hayvan hakları

vejetaryen misiniz?

  • hayır

    Oylar: 0 0.0%
  • hayır ama zaten pek et yemem

    Oylar: 0 0.0%
  • bence vejetaryenliğin hayvan haklarıyla pek ilgisi yok

    Oylar: 0 0.0%
  • bu konu üzerinde hiç düşünmemiştim

    Oylar: 0 0.0%

  • Toplam oy veren
    308
hayvanlar,düşünerek hareket etmezler.köpekten sevgi beklemek,seni sevdiğini düşünmek,bir açık oturumda tartışma yapabileceğini düşünmekle aynı şeydir.ayrıca asıl hayvanları,seni sevebileceklerini düşünerek sevmek karşılık beklenerek , çıkar gözetilerek duyulan bir sevgidir.ben hayvanları severim ama iyi yürekli sevecen olduklarından değil , olamazlar çünkü 🙂 ama kötü de olamazlar,gerizekalı sevimli yaratıklardır sadece 🙂
 
1.ağacın eriğini bir örnek olarak vermiştim sadece.organizmanın nasıl çalıştığına bir örnekti.erik ya da marul farketmez anlatmak istediğim onların kısa bir süre sonra zaten çürüyüp gittikleri.ve kendilerini yenileyebilme özellikleri.pazarda satılan meyvelerden kökünden koparılmış olanlar sadece kök bitkilerdir havuç ve turp gibi.

2.hayvanların yemek dışında birbirlerini öldürmeleri bilinçlerinin olmamasının kanıtı değildir sadece içgüdülerine göre davrandıklarının kanıtıdır.ki böyle şeyler insanlardakiyle kıyaslandığında(bilinçli ve zeki insanlar)görülmeyecek kadar küçük bir oran oluştururlar.

3.varsayılan ekolojik denge bozumunu tartışabiliriz burada.ilk etaptan,insanların hayvanları yememeye başlamasından başlayarak,bunu takip edecek yokolacak ya da çoğalacak canlıları burada varsayımlarda bulunarak tartışalımkademe kademe.bakalım ne olurdu.

4.hayvanların da karakterleri vardır.bu ayrım türlerin içinde de olur.kediler burnu havada köpekler canayakındır diye bir kural yok.kedilerin içinde de çeşit çeşit kişilik var.burada kedileri benden iyi tanıyan yoktur diye bir önerme yapabilirim rahatlıkla.çünkü sokağımdaki kedilerin hepsini tanıyorum,kendi kedimin doğurduklarını,onların doğurduklarını bir sürü kediyi tanıma fırsatı buldum hepside birbirinden senin benim gibi farklı kişilikler.bu da bence bilinçsiz bir yaratık tanımına hiç uymuyor.

5.her sınıf kendisinden aşağısındakini eziyor."herkes eşit olsun!"diye tepiniyor komünistler ama eşlerini bir kadın olarak kendilerinden alçakta görmeye devam ediyorlar.feministler "biz ezilenlerin de ezileni,emekçilerin emekçisiyiz!"diye bağırıyorlar ama onlar da kendilerinden sonra gelen grubu,hayvanları kölenin kölesi olan kendilerinin kölesi olarak kullanmaya devam ediyorlar. şöyle bir kanı var;önce komünizm başarıyla uygulanmalı,kadınlara eşitliği bu ortam getirecek,bu da hayvanlara özgürlüğü getirecek.ben daha radikal bir bakış açısıyla tam tersini düşünüyorum.canlılar arası bir eşitlik sağlanmadıkça kadınlara,kadın erkek eşitliği sağlanmadıkça da sınıflar arası eşitliğe sıra gelmeyecek.çünkü bu eşitsizlik sisteminin köküne gidilmeli ki sonra gelenler başarıyla uygulanabilsin.benim mantığım da kalbim de bu sırayı takip ediyor.

6.ben de düzenle hiç hoşlaşmam ama bir yorumu okuduktan sonra cevap yazmaya kalkıştığımda demek istediklerimi çoktan unuttuğumu farkediyorum madde madde yazılınca konular nal gibi ortada duruyormuş.
sevgilerimle efendim.
 
