Müzisyenler Arasında Tüketim Çılgınlığı-gas Ve Diğerleri...

Şimdi sokarım ben başlığı rayına 😀

....iyi huylu gas....

...kötü huylu gas...

Sonuçta her koyun kendi bacağından.. İsteyen istediğini alır, ödeme yapmak için benden borç istenmediği sürece umrumda olmaz 😀

Yepisyeni bakış açıları getirmişsin olaya, tebrikler. Demek bende kötü huylu gas olarak başlamış 🙂

ClinchGere.jpg


Eric Clapton'u anlarım, rehabilitasyon merkezine bağış için satıyo genelde gitarlarını da bu nedir yahu?

http://www.christies.com/features/auctions/1011/richard-gere/
http://www.christies.com/the-richard-gere-guitar-23434.aspx

Richard Gere abi değil mi bu? Bu da GAS'tan muzdarip bir abimiz diye biliyorum ben de.
 
Konu yine dağılacak ama, ünlülerin hayır yapacakları zaman bi şeylerini satması olayı hep düşündürücü gelmiştir bana. Bu kadar ünlü dayılar, hep sıfır bakiye ile mi geziyolar orta yerde?
 
Benim kendimde fark ettiğim şey, müzik yapma motivasyonum arttığı zaman, GAS ve benzeri gereksiz tüketim çabalarımın azaldığı...

Çok doğru ve benim için de bazı dönemlerde söz konusu olmuş bir saptama. Bence iki temel iki temel sebep var:

1- Yeni ekipmanla müzik yapma motivasyonunu arttırma arzusu / umudu.
2- Müzikle bir şekilde de olsa ilgilenerek "vicdan azabını" azaltma isteği. Çalmıyorsam da en azından alıp satarak müzikle ilgileniyorum avuntusu..
 
Gereksiz satın alma durumu ile çok mal satın alma arasında bilinçli olarak yapıldığında çok fark var: alıp hiç kullanmamak, işi olmadığı halde bir kenarda, ait olmadığı yerde bulunan cihazlara sahip olmak hastalıktır. Ancak sadece estetik olarak güzel olup o gitarı çalmayı bilmeden de alan insanlar olabilir. Onu duvara uygun yere asıp seyretmek bile mantıklı.

Bir marka gitarın aynı modelinden 3-5 tane alıp çalmamak hastalık olabilir. 9 tane gitarım var ama hepsi de ayrı tarzda ve tipik soundlar için belli başlı amfi tonlarıyla tam olarak aranan sesi veriyorlar. Bir amfiyle bir iki gitarı çalarken başka amfi diğer gitarlarla kayıtta veya konserde tam oalrak istediğim tonu veriyor. Çok ünlü bir gitaristin 15-20 gitarı olması normal karşılanır. Eh Steve Vai'nin videosunda 240 tane gitarı duvarda gördüm, hediyelik gibi duruyor. Sanırım 235 tanesini hiç kullanmamıştır. Buna da fetiş diyoruz (bu fetişi sevdim).

Konu ancak belli bir doyuma ulaşılınca sona eriyor, ya da minimuma iniyor. Müzik enstrümanıysa konu, sadece aynı modelin başka renklisi de olması dert değilse, konu sound ise, bir yerde doyunca artık kimse sizi kandıramıyor. Ancak ciddi psikolojik problemleriniz varsa, konu gitar değildir zaten, ama bunun acısını cebinizden çıkarıp (kadınların alışveriş çılgınlığı tarzı) renk renk gitarlara anlamsızca para vermek işten değil. Allahtan o noktayı geçtim. Param olsaydı yıllar önce 25-30 gitar daha almayı istiyordum. Şimdi olsa hepsini satmıştım.
 
Bende habis GAS var tedavisi yok sadece hanimin sopasi semptomlari iyi ediyor ama tedaviyi kesince hemen nuksediyor. Kalp ile yapilan tercihin akil ile izahi olmaz, akil yoklugun ilacidir: butce kisitliysa, imkanlar darsa ne bileyim lojistik sikinti varsa lazimdir, yoksa degil. Kaldi ki ben obje fetisti ve materyalist adamim: dinledigim muzigin kendisini bile album kapaklari, plak
koleksiyonlari,
posterler, biletler gibi seylerin butunu olarak dusunurum.
Isim gucum hep objelerle: bos ve minimalist evleri,
mekanlari sevmem, elektronik kitap okumam illa rafa
yigacagim. Sonra disari gittim mi programa cikan
gitaristin arkasinda muhimmat deposu gibi ekipman
olursa benim aldigim zevk artar, mumkunse sahne sovu isterim zincirlerde sallanan jartiyerli kizlar hic fena olmaz.
Hayat sonucta Motley Crue gibi yasanirsa guzel. Bu da yetmezmis gibi bu aralar paso Joe Bonamassa dinliyorum adam erken
evren gibi GAS ve toz bulutu. Yeterince iyi muzik var
etrafta ben uretmesem ne olur, hatta iyi calmasam kac yazar calisimi merak eden kimse yok ki?
 
