Klasiklerden tonlarca modası geçmeyecek kitaplar var elbette. Kara Kule serisi de ileride Yüzüklerin Efendisi gibi bir klasik olacak diye düşünüyorum. Sanırım İngilizcelerini okusaydım Lord of the Rings'i edebi yönden daha çok beğenirdim. Ama Türkçe okuyunca ne kadar iyi çevirirseniz çevirin o edebi sihir genellikle korunamıyor, o ağdalı üslup Türkçeye çevrildiğinde ritmi bozuluyor ve ister istemez garipleşebiliyor.*** Yani ikisinin de Türkçelerini okuduğum için, kurgusu ve temposu daha çok hoşuma gittiği ve sade dilinin çeviride o kadar şey kaybetmediğini düşündüğüm için Kara Kula serisini, Yüzüklerin Efendisi serisine tercih ediyorum. Kitaplarının yarısına "bu adam da amma son yazma özürlüymüş ya, ben olsam daha iyi bitirirdim romanı" tepkisi verdiğim Stephen King, bu muhteşem epik seriyi dumur ve şok edici süper bir şekilde sonlandırmıştır. 7 kitaplık bu serinin 4. kitabı Büyücü ve Cam Küre bence tam bir başyapıttır. Fantastiktir, epiktir, duygusaldır, romantiktir, trajiktir, nostaljiktir vs.vs.vs.
İleride yine büyük bir ihtimalle bir klasik olacak olan, ama Türkçeye çevirilmişmidir çevirilirmi bilemeyeceğim Karayip asıllı Britanyalı yazar Caryl Phillips'in 2004 çıkışlı "A Distant Shore" isimli eseri var. Yalnızlığın ve soyutlanmışlığın şok edici bir edebi üslupla işlendiği çarpıcı bir roman.
***Edit: Burada biraz anlatım karışıklığı yapmışım, söylediklerimden sanki bir eser Türkçe olunca edebi niteliği daha zayıf oluyor anlamında bir şey söylediğim çıkarılabilir. Güçlü bir edebi eser, bir dilden başka herhangi bir dile çevrildiğinde büyük olasılıkla özünden çok şey yitirir demek istemiştim.