1- Bitkilerin çoğu, yeşillikler, ıspanak vs. köküyle koparılıyor ya da köküne zarar veriliyor. Yaprak yaprak koparmadığın sürece de kendilerini yenileyebilme özellikleri çok üstün değil. Zaten koparılması feci halde zarar görmesi demek. Senin kolun tekrar çıksa her hafta birinin koparmasına izin verir miydin nasıl olsa tekrar çıkacak diye?

2- İçgüdü bilincin dışında davranmak demek, bilinçleri var olduğunun kanıtı yok gibi hala. Bilinçleri olsa birbirlerini yemezlerdi de öyleyse? Erkek kediler neden yeni doğa yavru kedileri boğuyor? Bu soru meraktan da aslında...

3- İnsanların hayvanları yememesinden önce insanların hiç varolmadığını tartışalım. Besin zincirinin üstündeki güçlü etçil, günden güne sayısını kontrolsüz olarak arttırabilecektir. Bilinçli bir sistemin kontrolü olmadığı için alttaki halkaların sayıca azalması, ya büyük bir canlı kıyımı, soy tükenmesi ya da sadece bitkilerin kaldığı bir dünya... İnsanların et yemediğini varsayalım şimdi. Hayvansal proteinin eksikliğiyle yetişmeye başladığından öncelikle doğaya ayak uyduramadığı için güçsüz kalıp seleksiyona uğrayan insanlar.. Adaptasyon süresince anlaşılamayan ölümler... İnsanların yemediği hayvanların (ki hayvan özgürleşmesi de var hiç bir şekilde kontrol altında tutulamaz) aşırı sayıda artması, dengesiz çoğalma... Besin piramidinin üstündeki etçillerin yine dengesiz artışı ve alt basamakların dengesizliği, dolup taşan ekosistemler, daha fazla rekabet ve türler arası kıyım... Bitkilerin hızla tükenmesi insanlar tarafından... 7 milyar insan aynı anda bitki yiyor... vs...

4- Hayvanların davranış karakteri olduğu konusunda haklısın. Ama davranış çeşitliliği bilinç ve zeka ile karar verme yeteneğinin varlığını kanıtlamaz.

5- Komünistliğe nerden geldik anlamadım fakat, benim evlilik başlığında bu ayrıma karşı tavrımı görebilirsin. Kadını aşağıda görmekle ne ilgisi var? Ki herkesin eşit olması eşit haklara sahip olması demek aynı zamanda, yanlış yorumlama varsa diye söyleyeyim.. Kadın eşitliği için komünizm gerekmiyor. Kadın eşitliği ahlak yapısı sorunu. Canlılar arasında eşitlik sağlanması diyorsun. Haycvanlar da bilinçli sınıfına sokuşup aynı haklara sahip olacak. Öyleyse ben geyiği yiyen bir aslanı mahkemeye çıkartıp yargılarım. Hapse de atarım, adalet böyle işler. İnsanlar hayvanları yiyor diye eşitsizlik var demek ilginç. Ya da hayvanla insanı eşit saymak hak ve özgürlük olarak daha ilginç .İnsanla aynı bilimnç düzeyine koymak.. Bir kere bilime hakaret.

6- Evet atlanılan bir şey kalmıyor böyle yazınca 🙂 Gıcık ama güzel bir sistem aslında. Sevgiler benden efendim..
 
okuduklarıma inanamıyorum artık ben!
her insanın eşit olmasıyla , hayvan ve insanın eşit olmasını nasıl kıyaslayabilirsiniz.hayvan,insandan hatta yukarıdaki tanımlamaya göre ikinci sınıf insan olan kadından(! )sonra gelen bir sınıf değildir,tamamen başka bir türden bahsediyoruz burda.doğada eşit olmayan iki türden...hayvan ve insanın eşit olmaması insanın getirdiği bir düzen değildir,doğal olandır bu.asıl hayvanları insan yerine koyarak doğalarını hiçe saymış oluruz.saçmalamış oluruz.
 
Biyolojik olarak eşit olması değil haklar bazında bir eşitlik kastedilmiş anladığım kadarıyla. Fizyolojik olarak elbette eşit değil ama her canlı bazı ortak haklara sahiptir. Yaşam hakkı gibi en başta. Ama diğer yandan hayvanların hukuki bazı haklara sahip olması ya da ne bileyim insana ve bilince özgü ayrıcalıkların onlar için geçerli olması evrimsel olarak absürt bir şey. Bunu kim söylediyse güler geçerim sadece.

