Raporluyorum

Kızların sıktığı herbiri aynı kokan sahte ve dolum parfümlerinden bıktım artık hele bide o parfümle abdest alıp dolmuşa binmelerinden tiksiniyorum....
 
hayat öyle bir hızla değişiyor ki, şubat ayında en büyük derdim işsizlik vb. gelecek sıkıntıları gibi şeylerken, mart ayının sonundan itibaren 5 ay içinde önce dayımı sonra -geçen hafta- babamı kanserden kaybettik. özellikle babamın ki 5 ay da inanılmaz bir hızla oldu. ve hayat korkunç bir şekilde devam ediyor. cenazeden 1-2 gün sonra kendimi bim poşeti taşırken buldum. coen biraderlerin filmleri gibi hayat tam bir kara mizah. işte ne desem boş..........
 
hayat öyle bir hızla değişiyor ki, şubat ayında en büyük derdim işsizlik vb. gelecek sıkıntıları gibi şeylerken, mart ayının sonundan itibaren 5 ay içinde önce dayımı sonra -geçen hafta- babamı kanserden kaybettik. özellikle babamın ki 5 ay da inanılmaz bir hızla oldu. ve hayat korkunç bir şekilde devam ediyor. cenazeden 1-2 gün sonra kendimi bim poşeti taşırken buldum. coen biraderlerin filmleri gibi hayat tam bir kara mizah. işte ne desem boş..........

Başın sağ olsun...
 
hayat öyle bir hızla değişiyor ki, şubat ayında en büyük derdim işsizlik vb. gelecek sıkıntıları gibi şeylerken, mart ayının sonundan itibaren 5 ay içinde önce dayımı sonra -geçen hafta- babamı kanserden kaybettik. özellikle babamın ki 5 ay da inanılmaz bir hızla oldu. ve hayat korkunç bir şekilde devam ediyor. cenazeden 1-2 gün sonra kendimi bim poşeti taşırken buldum. coen biraderlerin filmleri gibi hayat tam bir kara mizah. işte ne desem boş..........

Başın sağolsun Allah sabır versin.
 
Öncelikle illnino'ya sabır diliyorum Allah'tan.
Gelelim bana ve muteber devletimize. Durduk yere kürdan niyetine biryerlerimize bir şeyler kaçıyor. Üniversite biteli 1 sene oldu işe yeni girdim tam elime para geçecek devlet baba çaaaaaaat kanun çıkarır çalışmasanda sigorta ödeyeceksin der bir yerimize sıkıştırıverir sağlam bir meblağ(esasen başkasına göre az da olabilir ama bana epey sağlam geldi) Şöyle ki İstanbul'a gidip(Ankara'da yaşıyorum) Öğrenci belgesi alıp sgk'ya vermez isem 260tl gidip getirsem en az 120tl yani her halükarda kaçan kaçıyor.
Tam dedim gitarın üzerine ekleyeyim de az buçuk sınıf atlayayim elimdeki prosesörü pedalları sattım zira maaşa 1 ay var maaş dediğimde 700tl benim gitar 780tl 🙂 Millet nasıl hem ayda 1000lira kazanıp hem de her yenisi çıktığında galaxy vs ıphone muş nasıl alıyor anlamıyorum. Devlet sürekli yok sınav parası yok fatura yok şu yok bu sürekli haraç niyetine kesiyor. Hesapladım da sadece son 2 senede ösym'ye ödediğim para 500'e yakın(Okula ödediğim harçları söylemiyorum bile). Ales var kpss var yds var bir de keyfi ygs'ye girim dedim hazır bana cümleten g.mişken en son.

Evet sevgili turkrock ne olucak bu havdan sudan birtarafımıza kaçanlar?
 
