemde dünyada popüler tarzlar olan psychedelic, heavy ve progressive rock tarzlarıyla kaynaştırılarak yapılan sunumları, "arabesk" ifadesini her bakımdan geçersiz bırakıyor!
Benzer Konular