İnsan özel bir varlıktır, pek tabii diğer canlılardan ayrıcalıkları olacaktır. Ama bunu kötüye kullanıp diğer canlıları ezmek, horlamak insana uygun bir davranış biçimi değildir. Özel bir varlık olmanın koşulu ise sadece zeki olmak değil, zekayı koşullara olumlu etkiyecek biçimde değerlendirebilmektir.
 
Bir kafes içinde bir aslanla baş başa kalın bakalım ona laf anlatabilecekmisin kardeş ben insanım benim insan haklarım var hatta insan hakları mahkemesine seni şikayet ederim sürüm sürüm süründürürüm seni desen hayvanda ziktir lan karnım aç yiyeceğim seni der paramparça ede ede yer seni orda çünkü karnı acıkmıştır ya öleceksin ya öldüreceksin. Eh biz insan oğluda milyarlarca yıldır ot yiyerek beslenmedik yoksa ot gibi insan olurduk ha bazılarımız oluyor o ayrı mesele 🙂 vejetaryenlık kadar saçma birşey yok benim düşümcem böyle. Eminim bu vejetaryen arkadaşları bir adaya bıraksak ve sadece geyik vb. canlılardan başka birşey olmasın bir süre sonra çiğ çiğ yerler o hayvanları çünkü aç kalmanın ne olduğunu daha öğrenmemişler o yüzden bol keseden atıp tutuyorlar.
 
Derisi için öldürülen havyanlara üzülüyorum ben ama hayvansal gıdalar da insanlığın sağlıklı gelişimi ve devamı için son derece gerekli, yani döngü bunu gerektiriyor. Keyif için, deri elbiseler giyebilmek için bir canlı katlediliyorsa orada durmak gerekir.

Sonuçta bir hayvana eziyet etmeden, uygun koşullarda yapılırsa bu iş, bence de bir sorun yok.

Vejeteryanlık iğrençtir, kakadır diyemem. Çünkü bu insanın öznel tercihidir. Ama bana uygun değil maalesef. Çünkü doğa bunu gerektiriyor. Biz onları yiyebilecek zekaya sahip olmasaydık, kimbilir belki de onlar bizi çiğ çiğ yiyeceklerdi. Hem kan yapar zekâ geliştirir hayvansal gıdalar. Özellikle de gelişim çağında ve yaşlılarda.
 
En başından beri takip ediyorum da,bu başlığa yazılan yorumları...

Şaka gibi..

Vejeteryanlık ve hayvan hakları.. 🙂

Şu kahrolasıca insanları doyurmak için onca hayvanımız kesiliyor..Nasıl iğrenmezde yeriz onları... 😀

Bunu savunan arkadaşlara birkaç soracağım olacak..
Bana cevap vermek için birazdan başlarına oturacakları bilgisayarın parçalarından birinde inek derisinin yağı kullanılıyor..
Arabalarına doldurdukları benzinde de...
Hadi..Şimdi biraraya gelin ve 'bilgisayara hayır!','suyla çalışan otomobil istiyoruz' diye bir bağırın,gelin... 😀

Valla gözlerim doluyor böyle düşünceli,ekosistemden anlamayan zihniyetleri görünce...

Keşke Nazi kampından da çıksaydı bunlardan birkaç tane de..

Sabun,düğme yapımına karşı örgütlenip,insan küllerini koruma altına alsalardı... 😀
 
Laf olsun diye konuşuyorsun gibi geliyor bunları biz de biliyoruz ama kimse çıkıp da senin istediğin gibi öyle çığırtkanlık yapmaz önce uslübuna ve düşünce paylaşma tarzına dikkat etmen daha doğru insanlar tabi ki de farklı düşüncelerde olcak ve bunları karşısındaki onun gibi düşünmüyorsa anlatmak çok zordur bazı durumlarda işte bu da öyle bir konu.Bu nedenle insanlaaaar önce insaaaanlarr diyen önce bizler rahat yaşayalım bizler mutlu olalım gerisi boş zihniyetindekiler hiçbir zaman muhatabım olamaz yine olmayacak,artık bu foruma cevap vermeyeceğim ben,sizi düşmanlıklarınızla,sevgisiz,duyarsız,hoşgörüsüzlüğünüzle ve tıka basa doymakbilmeyen mideniz yaşam hakkına olan saygısızlığınızla damak tadınızla başbaşa bırakıyorum...
Not:sen zaen çevre bilincine sahip bir insan olsaydın ce dünyanın gidişatından da haberdar olsaydın suyla çaloşan arabanın önemini çok iyi anlardın
 
