Minimalizm Ve Tüketim Çılgınlığı

bence sadece çalmakla bitmiyor şöle dersek sanırım bana göre daha doğru olur %70-80 gitar çalım tekniği stil vs... %30-20 de bence ekipmanın kalitesi ve en önemlisi ekipmanın yapılan müzik tarzına uygunluğu...
 
Death-Lead demiş ki:
Bence cümle hala yanlış.....

Açıkçası savunduğum şeyi ben değil satraini savunuyor biz de onun gibi ustalardan araştırıp öğreniyoruz ne de olsa yaşını başını almış bu işte pişmiş kitabını yazmış bir adam. 😆

Joe Satriani: tone is in the fingers, effects just do the coloring

Siz sanırım burada satrianinin bahsettiği coloring olayından bahsediyorsunuz ama bende aksine ondan bahsetmiyorum. 🙂

Satrianinin bir blues parça egzersizi vardı bir öğrencim tablaturelerini almış çalışmış deniyor ama asla aynı sound yok. Satrainin soundunda hafif kirli notalar, hayalet notalar; güçlüyken birden sönen tuşe vurguları vb. Bizim öğrenci arkadaş her notaya bir güzel aynı basınçla basıp tertemiz bir çalım sergiliyor ama nafile o ton çıkmıyor. Kendisine şarkıyı yavaşlatarak her notayı birer birer defalarca çalışıp denemesini önerdim.

Aradan bir iki hafta sonra geldi ilgili rifleri yalayıp yutmuş yememiş içmemiş hırs yapıp çalışmış. Dediği ilk şey hocam ton aynı satraininin o parçasındaki gibi çıkıyor. (çok sevinmişti)

Demek istediğim en güzel şu şekilde örneklendirebilirim sanırım :

Bir satraini parçası ele alalım diyelimki parçada distortion, hafif chorus ve belirgin bir delay var. Ve ton diyelimki neckte paf pro bir manyetikle çalınıyor.

Şimdi gelelim ilgili deneye : elinizde prosesör var ve bir distortion seçtiniz uygun bir chorus verdiniz ve örnek aldığınız satriani şarkısındaki kadara yakın bir delay açtınız. Başladınız çalmaya :

Sonuçlar :

1- Satriani ye yakın tuşeniz varsa :
Ses ve ezgi neredeyse aynı gibi çıkacak ancak coloring yani belirgin efekt renklendirmeleri satrianininki kadar kaliteli olmayabilecektir. Tabi rack sistemleriniz varsa bu bile mümkün olabilir. Yani sizin elinizdeki minimum ile siz satrianivari bir tuşeniz varsa çok benzer tonlar ürettiğinizi sadece satrainin tonunun daha kaliteli olduğunuz göreceksiziniz. (malum adamlar stüdyo bilmem ne elbet daha kaliteli olması doğal. 😆 )

2- Satrinaniye benzer tuşeniz yoksa : zaten kötü bir sonuç çıkacak ve suç ekipmanda bulunup yeni bir ekipman aranacak. (ki ben buna karşı değilim yukarıda da yazdım bu da olması gereken birşey).

Saygılar..
 
iş parmaklarda biter deniyor hep ama vainin ve satrianinin önünden al whammyi yada morleyle 535qyu bak bakalım nasıl değişiyo tarzı endam 😀 bu kadar yermeyelim kendimizi 😀 sonuçta parmakta bitsede amcaların sahip olduğu kat kat rackleri sıra sıra gitarları unutmamak lazım 😀 sorarım size ton parnaklardadır ama whammy olmadan satch abimizin searching şarkısını morley bh wah olmadan vai dayımızın bad horsie şarkısını nasıl çalarsınız.bu birazda benim için ruh güzelliği daha önemli demeye benziyor 😀
 
halilpazarlama demiş ki:
iş parmaklarda biter deniyor hep ama vainin ve satrianinin önünden al whammyi yada morleyle 535qyu bak bakalım nasıl değişiyo tarzı endam 😀 bu kadar yermeyelim kendimizi 😀 sonuçta parmakta bitsede amcaların sahip olduğu kat kat rackleri sıra sıra gitarları unutmamak lazım 😀 sorarım size ton parnaklardadır ama whammy olmadan satch abimizin searching şarkısını morley bh wah olmadan vai dayımızın bad horsie şarkısını nasıl çalarsınız.bu birazda benim için ruh güzelliği daha önemli demeye benziyor 😀