Öncelikle illnino'ya sabır diliyorum Allah'tan.
Gelelim bana ve muteber devletimize. Durduk yere kürdan niyetine biryerlerimize bir şeyler kaçıyor. Üniversite biteli 1 sene oldu işe yeni girdim tam elime para geçecek devlet baba çaaaaaaat kanun çıkarır çalışmasanda sigorta ödeyeceksin der bir yerimize sıkıştırıverir sağlam bir meblağ(esasen başkasına göre az da olabilir ama bana epey sağlam geldi) Şöyle ki İstanbul'a gidip(Ankara'da yaşıyorum) Öğrenci belgesi alıp sgk'ya vermez isem 260tl gidip getirsem en az 120tl yani her halükarda kaçan kaçıyor.
Tam dedim gitarın üzerine ekleyeyim de az buçuk sınıf atlayayim elimdeki prosesörü pedalları sattım zira maaşa 1 ay var maaş dediğimde 700tl benim gitar 780tl 🙂 Millet nasıl hem ayda 1000lira kazanıp hem de her yenisi çıktığında galaxy vs ıphone muş nasıl alıyor anlamıyorum. Devlet sürekli yok sınav parası yok fatura yok şu yok bu sürekli haraç niyetine kesiyor. Hesapladım da sadece son 2 senede ösym'ye ödediğim para 500'e yakın(Okula ödediğim harçları söylemiyorum bile). Ales var kpss var yds var bir de keyfi ygs'ye girim dedim hazır bana cümleten g.mişken en son.

Evet sevgili turkrock ne olucak bu havdan sudan birtarafımıza kaçanlar?

O sigorta işi devletin elinde patlar. Şöyle ki, ödeyemezsin, devlet hacze gelir, ama elinde sana ait bir şey yoksa neyini alabilir? Vazgeçilecek bir proje bence.
 
hackeiommi benim üstüme hiçbir şey yok ama ..... .... alıyorlar şimdi almaz işe girince maaşa el koyuyorlar. Esasen senin dediğin gibi dönülme muhabbeti var ama kime devlet kime ne geçirirsem mantığıyla çalıştığı için yakaladığını öpüyor.Bi uçan bir de kaçan kurtuluyor hani.

antbalci kredi karti hiç kullanmadığım için bu tür istatistik vs bilgiyede yabancıyım doğrusu kalp krizi geçirtecek bir rakam insanlar nasıl böyle bir şeyin altına girebiliyor doğrusu. Bu ara bir bankada karta başvurdum ona da sinirlenip müşeri hizmetlerine iyi bir fırça çekip kartı iptal ettim kartı bastıklarıyla kaldılar. Çok ilginç kart daha elime ulaşmadan limiti arttıralım diye aramışlardı üstelik çıkarttırdığım kart kefilsiz kesinlikle limitarttırılmayan öğrenci kartı sözde öyle yazıyordu.
 
Illnino, başın sağolsun. Allah sana ve sevdiklerine sabırlar versin. Umarım merhumun çekeceği acıları önleyen bir ölüm olmuştur.

--

Hayatımda ilk defa bebeğini emziren birini bastım, üstüne bir de bunu olay anında anlamayıp hatuna doğru eğilerek, "aa hoşgeldin" dedim ve öptüm.

Bu mevzudaki öküz ilk etapta benmişim gibi gözükse de, karşı tarafa niye bebeği oturma odasının ortasında emziriyorsun be kardeşim diye sormak istiyorum? Git odaların birine gir, kapat kapıyı, orada emzir yahu bebeğini. Ne bileyim ben böyle bir şey yapacağını... Çok da naif ve iyi niyetli yaklaşmışım, hoşgeldin deme ritüelleri hep inceden asabımı bozduğundan, bir an önce hoşgeldin diyeyim de aradan çıksın modundayken, çocuğu o şekilde kucağında tutuyor olma nedeninin emzirmek olduğu aklıma bile gelmemişti şerefsizim. Noktaları sonradan birleştirdim ve o anda oturma odasında bulunan diğer tanıklara sordum, doğru çıktı...