Peki luNa hayvanlarda önce insanlar insanlarmı diyor herkez kendi düşüncesini söylüyor tamam saygısızlık yapana lafım yok. luNa bana lütfen dermisin kardeşim ben devamlı aç kaldım o yüzden bu canım hayvanları çok iyi anlıyorum, gel seninle iddiaya girelim belli süre aç bırakalım seni ondan sonra o güzel düşüncelerini alalım. O avatarındaki kedi ile evinde yanlız kal sonra sen öl hayvan açlıktan senin ölü bedenini yemeye başlayacaktır sonrada biz o hayvana cani diyoruz neden sen kalk yıllarca besle değer ver sen öl garip açlıktan seni yesin terbiyesiz kedi oda açlıktan ölmeliydi ama o yaşamayı tercih ediyor ve benim o doymak bilmeyen miden ot yerine et istiyorsa oda yaşamak için senin ölü bedenini yiyor bence hiçte yanlış birşey yapmıyor o kedi, şimdi aramızdaki farklar bunlar sen aç kal ondan sonra konuşalım seninle 🙂
 
Et yemek hayvan haklarına aykırı değil; ama kıçını boyamak için hayvanlardan elde edilen ürünleri kullanmak veya sırf prestij sahibi olmak için -nasıl oluyorsa o da giyimle- hayvanların kürüklerini giymek hayvan haklarına aykırı bence. Öte yandan daha insan haklarının sağlanamadığı bir dünyada hayvan haklarını tartışmak çok fazla iyimser bir hareket tarzı bence...

"Et yerken nasıl iğrenmezsiniz?" diyenlere de bir etobur olarak iğrenmediğimi ancak et yemekten rahatsızlık duyduğumu bildirmek isterim, bu rahatsızlığın sebebi ise ete harcanan paranın %20'si ile tüm dünyanın doyurulabilecek olmasıdır...
 
kendi ailesi bi çift japon balığı ve bi muhabbet kuşu dışında bi hayvan edinmesine izin vermese de başkalarına ait sayısız kedi,köpek,kuş,balık,su ve deniz kaplumbağasıyla sürekli haşır neşir olmuş,hatta kampüste bulduğu yaralı kumruyu veterinere götürmüş,anneannesinin bahçesindeki karınca yuvasının etrafına bulgur serpmiş(ehee bu çocukken🙂),sokakta bulduğu kediyi gizli gizli beslemiş bi insan olarak et yemekten pek hoşlanmasam da ekolojik sistemin kendi döngüsü içerisinde bazı hayvanların da bize yem olduğuna(tıpkı bazı hayvanların diğer bazı hayvanlara yem olduğu gibi) katılıyorum.tabii ki hayvanları seviyorum.kürkü için öldürülen zavallı tilkilere,yok yere işkence gören poyraz ayılara,bazı belediyelerin zehirlediği köpeklere(çünkü bunun için başka çözüm yolları var elbette!),doğal yaşama alanları yok edilen ve bu saydığım örnekler gibi şiddet ve işkence gören hayvanlara üzülüyorum.ve onlara bu işkenceleri layık görenleri de kınıyorum.bence hayvan hakkını vejeteryanlık gibi uç bir fikirle değil canlarının yakılmasıyla,işkence görmeleriyle değerlendirmeliyiz.yediğin tavuk tabağına gelene kadar kötü koşullarda yaşatılıyor ve işkence görerek öldürülüyorsa o zaman yanlış.çünkü nasıl olsa ölecek canı yansa da farketmez gibi bişey söz konusu olamaz.biz de ölecez biz de acı çeksek olur yani bu durumda!ama onu yemeyelim öldürmeyelim diyemezsiin.insan vücudunun besin olarak tavuğa da ihtiyacı var.hem milyonlarca tavuk mu gezecek ortalıkta.şimdi yine bi kıyaslama yoluna gidileceğini bildiğimden hemen şunu da söyleyeyim: milyarlarca insan yaşıyor,o zaman onların da ölmesi yenmesi gerekir öyle mi gibi sığ bi fikirle karşılaşmak istemem çünkü nüfus kontrolu insanın yapabildiği bişeyken hayvanda mevcut olmayan bişeydir.yapı gereği de bi tavuk her gün yumurtlar her gün yeni bebekleri olur😉başa dönüp ekolojik dengeye geliyoruz bu durumda.bunu da arkadaşlar gayet güzel açıklamışlar..