Sevgili halilpazarlama siz zaten kökten çözüm getirmişsiniz olaya
: no ekipman no tone. 😆 😆

Bu arada sanırım konu farklı yerlere gitti; bir gitaristin tonunu elde etmek için arayış içinde olmak ile iyi bir gitaristin her sistemde benzer tonları çıkarabileceği fikri bu ikiside reddedilmemesi gereken şeyler.

Yani hem kabul edilmelidir ki (bana göre) ton arayışı ve ekipman değiştimek kötü değil iyi birşeydir.

Hemde bir gitarist çok iyiyse en kötü ekipmanla inanılmaz şeyler yapabilir. Örnek Steve Vai Korg pandora için bir demo parça yapıp sadece pandora ile çalmış onu bulup dinlemenizi tavsiye ederim. Yine klasik vai tonu hiç değişmez üstelik gömlek cebine girecek kadar küçük bir aletten çıkıyor tonlar. 😉
 
İşte çoğunlukta bu piskoloji oluşmuş.. Böyle yazıları görünce hemen daha önce yazdığım şeyleri yazmak geliyo insanın içinden 😀 (Ton parmakta gerisi yalan işi gibi)

AllexStone;

Ben hala onu stil olarak savunuyorum.. Birebir çeviri yanlış olabilir.. Veya o tonun altında yatan bisürü açıklama vardır. Bunu direk ton olarak anlamamak gerek..

İnsanın yapısı öle bişeydirki bikere hafızaya aldığı şeyi asla unutmaz. Sadece anımsasada asla unutmaz. Veya internetteki göz yanıltan resimler vardır. Asla hareket etmez ama sen sağa sola bakınca çarkın döndüğünü sanarsın.. İşte satrianinin veya başkasının çalış tarzı stili bizim hafızamıza kazınmış durumdadır.. Başka bi sound da kullansa çalış stilinden bizim beyin tepkimiz direk hafızamızda onun soundunu çıkaracaktır ortaya..

Atıyorum Hiç dinlememiş bi kişiye steve vai nin farklı 2 sounlu parçasını dinletirsek soundlar hakkınad hiç alakası yok birbiriyle diyecektir.. Ama biz dinlersek tonda az bi fark var ama sonuç aynı diyeceğiz. Çünkü bizim beynimiz onu o şekilde hafızaya almıştır ve steve vai ye cort x6 ver, onuda 50 wat transistörlüye bağla güçlüde bi dist. ayarla,, işte o ses bile bize vai tonu dedirtecektir.. Sadece bu piskolojik etkilenme durumudur.. Çalış stili beynimizde direk o soundu yaratacaktır..

Yoksa herşey ortada bi yanda 500 ytl lik ekipman diğer tarafta 500 000 lik ekipmanlar.. Aynı ton olmasına imkan varmı??

Satriani ye bu konu hakkında biraz soru sorma imkanı olsa oda eminim oda bunun stil olduğunu söyleyecektir. Genel bi tabirle ton demiştir ona. Ki buda aslında ince bi konu???

Neden bu cevabı verdi..

Soru neydi??

rachael: Joe...exactly what effects do you use?? I have a pretty good selection now, but I still can't get your tone!