O halde yapacak tek şey Jeff Murdock'tan bir alıntıda bulunmak olsa gerek;

I didn't see anything good

Güne memeyle başladıysak, bir şekilde devamı gelecek elbette.

Spor salonunda bu The Mask filmindeki Milo muydu neydi, onun cinsinden (Jack Russell?) ufak bir köpek var. Hayvanlar için ölüp bitmesem de, severim yani kerataları. Her gördüğüme salça olmam ama bana biraz yakınlık göstermişse severim ve oynarım filan... Neyse bu geldi önce ayak bileğimi koklayıp yalamaya başladı, ben de kafasını sevmeye başladım. Abi bizi yanlış anlamış olacak ki, önce arka ayaklarının üstüne kalktı (bu noktada halen aklıma o hareketi yapacağı gelmiyor, seviyorum aynen), biraz daha kokladı ve ardından bacağımı bafilemeye başladı. Ulan güler misin, ağlar mısın. Sahibi olan hatun görünce, "sen insanı utandırırsın" gibi bir şeyler söyleyip aldı uzaklaştırdı köpeği, yazık lan utandı kız ahaha. Ben hala gülüyorum o sırada.

Dedim bu kadar absürdlüğün üzerine herhalde sokağa çıktığımda eşek arısı filan kovalar, çocukken yazlıkta olduğu gibi. Yok o olmadı allahtan. Barbuna 36, mezgite 30, lüfer diye kakalamaya çalıştıkları sarıkanata 39 lira çekiyorlarken eşek arısı kovalasa daha iyi ayrıca... Garibim sardalya tezgahta yer bile bulamıyor. Ucuzlasın da balık yiyelim anasını satayım.
 
hayat öyle bir hızla değişiyor ki, şubat ayında en büyük derdim işsizlik vb. gelecek sıkıntıları gibi şeylerken, mart ayının sonundan itibaren 5 ay içinde önce dayımı sonra -geçen hafta- babamı kanserden kaybettik. özellikle babamın ki 5 ay da inanılmaz bir hızla oldu. ve hayat korkunç bir şekilde devam ediyor. cenazeden 1-2 gün sonra kendimi bim poşeti taşırken buldum. coen biraderlerin filmleri gibi hayat tam bir kara mizah. işte ne desem boş..........

Başın sağ olsun kardeş. Allah rahmet eylesin.
 
hayat öyle bir hızla değişiyor ki, şubat ayında en büyük derdim işsizlik vb. gelecek sıkıntıları gibi şeylerken, mart ayının sonundan itibaren 5 ay içinde önce dayımı sonra -geçen hafta- babamı kanserden kaybettik. özellikle babamın ki 5 ay da inanılmaz bir hızla oldu. ve hayat korkunç bir şekilde devam ediyor. cenazeden 1-2 gün sonra kendimi bim poşeti taşırken buldum. coen biraderlerin filmleri gibi hayat tam bir kara mizah. işte ne desem boş..........

Başınız sağ olsun.
 
Bugün cumartesi ve ben evdeyim.

Oysa ki galibiyetin ardından, maç önü Yoğurtçu'da inceden cilalanmış kafaları galibiyet kutlaması ile karışık kırmaya geçmeye doğru yola koyulmuş olmamız gerekirdi Kadıköy'ün ara sokaklarına doğru.

Hatta hızımızı alamayıp Taksim'e sıçrayarak Do-Rock'ta Razor filan da dinlenirdi belki, kim bilir.

Trafiği çok, havası kirli, sokakları tehlikeli ve hayatı fazla koşuşturmacalı olabilir; hatta işinizden evinize gitmeniz bazen 2 saate de yaklaşabilir. Ama hepsine değer o şehir.

Kıymetini bilin.
 