evet insana zaman zaman bi kaç saat önce koşan yürüyen bişeyi yediği düşüncesi rahatsızlık verebiliyor ama bu o hayvanların yaradılış olarak da yenmeye uygun olduğunu kabul etmekle hafifletilebilir.fil yemezsin ama dana yersin,flamingo yemezsin ama tavuk yersin...

yani kısacası yemek boyutunda bakmamalıyız hayvan haklarına.görüldüğü gibi dönüp dolaşıp aynı şeylerin söylendiği çok kısır bi tartışmada buluyoruz kendimizi.o yüzden işkence görmeleri ve GEREKSİZ OLDUÐU HALDE ve/veya ACI ÇEKTİREREK öldürülmeleri bizi rahatsız etmeli ve tartışmayı da bu bağlamda sürdürmeliyiz bence..
 
Sana aynen katılıyorum aslında demek istediklerimi tamamen anlatıyorsun ben de konuya girmeden önce keşke o tavuk ya da bilmem hangi hayvan tabağımıza gelene kadar ne şartlarda yaşıyor ve çok büyük acılara maruz kalıyor nasıl olsa ölcek diye ve kimse bunalrı düşünmeden şapur şupur yiyor ya ben dayanamadığım nokta o.Şİmdi diyecekler ki ne yapalım peki yemeyelim mi o acı acı çekerek ölüyor diye ama benim asıl anlatmak istediğim ve vicdanen rahatsız olduğun durum bu. Yani ben bu tarz görüntülere şahit olduğum için vicdanen rahatsızım bilmeyen biri rahatsız olamaz elbette o sadece tabağındaki yemeği düşünür(burda birbirimizi anlamaya çalışalım çok sevgili arkadaşlar)Ve yine sana katılıyorum ki yaşam hakkına ve hayvan haklarına yapılan en büyük saygısızlık kokoş kadınlar başka bir canlıya ait bir giysiyi(ki onun artık giysisi olmaktan çıkmış o giysi alındığında ölüyor) alıp bu benim olcak ben bununla moda gibi gösteriş yapıp ortalarda salınacağım tarzında beyni sadece kendi çıkarına süsüne püsüne dayanan insan türü yüzünden Çin de canlı canlı kürkü üzerinden alınan ve o et yığını haline dönmüş bedeniyle bile son bir umut ayağa kalkıp bana ne yaptınız bu acı nedir diye kendine yapılanı anlamıyan kedi,köpek başta olamk üzere tilki,vizon,fok....lara yapılan haksızlık ve şerefsizliktir.Ve tabi insanlar nedeniyle belediyelr iş yapıyormuş gibi o canı ona o vermiş gibi zehirleyerek öldürmeyi marifet sayan insanlarla birlikte yaşıyoruz ki bu zehirleme dünyadaki en acı ölümlerden biri tüm iç organları parçalayan sinir sistemini felce uğratıp gözlerinden ağzından burnundan kanlar dahi çıkarak bir canlının neye uğradığını şaşırıp hak etmediği en büyük acıyla ölmesidir. Benim önce karşı olduuğm aptallıklar bunlar.Ben de zaten yukarıda bir yerde yazmıştım tam olarak bir vejeteryan değilim ama zaten et yemeyi sevmem diye ama konu açılmışken de tek düşündüğüm kendi çıkarımız uğruna başka canlara yaplan saygısızlık ve haksızlıklardı.Ve hala söylüyrum ki etinizi yiyin afiyet olsun hatta ama içiniz rahat olmasın çünkü sizi küçücük bir kafese kapatıp yaz kış aç susuz bırakıp hatta Almanya da üzerine basıp öldürülen,ve kesimhaneye ise tam olarak ölmeleri dahi beklenmeden paket olmaya başlayan etrafın kan gölüne döndüğü yeri gören siz değilsiniz ve tabi o acıları çekmediğimiz için biz böyle rahat rahat konuşuyoruz ve benim vicdanım rahatsızdır senin değildir.Bu bu kadar basit kardeşim hala birşeyleri ispatlamaya çalışmayın
 
Şimdi güzel oldu luNa...

