Turkrock Sinema Kulübü

mladezi-nepristupne-film-poster.webp


Movie 43

adamlar cast yapmış abi. bir kaç yönetmenin bir ana konu üzerinden bir kaç kısa filminin birleşiminden olan absürd bir komedi. büyük beklentilere girmezseniz gayet eğlendiren bir komedi. imdb puanı ise büyük haksızlık bence.


The-Sessions.jpg


The Sessions

hayata tutunmaya çalışan ileri düzeyde fiziksel engelli bir adamın cinsellik arayışıyla ilgili. cinsellik içeren yoğun duygusal bir film. gerçek kişinin yazdığı kitaptan çevrilmiş. helen hunt ablamız her şeyiyle oynamış! esas adamsa bence ödül almalı böyle başarılı bir oyunculuğun karşılığında.


oblivion0419.jpg


Oblivion

Tom Cruise iyiden iyiye fantastik-bilimkurgu filmlerinin aranan aktörü olmaya başladı.(hatta oldu çoktan) bu filmin en önemli artısı merak uyandırması. efektlerler falan da gayet nizami. biraz moon filmini de anımsattı gerçi. izlemeye değer.
 
73483.jpg


Flight

sadece uçak üzerine sanıyordum ama ciddi sağlam dramaymış. uyuşturucu,seks gırla. yönetmen zaten geleceğe dönüş ve bir çok iyi filmden kıdemli abimiz. denzel'i övecek laf kalmadı zaten. rock star bir pilot tipiyle karşı karşıyayız. uçak sahneleri ise çok acaip. fobisi olana dokunabilir. iyi film.

adam hank moody nin zenci pilot versiyonu gibi. sarhoşluk kokain çekerek uyanıyor. 😀 uçağın öyle ters dönmesi normalde mümkün mü araştırmadım,yemedi. sonunda da itiraf edip cezasını çekti. bolca da am-göt-meme görerek görsel şölen yaşadık sağolsunlar.


M%C3%BCkemmel-Plan.jpg


friends with kids

adam scott'ı amerikanın chris o'dowd u olarak görürdüm ki orijinaliyle beraber filmde oynamış meğer. 🙂 yazan yöneten jon hamm abimizin mantası olan sarı bıcırık Jennifer westfield. iki bekar arkadaşın evli çift arkadaşlarının çocuk sahibi olması sonrası arkadaşlık durumları ve aldıkları kararla ilgili duygusal komedi. ilk yarısı baya komik, edepsiz. ikinci yarı ise daha duygusal taraf ağır basıyor. kadro güzel. izlenebilir.

end-of-watch-poster.jpg


end of watch

son dönemde izlediğim en sağlam ve gerçekçi filmlerden biri. hareketli kamerayla belgesel gibi çekilmiş. hatta bazı sahnelerde karakterlerin kendi el kamerası ile çekilmiş. (komik anlar var bunlarda) polisin,suçlunun,çetelerin gözünden izliyoruz her şeyi. training day'in yazarından.
 
açlık oyunları 2: catching fire

ne diyorsunuz 😉 benden hiç böyle birşey beklemiyordunuz dimi ahaha 🙂 daha geçen ay kuzenin zoruyla 1. sini izlemiştim, şimdi 2.si vizyona girmiş. bu filmi görünce mal bulmuş mağribi gibi saldırdım valla, ilk defa yabancı bir vizyon filmi hakkında ben de artık söz sahibiyim 🙂

şaka bir yana filme giden 2 kişiyle konuştum, ikisi de taban tabana zıt şeyler söyledi, kitap serisini okumadığımı da belirtmek isterim çünkü 1. filmde de kitaptan farklı şeyler anlatıldığı söyleneduruyordu.
 