Joe Satriani: tone is in the fingers, effects just do the coloring


Burda işte düştüğümüz nokta hemen verilen cevap.. Satrianinin ekipmanlarının başına geçsem ben bi parça çalsam sen bana dersinki "aa tonun aynı satriani gibi" ama başka ekipmanla çalsam ve satriani teknikleriyle dolu biri olsam dersinki "dostum çalış tekniğin satriani gibi"

Bence satriani burdaki uzun chat ortamında fazla açıklamalara girmek istememiş.. Ne deseydi çocuğa

""benim tüm ekipmanları almışın ama benim başta gitarım dışarda satılan js lerle birebir aynımı sanıyosun?? yada o ekipmanlar birebir aynımı?? ""

Hatta düşünsene satriani diyomuş;

"benim ds-1 diye gördüğünüz pedalımın içinde Benim mühendislerimin yaptığı çok farklı bi devre var, Boss bana reklam parası ödüyo bende bunun kutusunu kullanıyorum??"


Yada gerçekten yardımcı olmak istese bile şimdi oturup çocuğa ne desin? sen ne aldın şimdi anlat bakim,baştan al sabaha kadar vaktimiz var zaten mi desin 😀 😀 😀


işte bu gibi şeyleri söyleyemeyeceği için "ton is fingırı hattırı hıttırı" diyo 😀 😀 😀 😀
 
Sevgili Death-Lead,

düşüncelerine kesinlikle katılmıyorum ancak birbirimizin fikirlerine saygı duymamız gerektiğini düşündüğüm için inatla düşüncelerimi aktarmaya devam etmek yerine senin fikirlerine katılmasamda saygı duyuyorum demek ve bunu belirtmek istiyorum. Zira ben doğruyu biliyorum diye iddia edecek kadar bilgili değilim daha öğrenecek binlerce katedilecek yolum var maalesef.

Sadece düşüncelerimi aktarabilirim ama bu doğrudur diye ısrar edebileceğim tek bir kişi vardır o da sadece kendimdir ve kendimden başka kimseye de ısrarcı olabilmem mümkün değildir haşa. 😆 Onun harici fikilerimi beyan ettim sadece, tabiki hepimizin farklı düşünmesi bizlerin gelişimi için en güzel şey.

Saygılar..
 
Kulanılan efektler ve çalış stili ayrı ayrı değerlendirilmemeli bence. Mesela halilpazarlama arkadaşımızın örnek verdiği Searching adlı parça. Baştan aşağı çalıyorum şarkıyı, fakat whammy'm olmadığı için birşeye benzemiyor. Tam tersi durum da söz konusu tabi, adamın isterse 10 tane whammy'si olsun, eğer şarkıyı çalamıyorsa Whammy ne yapsın? 😀 Bir adamla çalışmaıştım çok kısa bir süre, çerezlik şarkılardı bar programı için, adam hiçbirşeyi doğru yapamıyordu, "abi çalış şarkılara, zaten son derece kolaylar" dediğimde "birşey olmaz, GT-8 düzeltir yanlışları" dedi. 😀 ilk önce şaka yapıyor zannettim, ancak daha sonra defalarca aynı şayi yapınca klasik çümleyi kurmak zorunda kaldım: ekipmanınla değil parmaklarınla övün 😀 ha şimdi bu adama istediin kadar octave pedalı ver, Searching çalabilir mi, hayır. presence'e katılıyorum bu konuda, %70 teknik, %30 ekipman, tabi bu türe göre değişir.
 
Öncelikle çok güzel faydalı bir başlık oldugunu düşünüyorum...

Postların hepsini okumadım sadece bir kaç tanesine göz gezdirdim. Gece okurum sanırım buraya yazılan herşeyi...

Kendi adıma elde etmek istediğim tonlara gelirsem.
DEATH - TRASH tonlarını kullanmayı daha çok seviyorum. Ama bunlarda 90larda olduğu gibi Tizlerin ön planda olduğu tonlar değil. Daha BASLI daha dolgun, mutingleri powerları bastıkça inleticek tonları seviyorum. + Olarak son dönemde deli gibi Picklere kafayı sarmış durumdayım ki üst boş telde dahi pick atmak çok hoşuma gidiyor...