Hayvanların kürkleri ya da yağları gibi "zevki" sebeplerle öldürülmesine karşıyım. Kürk giyenlerin derileri yansın, ne diyeyim! İğrenç sebepler için, iğrenç davranışlar...

Hayvanlara eziyet etmenin gerizekalılığı da inkar edilemezdir. Bayırda çıplakken eşekler kovalasın onları da..

Yenmek üzere sunulan hayvanların kesin aşamaları da, Türkiye'de özellikle çok kötü. Bir kere şöyle bir olay var; hayvanlar kesilmeden önce adrenalin salgılar. Bu korku belirtisi. Adrenalin tğm kaslara yayıldığından hem yenilen et lezzetsiz olur, hem insana geçen adrenalin insanı agresif yapar (diye biliyorum) hem hayvana eziyet edildiğinin göstergesidir. Fakat avrupada elektro-şok yöntemi kullanılır. Adrenalin saldılanmadan ve hayvan acı çekmeden ölür. Fakat bizim "helal-kesim" koşullarına islami et kesimine uymadığı için pek uygulayasımız yok bunu... Cellatlar da pataküte seriye bağlamış hayvanı düşünmeden kesiyor, öldüremiyor ölmesini bekliyor vs...

Kasap dükkanlarında koca bedenlerin sallanmasına karşıyım, göz zevkimi bozuyor.. Bir de ayıp denen bir şey var yahu!

Tavukların doğal ortam dışındaki çiftliklerde börtüböcek yemeden tutulmasına karşıyım. DAracık alanda binlerce tavuk.. İğrenç bir manzara ve hayvan için tamamen bir hapishane.. Doğallıktan uzak. Ekosistem için de zararlı (faydasız). Tüm hayvanların beslenme, kesilme ya da sahibi tarafından başka amaçlı, doğal ortam dışında tutulmasına karşıyım...
 
şu "islami kesim" olayına biraz kafam takıldı.islamiyet canlıya değer verir.hem de her türüne.ve kesim sırasında da hayvana eziyet etmemek gereklidir bu dinin esaslarına göre de.ama eskiden bu kadar ileri bi teknoloji yokmuş ki.o yüzden hayvanın boğazına bıçağı dayayıp mümkün olduğunca çabuk ve acısız şekilde bu kesim işi bitirilmeye çalışılıyormuş.şimdi bu kadar yeni yöntem varken hala hayvanların gırtlaklarının çatır çatır kesilmesi hoşuma gitmedi.ölmüş hayvan yenmez islam esaslarına göre,"mundar" olmuş oluyor,tamam ama teknolojinin kullanılmasıyla mundar olmadan da hayvanın öldürülmesi mümkün olmalı değil mi.yine islamiyetin bazılarının işine geldiği gibi kullanılmasıyla karşı karşıyayız gibi geldi bana!!konuyla ilgili fazla bilgim olduğunu söyleyemicem ama bu benim fikrim.eğer yanlış düşünüyorsam bilgilendirirseniz sevinirim...

bu arada dünyada başkasının iğrenç zevkleri için işkence görenler sadece hayvanlar değil.tecavüze uğrayan veya işkence gören insanlar değil sadece bahsettiğim...bi süre önce gazetede okuduğum bi haber tüylerimi diken diken etti arkadaşlar.bilmem nerde sahne alan ünlü şarkıcıların lepiska gibi saçları gerçek olmuyor çoğu zaman,biliyorsunuz.o saçlarına yapılan ekler/postişler hindistanlı küçük kız çocuklarının kaçırılıp zorla ya da karın tokluğuna çok küçük meblağlar karşılığında kazınan saçlarından yapılıyormuş. :evil: üzgünüm konu dışında,belki bunun için başlık açmalıydım ama haberi okuduğum günün gazetesini vs hatırlayamıyorum.aklıma geldi ve paylaşmak istedim..
 