Son düzenleme:
Eh; başlığım hortlamış madem...🙂

Frank Gambale Türkiye'de yaptığı workshop sırasında "gitardan bıkmadığını" ve çalışacak pek çok şeyi olduğunu söylemişti. Gambale dediğimiz adamın ne olduğu malum: Çalamadığı şey yok, insanüstü tekniği var, daha gençliğinde yazdığı kitapların (özellikle Frank Gambale Technique...) bugün bile eşdeğeri yok içerik olarak.

Enstrüman ile kurulan bağ böyle bir tutku düzeyinde olunca, muhtemelen GAS'a yer kalmıyor. Alınan şeyler de büyük ölçüde ihtiyaca göre oluyor. Yıllarca aynı ton, aynı enstrüman, aynı alet-edevat ile çalan adamların pek çoğunun da çok iyi müzisyenler olması bu anlamda tesadüf değil. Adamlar ihtiyaçtan fazlasını tüketmiyor ve bol milktarda üretiyor...

Buradan hareketle; bence GAS =müzisyenin ihtiyacı olanı değil, istediğini alması. Bu haltı ben de pek çok defalar yedim.

Bu nedenle de ben GAS'ı olan adamın enstrüman ile arasındaki bağı sorgulamasını öneriyorum.
GAS nüksettiği zaman kontrol etmek için bu yaklaşımın işe de yarayabileceğini düşünüyorum🙂

Ama eğer GAS'dan şikayetçi değilseniz, ille de rahatsız olun diyemem🙂 Ben kendi hesabıma bunun önümde engel oluşturduğunu ve sıkıntıya soktuğunu gördüğüm için (enstrüman çalacağına alım-satım peşinde koşmak, çok daha verimli kullanılabilecek kaynaklarımın israfına yol açmak...) bu işe müdahale edebilme yollarını arıyorum.
 
Hiç anlamam zaten bu GAS işlerini o kadar parayı saçıp gitar çalmamak ilginç bişi mesela. Gitarlar da sonra dolaşıma giriyor falan adam 2. el dükkanı sahibine dönüşüyor. Bir zaman sonra da sıkılıp komple kepenk indiriyorlar. Zaten bu yüzden müzik mağazaları falan insan dolu da stüdyolar malesef içler acısı.
 
Ben Gas'imi bi nebze olsa yendim. Prs 513 gittikten sonra daha ihtiyaca yonelik gitarlarim oldu. Baktim ki mid manyetik hic kullanmiyorum ve Prs bana extra bassli geliyordu ve 408 denen modeli de alamiyordum. Kendisine hem uzulerek hem sevinerek gule gule dedik.

Aldigim gitarlari hep sahneden kazandigimla aldigim icin benim icin gereksiz harcama degil yatirimdi. Benim gibi tel yiyen bir adam icin sahnede yedek gitar olmazsa olmazdi. Ama baktim ki bu isin sonu yok. Oyle de ton alayim, boyle de tonum olsun demekten vazgectim. Zaten hangi gitari amfiye taksam ayni tonu almaya calisiyordum. Kafamda kendime ait bir ton vardi ve ona gore eq, ve drive ayarliyordum. Nihayetinde gitarlarda ve boardda mutlu sona ulasmak uzereyim.

Ama su amfi isini guzel cozmem gerek. Clean kanali kirilmayan pure clean olup, güzel bir drive kanali olan bir amfi bakinmaktayim. 1x12, 2x12 veya kafa olabilir. Su an TM60 ile iyiyiz ama eq parametreleri ayri kontrol edilen FX Loop'a sahip bir amfi bakinmaktayim. Ne de olsa amfi drive'i seven insanlariz 🙂

Sonuc mu? Hem Kerry King hem de Clapton tonu icin ugrasmamak en guzeli.
 
GAS gelince bende önce hafif bir baş dönmesi, ardından hızla yükselen ateş oluyor. Ardından GAS'ın kaynağı (memba-ül cihazziye) hakkında yazılmış herşeyi okumaya başlıyorum. Yeterince şanslıysam aklımı başka bişey çeliyor ve sonra kıyaslıyorum derken hepsinden vazgeçiyorum. Eğer bu aşamada kurtulamazsam gidip deniyorum. (bu konuda bence şu dönemde çok şanslıyız. do-re'de mesela custom lp dediğinizde adamlar ne renk diye soruyor o kadar çok çeşit var.) Bu aşama önemli tabi biraz kurcalıyorum hastalığımın kaynağını ve konsantre olup anlamaya çalışıyorum. Sonra objektif olup bana ne katar sorusunu soruyorum. Bu noktada yüksek bir mantık oranı yakalıyorum çok şükür ve hedef cihazı orada inceleyip zaten bana yaramazmış diyerek evime dönüyorum.