Burdaki pek çok kullanıcı gibi bende bir öğrenciyim ve kısıtlı bir bütçeye sahibim. Ayriyeten Sivas gibi İstanbula veya müzikle ilgili ekipmanları deneyebilceğim şehirlerden çok uzakta yaşıyorum...

Şu ana kadar edindiğim bilgilere dayanarak AMFİ sounddaki en önemli faktördür benim için. Tabiki 1000lerce dolar verip marshallar, mesalar almak şuanda benim için imkansız... Şu ana kadar tercih ettiğim amfilere gelince genelde BEHRINGER Gx112 , AC112 gibi amfileri tercih ettim. Sebep olarak tonlarının dolgun olmasının yanı sıra clean tonlarda standart effeckler için ihtiyaç duyduğum tüm effecklere sahipler... tabiki ne kadar iyi tartişilır ama fiyat / performans konusunda oldukça başarılılar...

Pedal olarak ise daima ilk seçenek olarak (çaldıgım türü göz önüne alıp, cleanler için gerekli olan effeckleride amfiden temin ettikten sonra) Distortion pedalını düşünmüşümdür... En nefret ettiğim ton ise Digital tonlar olup karaktersiz sadece vız vız öten tonlar olmustur...

Gerek bulundugum yer gerekse ögrenci olmamdan dolayı çok fazla secenek deneyemedım acıkcası ama şu ana kadar aldıgım pedal ve amfilerın tamamı beni konser olsun, bazı ufak programlar olsun oldukça tatmin etmişlerdir...

Başlıktada belirtildiği gibi yapmaya çalıştıgım durum en az paraya en iyi ekipmana sahip olma isteğidir...

Bana bu konuda yardımcı olabilcek her türlü bilgiye ve donanıma her zaman açıgımdır... Bu konuda bişiler söylemek isteyip bana yardımcı olmak isteyen herkese ve bu foruma çok teşekkür ederim...


Daima istediğimiz ekipmana sahip olmamız dileğiyle...

Saygılar...

Can
 
Aslında sevgili Death-Lead ve AllexStone'ın bahsettiği gibi başlık ''fiyat performans bakımından en ucuz ve en iyi ekipmana nasıl sahip olurum'' başlıgından biraz uzaklaya kayıp, tuşe ve saygıdeğer üstadların tonları arasından sınırlandırılmış gibi görünüyor...

Buradaki tartişma veya bu tatlı sohbetten bir sonuç çıkabilcegini düşünmüyorum (Vai veya Satriani tonunun sonuçları açısından) çünkü o üstadlar yılların vermiş olduğu tuşe teknikleri, ton deneyimleri, ses mühendisleri vs vs işte tüm bu faktörlerin tamamı oluşturuyor bir Vai'yi bir Satriani'yi...

Ama maden tuşeden konu açılmışken Zakk Wylde gibi bir üstadın tuşe ve tekniğinede değinmek istiyorum...

Yanılmıyorsam eger kendisinin setup'ı temel olarak;
-Gibson Zakk Wylde Signature Les Paul,
-Marshall JCM 800 2203X Vintage Series 100W Tube Head ,
-MXR ZW-44 Wylde Overdrive ,
-MXR M-134 Stereo Chorus,
-Dunlop ZW-45 Zakk Wylde Signature Wah...
ve son olarak Becks biralar 🙂 😀
Gibi ekipmanlardan oluşuyor ama kendisine ait o tuşenın, picklerin, rifflerin, sound renginin tek açıklaması değildir buradaki amfiler, gitarlar, pedallar...
gitara olan hakimiyeti, tuşesi ve kamyon soförü duruşudur aslında 🙂 bize Zakk amcayı sevdıren asıl şeyler...

herşey ton değildir... Herşey teknikte değildir... Bunların toplamıdır diye düşünüyorum... Ama öncelikle tabiki teknik agır basmaktadır...