Aynen katılıyorum. Doğma büyüme Ankaralıyım 4 sene üniversite için bulundum malum şehirde. Ölmeden cennete gitmiştim sanki. Dört köşesinden eğlence, tarih ve mutluluk akıyordu.(Tabiki benim için sadece 🙂 Fakat gelgelelim ki malum zamanda tekrar Ankara'dayım. Sakarya caddesi de olmasa Ankara hiç çekilmez. Şehrin her bir yanında kanserli hücre gibi geri kafalılık var. Hadi kadınlara bakıyorsunuz biryere kadar eyvallah lan erkeğe niye bakıyorsun arkadaş insan görmemiş gibi. Bu arada artık fuarlarda içki tatmakta yasaklanmış gazetede yayımlandığına göre.(Tabiki sadece bizim vatandaşımıza, yoksa yabancılara tabiki serbest Osmanlı'daki kapitülasyonlar misali a q )
 
Değerini bilin dedik fakat eklemeyi unuttuk; bazen dünyanın en güzel şehriyken, bazen de en sinir bozucusu olabilir burası.

Dün gecenin soğuğunda 20.10'dan 21.35'e kadar otobüs bekleyen bu kardeşinizin yaşadığı hayal kırıklığı ve sinirden bir hayat hikayesi çıkabilirdi yani.

Hayır benim olayım mallık tamam kabul ediyorum da, nasıl gelmez abicim o otobüs? İki gram müzikle karışık biralamamız vardı onun da içine ettin lan iett. Bak tepkiden küçük yazıyorum ismini. Durakla bütünleştim, hareket amiri olup sayısız kişiye yol tarif ettim.


+ 49G geçti mi?
- 15 dakikadır buradayım, 10 dakika oldu geçeli ama gelir şimdi, hep geçiyor zaten
+ Gelir dimi?
- Gelir gelir

+ Eminönü'ne gideceğim de, 399 geçer mi bu saatte?
- Demin geçti abla, az bekle gelir birazdan
+ (beklenmedik şekilde feryat ederek) Yapma ya, kaçırdık desene!
- Ablacım gelir şimdi sıkma canını, o gelmese 44'e atlarsın

+ Birader Kağıthane çarşı için kaça bineyim?
- Ters tarafta bekliyon anam (sinirler geriliyor), karşıya geçiver oradan minibüse atla
+ Ulan tahmin de etmiştim haa... (tabii canım)

+ Dostum Eyüp'e nasıl gidilir en kısa?
- Gelir şimdi minibüse atla

+ 54HT de gelmez şimdi (muhabbet açışını skym senin)
- Valla ben 35 dakikadır buradayım (süre hep artışta dikkat) 3 kere geçti
+ Normalde gelmezdi o kadar ya, 3 kere geçti öyle mi?
- Burada gelmeyen tek otobüs benim beklediğim otobüs birader


Çaprazda dursam kusursuz nizamiye nöbeti olurdu hani. Benim beklediğim otobüs hariç o duraktan geçen tüm otobüsler en az 4'er kez geçti şerefsizim.

O sinirle, telefonda, "olum otobüs gelmedi bir buçuk saat oldu, dondum ben, gelemiyorum dönüyorum" demek zaten doruk noktasıydı... Üzerimde de sadece bankamatik kartı var, nakit para hiç yok; zaten sırf ondan değil biraz da inat ettim elbet gelir bu otobüs, gelecek ve bineceğim diye... Gelmedi a.k.
 
şu bankacılık sistemi nasıl bir hırsızlık anlayışıyla kurulmuştur böyle?
dün kendi hesabımdan kardeşimin bir türlü maaşını alamadığı hesabına 100 lira para yolladım. Çocuğun hesabında aylardır sıfır TL olduğu için şu işletim ücreti denen haracı alamıyorlardı, ben parayı yollar yollamaz 30 TL işletim ücreti adı altında kesinti yapmışlar, yolladığım paranın %30'unu bankaya haraç olarak vermiş oldum. Allah belanızı versin onun bunun çocukları, resmi kanallarla yapılan "legal" hırsızlığın yine en "meşru" yoludur bankacılık.
Düzeniniz batsın şerefsizler !
 

Geri
Üst