Tabii bir de açıklanamayan GAS durumu var. O çok acayip bir durum. Bir gitarı mesela saçma sapan bir yerde görürsünüz ve dur bir bakalım dersiniz. Denediğinizde tuhaf biçimde çok iyidir ve biriktirmiş olduğunuz kefen paranızdan bir kısmını o anda satıcının ellerine sayarken bulursunuz 🙂 Bu çok çok nadir gerçekleşir. Öyle anlarda umarım bu kadar müzik seven arkadaşın herbirinin hayal ettiği enstürmanı alabilecek gücü olur.

Bu ikinci anlattığım durum şu anda şiddetle yaşanıyor fakat kaynak sıkıntısı mevcut fakat, eğer olay gerçekleşirse resimli videolu bir başlık düşünüyorum!
 
GAS = Gitarist Adam Sımarıklığı...

Amerikalılar herzaman olduğu gibi kapitalist yaşam tarzındaki, amaçsız ve gereksiz tüketime özendirmek için "cool" bir sıfat bulmuşlar. Bayılıyorum şu amerikalıların insanları istediği gibi manipule edebilmesine... Normalde hiç kullanmayacağın, hiç ihtiyacın olmayan birşeyi aldıktan sonra "abi valla kullanmayacağım şeye para verdim enayi gibi ya" diyip bir dahaki sefere kendinize hakim olmak hiç havalı, farklı ve özendirici değil... Bunun yerine "öyle bi anda GAS geldi aldım abi 😉 arada bir geliyo abi bana böle yhaa😉" diye sağda solda bahsetmek çok "cool" durabiliyor. Sadece gitar, pedal, amfi vs. için değil aynı şeyi fotoğrafçı arkadaşlardan da duyuyorum. Onların arasında da var bu GAS olayı. Yani GAS, TAS, PAS ne dersen de, ne kadar havalı göstermeye çalışırsan çalış, hepsinin özü gereksiz amaçsız tüketime özendirmekten gram öteye gitmiyor. Zaten GAS'ı MAS'ı olup, eve gerekli gereksiz birüsürü ekipman dizip, süper bir parça yapanıda daha önce hiç görmedim. Genelde ekipman arasında boğulduklarından ton ayarlamaktan gitar çalmaya fırsatları kalmıyor. Nerde çok iyi gitar çaldığı veya çok kaliteli bir parça yaptığı için diğer gitaristlerin arasından hemen sıyrılıp farkedilen bir gitarist varsa, özellikle dikkat edin bir gitarı, bir amfisi, bir-iki tanede pedalı varsa vardır. O kadar... En basit ifade şekli ile ;

149cc1s.jpg
 
Son düzenleme:
GAS = Gitarist Adam Sımarıklığı...

Amerikalılar herzaman olduğu gibi kapitalist yaşam tarzındaki, amaçsız ve gereksiz tüketime özendirmek için "cool" bir sıfat bulmuşlar. Bayılıyorum şu amerikalıların insanları istediği gibi manipule edebilmesine... Normalde hiç kullanmayacağın, hiç ihtiyacın olmayan birşeyi aldıktan sonra "abi valla kullanmayacağım şeye para verdim enayi gibi ya" diyip bir dahaki sefere kendinize hakim olmak hiç havalı, farklı ve özendirici değil... Bunun yerine "öyle bi anda GAS geldi aldım abi 😉 arada bir geliyo abi bana böle yhaa😉" diye sağda solda bahsetmek çok "cool" durabiliyor. Sadece gitar, pedal, amfi vs. için değil aynı şeyi fotoğrafçı arkadaşlardan da duyuyorum. Onların arasında da var bu GAS olayı. Yani GAS, TAS, PAS ne dersen de, ne kadar havalı göstermeye çalışırsan çalış, hepsinin özü gereksiz amaçsız tüketime özendirmekten gram öteye gitmiyor. Zaten GAS'ı MAS'ı olup, eve gerekli gereksiz birüsürü ekipman dizip, süper bir parça yapanıda daha önce hiç görmedim. Genelde ekipman arasında boğulduklarından ton ayarlamaktan gitar çalmaya fırsatları kalmıyor. Nerde çok iyi gitar çaldığı veya çok kaliteli bir parça yaptığı için diğer gitaristlerin arasından hemen sıyrılıp farkedilen bir gitarist varsa, özellikle dikkat edin bir gitarı, bir amfisi, bir-iki tanede pedalı varsa vardır. O kadar... En basit ifade şekli ile ;

149cc1s.jpg
O da ne ???
O setup'ı dizen arkadaşın eksiklik duygusu nereden geliyor acaba ? 🙂 Spekülasyona girmeyeceğim...
 

Geri
Üst