Hunger Games'in 2. filmine cumartesi gece matinesinde kardeşimin zırlamalarını susturmak için gittik. Yani kitaplardaki seriye bir hayranlığınız yoksa gitmeyin. Sıkıldım ben filmin sonuna doğru; dışarıdan pek özgün pek orjinal gibi duruyor ama hiç alakası yok bence. Az daha bekleyip Aralık 13'te Hobbit'e gidin.

Flight'ı ben gayet severek izlemiştim, filmden sonra havacılık sektöründen 1-2 arkadaşla o uçağın durumunu uzun uzun konuşmuştuk hatta. 😀 Dediklerine göre öyle uçmasına imkan yok uçağın ama film güzel bence de.

Zaten severdim de son 2-3 senedir acayip bir Denzel Washington takipçiliği başladı bende. Yazmış olsam gerek, herif acayip rol kesiyor yeri gelince. Mimiklerle duyguyu aktarma konusunda aşmış bir herif bence. Bir diğeri için Kean... Öhm; Mark Wahlberg ile çevirdiği 2 Guns ve Ryan Reynolds ile birlikte rol aldığı Safe House filmlerini de izleyin. Herif çatışma için, aksiyon için doğmuş.

Aksiyon demişken az önce izlemeyi bitirdiğim bir film var, The Raid: Redemption, abiler bu film Endonezya yapımı yani alt yazı şart; güzel versiyonları mevcut. Dövüş sahnelerini en çok beğendiğim film oldu bir anda diyebilirim. IP Man'den bile başarılı bence, sıkıntılı mekanlarda çekilmiş. Güzel bir senaryo veya ters köşe son gibi beklentilerinizi bir kenara bırakarak, safi aksiyon için izlenir şu film. Adamlara saygı duydum valla.

Ben izledim şimdi koşarak salona gidiyorum, nasıl bir fiziksel esneklik lan bu adamlardaki.
 
Son düzenleme:
Ben bu ara hepten Denzel Washington filmlerine sardım demiştim; açtım babanın dökümüne baktım, başrol oynayıp da izlemediğim 6-7 filmi vardı, onların yukarıda yazdıklarımın haricinde 5 tanesini daha dizip listemi yaptım.

Unstoppable,

Çalışanların bir hatası sonucu makinist olmadan tam gaz hareket halinde kalan bir trenin yarattığı kaos ve onu durdurma çabasında olan, aynı hattın ters istikametinden hareket etmiş durumdaki iki kişi. Rosario Dawson da oynuyor bu filmde, dövüşsüz aksiyon ve gerilim (korku değil) istiyorsanız ve boş vaktiniz varsa izlenir.

Inside Man,

Clive Owen ve Jodie Foster ile birlikte rol aldıkları bir soygun filmi. Daha fazla detay vermeyeyim; Spike Lee yönetmiş, soygun filmlerini sevenlere alternatif olabilir.

The Great Debaters,

Irkçılığın devam ettiği 1930'larda Wiley Üniversitesi'nden çıkıp tüm ülkeye ve en sonunda da Harvard öğrencilerine kafa tutmayı başarmış münazara ekibindeki gençlerin ve onların hocasının gerçek hikayesi. Bana kalırsa senaryo gayet güzel, gerçek hikayeleri sevenler kaçırmasın. Ekibin üniversiteden sonra başardığı şeyler çok anlamlı.

The Hurricane,

Yine gerçek hikayeleri sevenler kaçırmasın diyorum; evet belki piyasada boksör filmi çok var ama beni o kadar boktan bir hissiyat içine soktu ki şu film, anlatması zor. 1960'larda rakiplerini bir bir devirmiş olan Rubin "The Hurricane" Carter'ın hikayesi... Della Pesco denen şerefsiz şu filmi izler izlemez sinema tarihindeki en aşağılık karakterlerden biri haline geldi gözümde. The Fighter'ın ve Warrior'un bu denli konuşulduğu piyasada şu filmden hiç bahsedilmemesi ilginç. Türe ilgi duyanlar bu filmi izlesin, beni Daniel Day Lewis'in oynadığı In the Name of the Father'dan beri bu kadar etkileyen bir gerçek hikaye uyarlaması olmamıştı. İnsanı nasıl seveceksin arkadaş şu işlerden sonra, nasıl becereceksin bunu.