Nede olsan Distortion ilk olarak 1951 yılında jackie brenson'in amfisini düşürüp çıkan jın jın sesini beğenip rocket 88 albümünde kullanması ile oluşmuştur... Bu tatlı tesadüf 20yy'ın sound çılgınlıgının başlangıcıda denebilir aslında...
 
Ze_uS demiş ki:
Buradaki tartişma veya bu tatlı sohbetten bir sonuç çıkabilcegini düşünmüyorum

Evet bunu bende farkettiğim ve sonu gelmeyen bir konu olduğu için ve ısrarcı olmamam gerektiğini düşündüğüm için yol yakınken yorumlarıma bir son verdim. Başlık, tuşeden daha çok tüketim çılgınlığını vurguladığı için açıkçası bunu tuşeden ayrı tutmak gerektiğini düşünüyorum şu an. 🙂

Zira en harika tuşeye sahip adam (o her kimse artık 😆 sadece benzetme) bile bir ekipman çılgını olabilir. Yani tuşenin iyi olması olmaması bu tüketim çılgınlığı engellemiyor tamamen zevk-para-ihtiyaç gibi unsurlarla ilintili bir konu .
 
Bu işin dogrusu yanlışı pek yok bence. Daha once yazıldığı gibi zevk ve para devreye giriyor. Benim cok az param da olsa cok zengin de olsam gitarla ilgilendigim surece her gun ebay deki gitarlara bir goz atarım. İnsanlar bugunlerde ekipman arastırması icin internette harcadıgı sureyi gitar calmak icin harcasalar cok daha iyi calarlar. ( tabi benim icin de gecerli 🙂 )Ama bu bir zevk hobi herhalde.
 
Katılıyorum. Ben internete girdiğimde ilk işim alım satım köşelerine bakmak oluyor, kim ne satıyor kaça satıyor vs.. cebimde 2-3 kuruş varsa ve o anda kelepir birşeye rastladıysam yada kelepir olmasa bile istediğim bir cihaz filansa satın almak istiyorum, eminim forumdaki çoğu arkadaş da benim gibidir. Ancak "gerçek" ihtiyaçlar ve "gereksiz" ihtiyaçlar ayırt edilmeli bence. Tam olarak ihtiyacımız olan ekipmanı çok iyi belirlemeli ve zar zor biriktirdiğimiz paracıklarımızı o anki hevesle harcamamalıyız diye düşünüyorum. Ancak sorun şurdan kaynaklı; asıl istediğimiz cihaz büyük ihtimalle çok pahalıdır, almak için uzun zaman para biriktirmek gerekir, dolayısıyla o cihaz yerine parasını karşılayabileceğimiz orta ya da vasat cihazları alıyoruz ancak hevesimiz hala devam ediyor, bu cihaz bizi oyalarken tekrar para biriktiriyoruz ve elimizdeki cihazı çok ucuza elden çıkardıktan sonra ( halbuki alırken ne sıkıntılar çekmiştik ) ne yapıp edip 2-3 yıl içinde hayalimize kavuşuyoruz ama durun, bitmedi, bu sefer de gitarımız bize yetmiyor nedense,... diyerek gidiyor maceramız. İşte burda belirlememiz gereken şey hangi ekipman "aslında" yeterli ? fakat bizi daha pahalı , iyi ve yeniye iten şey ne? yeterli olanı kullansak olmuyor mu? Aslında bu başlığı açarkenki bir niyetim de, yeni başlayan arkadaşların tüketim çılgınlığı yaparken biraz daha düşünmelerini sağlamak. Elimizdekilerin kıymetini bilmek ve olabildiğince verimli kullanmak. enstrümanımıza yoğunlaşırsak, burada yazılan incelemeleri okursak - ki ben birçok şey öğrendim bu siteden - en optimumu yakalarız pek tabii ki. bu başlıkta yazan uzman arkadaşlara da teşekkür ederim ilgileri için. işin felsefesini de irdeleyip en doğru ve en mantıklıyı yapmamıza yerdımcı olabilirler. Ayrıca bazı sorular da gelecektir; filanca tarz için hangi marka model iş görür? İlla ki usa jackson mu olmalı yani? biraz beyin fırtınası yapalım. Aslında hangi marka - model yeterlidir? Mesela bir arkadaşın cort x 11 i var diyelim. bence gayet güzel bir gitar, ancak sahibi olan kişi bunu görmeyip bunu satıp üst model bir ibanez ya da jackson hayalleri ile yanıp tutuşuyordur herhalde. Umarım derdimi anlatabilmişimdir arkadaşlar. İlginiz için teşekkürler. Başlığın alıp yürümesi dileğiyle..
 
Sahnede çalan kişilerin çok kaliteli ekipman alma arzusu bana yersiz geliyor nedense. Çünkü ekipmanınız ne kadar kaliteli olursa olsun, o sesi dışarı verecek ekipman (mikser, kabinler, ortamın akustiği vs..) vasat olduğu sürece pek verim alınmaz, yani o özendiğimiz adamların setup ı sadece gitarı amfisi pedalı değil arkada çalışan ekiptir de.

Neyse demek istediğim konserde, sahnede çalan arkadaşların ne kadar kaliteli ekipmanı olursa olsun duyulan sound o kalitede hiçbir zaman olmaz, 2000 ytl'lik pedal setup veya procesör de olsa dışardan duyulan en fazla 500 ytl'lik ekipman sesidir ve bence bu kadar masrafa girmek gereksizdir ama belki ev içinde daha iyi netice alınır ama o da bi yere kadar.
 
Blackened85 demiş ki:
Sahnede çalan kişilerin çok kaliteli ekipman alma arzusu bana yersiz geliyor nedense. Çünkü ekipmanınız ne kadar kaliteli olursa olsun, o sesi dışarı verecek ekipman (mikser, kabinler, ortamın akustiği vs..) vasat olduğu sürece pek verim alınmaz, yani o özendiğimiz adamların setup ı sadece gitarı amfisi pedalı değil arkada çalışan ekiptir de.

Neyse demek istediğim konserde, sahnede çalan arkadaşların ne kadar kaliteli ekipmanı olursa olsun duyulan sound o kalitede hiçbir zaman olmaz, 2000 ytl'lik pedal setup veya procesör de olsa dışardan duyulan en fazla 500 ytl'lik ekipman sesidir ve bence bu kadar masrafa girmek gereksizdir ama belki ev içinde daha iyi netice alınır ama o da bi yere kadar.

Aslında bende dahil olmak üzere bazı postlar bu başlığı biraz saptırdı amacından...

Yani amaç alınan soundun sahnede, konserde nasıl olduğu vs ya da tuşe falan değildir 🙂
Sadece ''en iyi fiyata en iyi ekipman arzusu'' olarak düşünülebilir... Ama sende yazdıkların konusunda haklısın tabiki...

Aslında burda ekipmanından memnun olupta, çaldıkları tarza, arzu ettikleri sounda göre hem ucuz hemde kaliteli (özelliklede pek bilinmeyen tercih edilmeyen markalar üzerinde) fikir alışverişi yapabiliriz...

Bu yönde demo, ekipman görüşü vs paylaşmak isteyen arkadaş olursa çok memnun olucam

Saygılar...
 
Ucuz olarak ilk fikrimi paylaşayım ozaman: Artec Manyetikler...

Fiyatı 30 ytl civarıydı bir aralar. Bir denemenizi tavsiye ediyorum cidden. Ön yargıları yıkarak deneyin sadece. Uzun süre bu manyetikleri kullandım. EMG ve sd olsaydı keşke dediğim zaman sayısı 1 ya da 2 keredir. Zevkler tartışılmaz ama deneyin derim. Özellikle ucuz ve orta halli gitarı olanların ve modifiye etmek isteyenlerin başvurması, başvurmasa bile denemeleri gereken ilk marka diye düşünüyorum. Saygılar
 
Blackened85 demiş ki:
Neyse demek istediğim konserde, sahnede çalan arkadaşların ne kadar kaliteli ekipmanı olursa olsun duyulan sound o kalitede hiçbir zaman olmaz, 2000 ytl'lik pedal setup veya procesör de olsa dışardan duyulan en fazla 500 ytl'lik ekipman sesidir ve bence bu kadar masrafa girmek gereksizdir ama belki ev içinde daha iyi netice alınır ama o da bi yere kadar.

Çok kesin konuşmuşsun hiçbir zaman diyerek. Yanılıyorsun. Ne yazıkki yeterli bütçen var ise ordaki sisteme falan pek ihtiyacın kalmadan neredeyse stüdyo kalitesinde bile tonlar, sesler, efektler, vs.. alırsın. Elbette nerde çaldığına bağlı, hangi PA sistemiyle çaldığına, hatta front of house'da kim var ona da bağlı canlı durumda. Tabi ki çaldığın yerin büyüklüğüde önemli burda. Ama öyle bir ekipman kurarsın ki mikser başındaki arkadaş sadece senin yolladığın kabloları kanallara girer. Çok basit ayarlara bakar. Hiç kimseye, hiçbirşeye ihtiyacın olmaz. Mümkündür gayet.


Konuyla ilgili olarakta birşeyler söylemek gerekirse; bence ekipman ilham kaynağıdır. Motive edici unsurdur. Ayrıca kaliteli ekipman çalımıda, duyguyuda, herşeyi bal gibi etkiliyor. Lezzetli bir tuşesi olan gitaristi iyi bir ekipmandan dinlemek apayrı bir güzelliktir bence.

Herşeyi ekipmana bağlamakta büyük yanlış. Ama aynı şekilde ton parmaklardadır sadece, diye düşünmekte kendini avutmaktan başka birşey değil sanki. İkiside bir arada olsun ki tam olsun herşey.

Şimdi diyebilirsiniz şu adam şu dandik amfiylede ne tonlar alabiliyor. Doğrudur alır. Zaten belli bir eşiğin üstündeki gitariste ses çıkaran ne verseniz size güzel birşeyler sunabilir. Ama o noktaya gelene kadarda eminimki küçümsenmeyecek sayıda alet geçmiştir elinden. Gerçekten geliştiriyor insanı farklı ve kaliteli cihazlar ile çalmak.

Neyse çok uzatmadan iki tane de alıntı yapıyım:
"Equipment is great, but it's only good if it augments who you are, as opposed to controls who you are."

"If it inspires you when you play then that`s all the justification you need"
 
bence minimalizm konusundaki son durak all tube amfi olamaz. sebebi de sesi açma problemi. gerçekten bu aletleri yüksek ses değerlerinde çalmak lazım güzel bir ton için. eh öyle bir imkan yoksa yine parayı sokağa atmış oluyoruz aslında. ev için 120 watt amfi almak çok uçuk bir durum bence.

ustalar konusunda da bişeyler yazayım. malmsteen karşınıza geçse gitarını alıp 10 wattlık bir amfiye takıp çalsa ağzımız açık seyrederiz. jason becker hayatı boyunca hep dandik aletler kullanmış bir adam mesela. ama adam çalmayı biliyor kardeşim 🙂 fıstık gibi çalıyor.
kötü aletle kulağa kötü ses gelebilir. ama iyi gitaristi iyi gitarist yapan şey ekipman değil parmakları ve yaratıcığıdır.

ama napalım kardeşim canımız çekiyor o aletler. gördükçe büyüleniyor insan 😉
 

Geri
Üst