Merhabalar. Son Epiphone macerasının ardından, forum üyelerinden @br_mn ın isteği üzerine kendisi ile konuşarak, SX SST62 gitarının boyama işini aldım. İstenen iş, burst efektli bir ama mümkün mertebe de kopyalamadan uzak, özgün, relic tarzında bir boya idi. Daha sonra arka kısımda yapmayı düşündüğümüz burst efektini iptal edip, düz siyah hafif relicli bir yüzeye dönüş yaptık.
Boyama işinin öncesinde ve boyama işi sürerken kendisi ile sürekli iletişimde kalarak, işi onun istekleri üzerine şekillendirdim. Ne yazık ki işimiz, yurtdışından sipariş etmeye karar verdiğimiz CTS potların gecikmesi üzerine uzadı. Onun dışındaki tek aksaklık ise, resimlerini çekmeyi kahırdan unuttuğum, hesapta olmayan hayli kalın ve polyester bir astar katmanının kazınması oldu ki 1990'larda kalmış bir yöntemdir. 2000 sonrası bir gitarda görmek beni şaşırttı. Gövde rezonansını biraz öldürse de son derece koruyucu bir katman olduğunu da söylemeden geçemem.
Bu seferki başlığı çok uzun tutmamaya çalışacağım. Umarım başarırım.
Gövdenin kazınması bitince karşımıza biraz solgun, üç parça alder çıktı. Tonal olarak güzel gövde, eksiği yok. Eksik diyebileceğimiz tek nokta, desenlerin sade; damarların, yolların çok da baskın, göze batar şekilde olmaması.
Tabii ki Redbone Uğur ustanız her zamanki çözümlerini elinden geleni ardına koymadan uyguladı:
Üç parça arasındaki hafif ton farklarını mümkün mertebe dengelemek için boya namına önce bir katman attık:
Bu arada, işin asıl güzel sürprizi sap ağacı oldu. O koyu cilanın altında güzel desenler olduğu belli idi, şaşırtmadı:
Tabii bu güzellik vurgulanmadan olmazdı:
Görünce keşke bu güzelliği saklamasalardı diye düşünmedim değil aslında. Uyguladığımız sap cilası şeffaf gibi görünse de aslında değil. Cilada, ağacın figürlerini adam gibi vurgulamak için eser miktarda turuncu ve ondan da az kahverengi pigment mevcut.
Gitar bitimi ile artık bu şekle dönüştü:
Anlayacağınız üzere işin yarısında nihayet adam gibi bir fotoğraf makinesi almak kısmet oldu 😀 Lakin makineyi daha verimli kullanmak için biraz daha zaman gerek sanırım. Maliyete gelirsek, için boya-cila kısmı 250 liraya bitti. Fazladan Almanya'dan üç tane CTS potans sipariş ettik. Onlar 115 lira gibi bir rakam tuttu. Gilmour modlaması için 15 tl aldım.
EDIT: Elektronik modlamalarda ihmal ettiğimiz iki nokta var. Gitarın köprü manyetiğini de daha dengeli bir ton için, ton potansına bağladık ve bir de Gilmour tarzı bir switch ekledik. Bu switch ne işe yarıyor?
GILMOUR SWITCH MODLAMASI:
Bu modlama pickguardda gördüğünüz bir switch eklemesi ile yapılıyor. Bu switch açıldığında, birinci pozisyonda hem köprü hem de sap manyetiğini beraber çalıştırırsınız. Böylece bir Stratta Tele tarzı 2. pozisyon tonuna yakın bir ton elde edersiniz. İkinci pozisyonda ise üç manyetik aynı anda çalışır. Böylece stratınıza fazladan iki ton opsiyonu daha eklenmiş olur.
Tek sakıncası, manyetik seçici anahtarınızın yedi ya da klasik sekiz yollu olmasına göre değişir. Klasik sekiz yollu anahtar kullanıyorsanız, 3, 4 ve 5. pozisyonlarda switchin bir katkısı olmaz. Ama anahtarınız yedili, farklı bir yapıda ise 3. pozisyonda orta ve sap manyetiği aynı anda aktive olur. Yani ikinci pozisyondan sonra switchi kapatmak icap eder.