konuya vejetaryenlikten girmekle hata yapmışım gAliba..vejetaryenlik kavramı bu başlık altında her zaman tartışmayı kızıştırır,ben de katılımı ve ilgilenenlerin sayısını çoğaltmak için başlangıç olarak bunu uygun bulmuştum.ama yazılanlara bakınca bunun demek istediklerimizi saptırmakta,dediklerimize saçma ve komik anlamlar yüklemekte kullanıldığını görüyorum.tamam,değiştirelim konuyu nasıl olsa döne dolaşa yine aynı yere geleceğiz.
ben tüm canlıların eşitliği derken hayvanlara oy kullanma hakkı verilmesini kastetmedim beni komik duruma düşürmeye çalışıyorsunuz ama böyle şeyleri kastettiğimi sürerek kendinizi gerçekten komik yapıyorsunuz.hayvanların onlara hiç verilmeyen doğal haklarından bahsediyorum ben.varolma hakkı gibi özgürlük hakkı gibi.peki şöyle söyleyeyim.dünyayı gözünüzün önüne getirin herhangi bir yerinde bir tay doğuyor.bu ona doğanın verdiği bir hediyedir,bir ömür.tamamen son nefesine kadar ona ait olan koskoca bir ömür.ama o daha doğmadan önce dünyada kurallar konmuş,insanlar tarafından.o tay insanların bir şekilde işine yaramalı,çünkü bu dünyaya gelen herşeyin insanlara hizmet olarak geldiğine dair saçma bir inanış çoktan kök salmış durumda.dünyanın dört bir yanındaki türdeşleri gibi,o yaşam ondan çalınacak,insanların ihtiyaçlarına göre yaşam boyu efendilerinin hizmetinde bir mal olacak.çünkü buna karşı çıkamaz.beni deli eden bu işte hayvanlar doğalarından koparılıp insanların kölesi ediliyor.bahçenizde yaşamı boyunca boynundaki tasmasıyla evinizi beklemek 2 metrekare alanda yaşamak zorunda olan köpek,tarlalarınızı sürmek zorunda olan öküz,bunların hepsi köleleriniz.kölelik dünyanın hiçbiryerinde kalkmış değil.bu yüzden araya kadın haklarını,komünistleri karıştırıyorum.belki işin içinde sizin çıkarınız olduğunu da söylersem biraz daha sağlıklı düşünürsünüz diye.herkesin emrinde dilsiz ve ayaklanma çıkarma potansiyeli sıfır olan köleler varken bir yerde nasıl özgürlük ve eşitlik olabilir?bir kere sistemin en kök yeri çürümüş değerlerden ve kölelikten oluşuyor.bunu değiştirmekle başlayacak insanların da gerçek özgürlüğü.kadın eşitliği için komünizm gerekmiyor demenizden belli dediklerimden hiçbirşey anlamadığınız.çünkü ben zaten komünizm için kadın eşitliği gerekiyor diyorum.kadın eşitliği için de canlıların eşitliği...
anlamak istemiyorsunuz ki yaşamları onlara ait.sizin yaşamınızın size ait olduğu gibi.
 
Tay dünyaya geldiğinde dünyanın kuralları insanlar tarafından knulmuş değil. İnsanlar olmasa da o tay dünyaya geldiği gün bile başka bir hayvanın yemeiği olabilir...
 
bir de evcilleşmek diye bişey var.evcil olmasa o köle olmasın dediğin kedi bi kaplandan farksız olacağı için dakikasında seni yiyecek!evcil olması da insanlarla bi arada yaşayabilmesinden kaynaklanıyor.hayvan hakları da onun bizimle yaşarken eziyetlere maruz kalmamasıyla alakalı.biz de "tüm hayvanlara ölüüm! keselim yiyelim hepsini acımayalım gebertelim!" mi dedik ki şimdi sanki.evcil ya da değil onların İHTİYAÇ DIŞINDA ÖLDÜRÜLMESİ ve İŞKENCE GÖRMESİ engellenmeli diyoruz.kesip yemen gerektiğinde de yününü kırkman gerektiğinde de tarlanı sürmen gerektiğinde de ona acı vermeden yapman gerekir.işin için kullandığın hayvanı aç bırakmaman, bakımına dikkat etmen,bunun dışında seninle yaşamayan diğer hayvanları da kürkü için yağı için öldürmemen, yaşama alanlarını tahrip etmemen gerekir.konunun komünizm ve feminizmle de bağlantılanması da manasız bence.eşitlikle ya da kölelikle bunun ilgisi olamaz.madem öyle nasıl tarlanı sürüp yiyecek bitki yetiştirmeyi planlıyorsun?açlıktan ölelim mi?hepsini de azatlayalım hayvanların bak bakalım nasıl kaosa sürükleniyoruz..ne hayvanlar ne biz doğru dürüst yaşayamayız ki o zaman.doğanın zaten,insanlar olumsuz müdahalede bulunmadığı sürece, kendine has bi düzeni var.makul olun yaa...
 
HAYVAN HAKLARI BİLDİRGESİ

1. Bütün hayvanlar yaşam önünde eşit doğarlar ve aynı var olma hakkına sahiptirler.
2. Bütün hayvanlar saygı görme hakkına sahiptir. Bir hayvan türü olan insan, öbür hayvanları yok edemez. Bu hakkı çiğneyerek onları sömüremez. Bilgilerini hayvanların hizmetine sunmakla görevlidir. Bütün hayvanların insanca gözetilme, bakılma ve korunma hakları vardır.
3. Hiçbir hayvana kötü davranılamaz, acımasız ve zalimce eylem yapılamaz. Bir hayvanın öldürülmesi zorunlu olursa, bu bir anda, acı çektirmeden ve korkutmadan yapılmalıdır.
4. Yabani türden olan bütün hayvanlar, kendi özel doğal çevrelerinde karada, havada ve suda yaşama ve üretme hakkına sahiptir. Eğitim amaçlı olsa bile özgürlükten yoksun kılmanın her çeşidi bu hakka aykırıdır.
5. Geleneksel olarak insanların çevresinde yaşayan bir türden olan bütün hayvanlar uyumlu bir biçimde türüne özgü yaşam koşulları ve özgürlük içinde yaşama ve üreme hakkına sahiptir.
6. İnsanların yanlarına aldıkları bütün hayvanlar doğal ömür uzunluklarına uygun sürece yaşama hakkına sahiptir. Bir hayvanı terk etmek acımasız ve aşağılık bir davranıştır.
7. Bütün çalışan hayvanlar iş süresi ve yoğunluğunun sınırlandırılması ve güçlerini artırıcı bir beslenme ve dinlenme hakkına sahiptir.
8. Hayvanlara fiziki ya da psikolojik bir acı çektiren deneyler yapmak hayvan haklarına aykırıdır. Tıbbi, bilimsel, ticari ve başkaca biçimlerdeki her türlü deneyler için de durum böyledir.
9. Hayvan beslenmek için yetiştirilmişse de bakılmalı, barındırılmalı, taşınmalı, ölümü de acı çektirmeden ve korkutmadan olmalıdır.
10. Hayvanlardan insanların eğlencesi olsun diye yararlanılamaz, hayvanların seyrettirilmesi ve hayvanlardan yararlanılan gösteriler hayvan onuruna aykırıdır.
11. Zorunluluk olmaksızın bir hayvanın öldürülmesi yaşama karşı suçtur.
12. Çok sayıda yabani hayvanın öldürülmesi demek olan her davranış bir soykırım, yani bir suçtur.
13. Hayvan ölümüne de saygı göstermek gerekir. Hayvanın öldürüldüğü şiddet sahneleri sinema ve televizyonda yasaklanmalıdır.
14. Hayvanları koruma ve savunma kuralları, hükümet düzeyinde temsil olunmalıdır. Hayvan hakları da insan hakları gibi yasayla korunmalıdır.


3 sayfa yazı yazılmış fakat işin boyutu galiba farklılaşmış ve kimsenin aklına bütün dünyanın kabul ettiği Hayvan Hakları Bildirgesini yazmak gelmemiş.
Bilginize...
 

Geri
Üst