--

Ayrıca şu linki buraya koyalım, ileride işimize yarar. 2014'te gelecek 50 filmin listesi.

Noah (Nuh tufanı ile ilgili olsa gerek), X Men Days of Future Past, yeni Godzilla, 12 Years a Slave, The Wolf of Wall Street, Hobbit There and Back Again, 300 Rise of an Empire, Dawn of the Planet of the Apes, Transformers Age of Extinction, The Monuments Men, Hercules the Thracian Wars, yeni Robocop, I Frankestein, Pompeii (Jon Snow'un filmi), Lone Survivor (gerçek bir askeri operasyon hikayesi, Emile Hirsch gözüküyor uzun zaman sonra), Dumb and Dumber'ın devam filmi Dumb and Dumber To (umarım rezil bir şey olmaz), Non Stop (Liam Neeson'dan bir kapalı alan ecnebi Kara Murat hikayesi daha) ve belki de benim açımdan en beklenmeyeni; yeni TMNT (koşun ahali! Sarı tulumlu April O'Neill'ı Megan Fox, Shredder şerefsizini ise William Fichtner oynuyor. Reis Splinter rolünde ise Seinfeld takipçilerinin sevdiğini bildiğim Danny Woodburn var)

Ben gözüme çarpanları yazdım. Baya baya iştah kabartıcı bir liste gibi duruyor.

http://fotogaleri.ntvmsnbc.com/2014un-beklenen-filmleri.html?position=0
 
Almanya Berlin'dir,

Doğu Almanya ve Berlin duvarı yıkılırken hapiste olan bir Doğu Almanya'lının birleşmeden sonra hapisten çıkıp, hayatın eskisi kadar kolay olmadığı, yeni piyasa düzeninin heryeri ele geçirdiğini görünce karamsar bir ruh haline sahip olup, hayatını idame ettirememe endişesini konu alan izlenesi bir film.
2002 yapımı bir film, hiçbir oyuncusunu tanımıyorum, öyle rast geldi izledim, beğendim şahsen.


Benim Dünyam,

Hayatımda ilk defa tek başıma sinemaya gitmeme vesile olan film oldu. Geçen haftasonu evde film izleme düşüncesindeyken aniden habersiz gelen misafirle sarsılan bünyem bu filme giderek intikam aldı diyebilirim 🙂
Uğur Yücel'in ve Beren Saat'in küçüklüğünü canlandıran kızın oyunculuklarına hayran kaldım. Uğur Yücel zaten iyi bir oyuncudur lakin o küçük çocuk bu rolün üstesinden nasıl gelmiş, şaşırmamak elde değil.
Doğuştan sağır ve dilsiz olan bir kızın azimle çalışarak nasıl eğitildiğini, üniversiteye girip mezun olduğunu, bunda anasından babasından çok artık bir hayat hocası haline gelen hocasının payının büyük olduğu anlatılıyor ama şu anda rezalet anlattım 🙂 duygusal bünyeler gitmesin, ağlayabilirsiniz, arkamdaki kızlar filmin sonunda ağlıyorlardı çünkü 🙂

Kelebeğin Rüyası da gayet güzel bir film, onu şimdi özetleyemeyeceğim, ayrıntılı bir film lakin. Bu filmin Oscar'a aday gösterildiğini duydum. Kıvanç Tatlıtuğ'u herkes jönlüğüyle, elinin yüzünün düzgün oluşuyla niteler ama bu filmde hiç fena bir oyunculuk çıkarmamış Mert Fırat'la beraber, Benim Dünyam'dan daha izlenesi bir film bence 😉

hayırlı işler, bol güneşler 😉
 
Benim Dünyam filmi okuduğum kadarıyla Black'in çakması. Ben Black'i izlemiştim de Benim Dünyam'ı izlemedim; her ikisini de izleyenler birebir kopya olduğunu söylüyorlar. Böyle oldu mu insan kızıyor, uyarlama ayrı şey, hani tabiri caizse eğer bir şarkıyı cover yapacaksan ortaya biraz kendi yorumunu da kat diyesi geliyor insanın. Gerçi zamanında Married With Children'ı bile aynen kopyalamaya yeltenmiş insanlarla aynı ülkede yaşıyoruz biz; hiç unutmuyorum o yapımın bir bölümüne denk gelmiştim, anasını satayım neredeyse repliklere kadar her şey ama her şey aynıydı.

Denzel Washington çılgınlığında son filmim Malcolm X oldu. Meşhur Malcolm X'in hayatını konu alan bir film. Birader adam oynuyor yani ben ne diyeyim ki. Yalnızca şunu ekleyebilirim; Malcolm X'i bilirdim de, bildiğimiz kimliğine kavuşmadan önceki halini ilk kez bu filmde gördüm, hayatının o kısmından haberim yoktu. Film 3,5 saat; sıkılmam diyen izlesin, ne oyunculuk ne de senaryo bazında pişman olmazsınız.
 
Black'in de orjinal bir senaryo olmayıp bir yerlerden apartıldığını düşünürsek işi artık çakmanın çakmasının çakması diye akıp giden bir seriye bağladıklarını düşünebiliriz bu olayda. Çocukken aynı konuyu işleyen bir çizgi film izlediğimi bile hatırlıyolrum. Fakat Black gerçekten çok güzel film o apayrı mevzu.
 
evet filmin başında "Black'ten uyarlanmıştır" diye bir ibare vardı zaten, yani gizlemiyorlar, açık açık söylemişler zaten ama dediğiniz gibi birebir kopyalama varsa olmamış tabi. ya zaten öyle herkese hitap eden bir film değil, filmin 2. yarısında çıkıp gidenler bile oldu ki büyük saygısızlık a.q. aksiyon filmi seviyorsan bi yandaki salona gircektin hacı derler adama. bir de bazı filmlerde filmin sonunda özel açıklamalar oluyor, onları okumak istiyorsun lakin, önündeki dangalak montunu giymeye çalıştığı için bi sik göremiyon afedersin, sinema filmi izlemeyi bilmeyen bi milletiz, gerçi neyi biliyoz ki bunu bilicez. sinema haftasonu eğlencesi, mısır yenilsin, kola içilsin, manitayla yiğişilsin. fısır fısır sürekli konuşulsun, v.s.

Malcolm X'i konu alan filmin adı "Malcolm X" mi sadece?
 
hoop yabancı film tutkunları 2 dakka ekşına mekşına ara verin de güzel insan Mandela'yı anmak için kendisine uyarlanan bir film önerin de izleyelim haftasonu, rahmetliyi hiç olmazsa böyle analım.

Bugün Hepimiz Zenciyiz Ulan !

"Özgürlük için gökyüzünü satın almanıza gerek yok. Ruhunuzu satmayın yeter." N.Mandela
 
Filmin adı Malcolm X evet.

Mandela ve Rugby bazlı Invictus var, onu seyredebilirsin. Sanki bir tane daha vardı da şimdi adı aklıma gelmiyor.

Bu arada Malcolm X'in sonunda da çok kısa gözüküyor kendisi.
 
benvenuti_al_sud.webp


Milano'dan Kuzey Afrika'ya (Napoli) tayini çıkan bir adamın hikayesi...

Sabun köpüğü bir İtalyan komedisi ama Hollywood versiyonları için vaktiniz varsa , bunu harcayın bence.İngilizce altyazıları bulunabiliyor.
 

Geri
Üst