Boyama işinin öncesinde ve boyama işi sürerken kendisi ile sürekli iletişimde kalarak, işi onun istekleri üzerine şekillendirdim. Ne yazık ki işimiz, yurtdışından sipariş etmeye karar verdiğimiz CTS potların gecikmesi üzerine uzadı. Onun dışındaki tek aksaklık ise, resimlerini çekmeyi kahırdan unuttuğum, hesapta olmayan hayli kalın ve polyester bir astar katmanının kazınması oldu ki 1990'larda kalmış bir yöntemdir. 2000 sonrası bir gitarda görmek beni şaşırttı. Gövde rezonansını biraz öldürse de son derece koruyucu bir katman olduğunu da söylemeden geçemem.
Bu seferki başlığı çok uzun tutmamaya çalışacağım. Umarım başarırım.
Gövdenin kazınması bitince karşımıza biraz solgun, üç parça alder çıktı. Tonal olarak güzel gövde, eksiği yok. Eksik diyebileceğimiz tek nokta, desenlerin sade; damarların, yolların çok da baskın, göze batar şekilde olmaması.
Tabii ki Redbone Uğur ustanız her zamanki çözümlerini elinden geleni ardına koymadan uyguladı:
Üç parça arasındaki hafif ton farklarını mümkün mertebe dengelemek için boya namına önce bir katman attık:
Bu arada, işin asıl güzel sürprizi sap ağacı oldu. O koyu cilanın altında güzel desenler olduğu belli idi, şaşırtmadı:
Tabii bu güzellik vurgulanmadan olmazdı:
Görünce keşke bu güzelliği saklamasalardı diye düşünmedim değil aslında. Uyguladığımız sap cilası şeffaf gibi görünse de aslında değil. Cilada, ağacın figürlerini adam gibi vurgulamak için eser miktarda turuncu ve ondan da az kahverengi pigment mevcut.
Gitar bitimi ile artık bu şekle dönüştü:
Anlayacağınız üzere işin yarısında nihayet adam gibi bir fotoğraf makinesi almak kısmet oldu 😀 Lakin makineyi daha verimli kullanmak için biraz daha zaman gerek sanırım. Maliyete gelirsek, için boya-cila kısmı 250 liraya bitti. Fazladan Almanya'dan üç tane CTS potans sipariş ettik. Onlar 115 lira gibi bir rakam tuttu. Gilmour modlaması için 15 tl aldım.
EDIT: Elektronik modlamalarda ihmal ettiğimiz iki nokta var. Gitarın köprü manyetiğini de daha dengeli bir ton için, ton potansına bağladık ve bir de Gilmour tarzı bir switch ekledik. Bu switch ne işe yarıyor?
GILMOUR SWITCH MODLAMASI:
Bu modlama pickguardda gördüğünüz bir switch eklemesi ile yapılıyor. Bu switch açıldığında, birinci pozisyonda hem köprü hem de sap manyetiğini beraber çalıştırırsınız. Böylece bir Stratta Tele tarzı 2. pozisyon tonuna yakın bir ton elde edersiniz. İkinci pozisyonda ise üç manyetik aynı anda çalışır. Böylece stratınıza fazladan iki ton opsiyonu daha eklenmiş olur.
Tek sakıncası, manyetik seçici anahtarınızın yedi ya da klasik sekiz yollu olmasına göre değişir. Klasik sekiz yollu anahtar kullanıyorsanız, 3, 4 ve 5. pozisyonlarda switchin bir katkısı olmaz. Ama anahtarınız yedili, farklı bir yapıda ise 3. pozisyonda orta ve sap manyetiği aynı anda aktive olur. Yani ikinci pozisyondan sonra switchi kapatmak icap eder.


Son düzenleme: