daha önce de söyledim,hayvan haklarının doğada insan ve hayvanların bir arada yaşamalarından kaynaklanan düzenin sağlanabilmesi için ve aynı zamanda da vicdani açıdan korunmaları şarttır.ve insan hakları ile kıyaslanamazlar.çünkü niteliksel farkları var bu ikisinin.burada bahsedilen hayvanların da yaşama hakkı olduğu,onların insanlar tarafından keyfi nedenlerle zarar görmemesi,yaşama alnlarının tahrip edilmemesi,bedenlerinin gereksiz yere sömürülmemesi,gıda maddesi olacaksa iyi koşullarda yaşayıp acısız şekilde ölmesi gibi şeyler...bunları uzun uzun yazdık tartıştık zaten.ne sırf zevkimiz için hayvanların zarar görmesini ne de hayvanlar ölmesin diye insan yaşamı için gerekli olabilecek bazı şeylerden vazgeçilmesini(et yemek ya da bilimsel çalışmalar yapmak olabilir bu) kabul edebiliriz.dediğim gibi bunları önceki sayfalarda hep birlikte tartıştık...
aslında beni üzen başka bişeyden,hayvanat bahçelerinden bahsetmek istiyorum.henüz pakize kaçmamışken,yıllar önce atatürk orman çiftliği'ne gitmiş ve ordaki hayvanlara çok üzülmüştüm.haftasonu olduğu için bir sürü okul gezisi vardı ve onlarca çocuk kafeslerin etrafını sarmış vıcır vıcır seslerle hayvanlara bakıyorlardı.inanabilir misiniz bilmiyorum ama ben ordaki hayvanların mutsuz olduklarını hissettim açıkçası.herhalde hiçbirimiz,bikaç metrekarelik,tel örgülerle çevrelenmiş küçük bi alana hapsedilen aslanın yerinde olmak istemeyiz.ya da çocukların seslerinden ürküp barakasına kaçmak isterken elinde sopasıyla bağırarak onu tehdit eden bakıcısından korkarak yerinden bile kıpırdayamayan(artık bakıcısından neden o kadar korktuğunu siz tahmin edin!) filin yerinde...doğal ortamlarından alınmış ve küçük birer kafese kapatılarak insanlara sunulmuş zavallılar.farkında bile değiller neden ordalar,her gün o kadar küçük insan niye gürültülü biçimde gelip onları ürkütüyor...belki minikler için faydalıdır hayvanları canlı canlı görmek ve tanımak ama bunun için artık başka bi çözüm yolu bulunması gerekmez mi? hoş,bu saatten sonra doğaya bırakılsalar adapte olamazlar belki ama yine de bu kadar hapis hayatı yaşamaları,vitrin süsü gibi insanların beğenilerine sunulmaları benim vicdanımı rahatsız ediyor.
bi de sirkler var.zaten onlar hayvanat bahçelerinden bile korkunç geliyor bana!çocukluğumdan beri de hiçbi zaman sevmemişimdir!yapılan tüm o numaralar şartlı refleks yöntemiyle gerçekleştiriliyor.yani bu şartlı refleks hayvanda oluşturulurken de ona çoğu zaman acı veriliyor.insanlar gidip onları seyredecek ve gülecek eğlenecek diye hayvanların bunları yaşaması da bence haksızlık.zaten bana eğlenceli,heyecanlı ya da komik de gelmiyor onlara yaptırılan numaralar.