Akın Eldes

Albümünü dinleyemedim, ama bir kaç parçasını canlı olarak dinleyebildim. Gerçekten iyi, biraz fazla efekti ve batı gitarlarının çoğunun etkisi olduğu belli üzerinde (hepimizde de olduğu gibi), ama bu biraz fazla belli. Yine de taklitçiliğe dönüşmemiş ve bir özgünlüğü var. Bulutsuzluk Özlemini bırakmamalıydı.
Şimdi onun yerine Serdar Öztop denilen, konserde bir kere bile somurtmayı bırakmayın, sürekli karizma görünmeye çalışan, fazlasıyla artist denebilicek (ki adamın CD'sinden Fan Club üyelik kartı çıkıyor), ve de pis bir kirli sakalla gezen adam var. Ha tekniği çok iyi gerçekten ama çok fazla taklitçi adam resmen kendine riff bulamamış geçişler falan direk Malsmteen... Yine de kendine has birşeyler yapmaya denediğinde oluyor ama ben böyle bir insandan müzisyen çıkabiliceğini (en azından şimdilik, belki yaşlanınca akıllanır) sanmıyorum
 
Akın üstün bir enstrumanisttir, hakkında söylenecek çok şey var ama ben şu an sadece çoooook sevdiğim bir dostum ve ve üstün gitarcı demekle yetineceğim. 87-88'de gitar amplisi imal ettiğimiz dönemlerde yaptığımız ilk ampliyi koşarak denettiğimiz ilk insandı. Muhteşem gitarcı, süper insan dost. En son bir geçen sene filandı telefonlaşmıştık, bir süredir görüşmedik. Buradan kulaklarını çınlatayım bari. Albümünün çıkacağını biliyordum ama bir süredir haber alamamıştım, çıkmış demek ki, Ocak ayında Istanbul'da olabilirim, ilk alınacaklar listesine bir giriş daha yapalım 🙂

Roth-Azad'ın ifade tarzını okumaktan büyük üzüntü duydum :? Serdar Öztop'a oldukça haksızlık etmiş bence, Serdar süper bir insandır, BÜ'den dönem arkadaşım olmasının yanısıra 91-92 döneminde Ortaköy'de Tibet Ağırtan ve davulcu Okan Özpoyraz ile beraber dörtlü olarak grup kurup çok rock'n'roll çalmıştık onunla orada burada barlarda partilerde. Süper bir enstrumanist olmasının yanısıra inanılmaz zeki bir müzik sezisine ve detaycılığa sahiptir. Yaşıtım olması dolayısı ile gitardaki sabırlı çalışmasına ve gelişimine gün be gün tanık olduğum ve yeteneğinin yanında azmine her zaman gıpta ile baktığım bir dostumdur.

Enstrumanına o kadar emek dökmüş insanlar hakkında böyle ileri geri konuşacak arkadaşların önce kendilerinin ne yaptıklarını ne yapabildiklerini ortaya koymalarını, ondan sonra bu tip eleştirilere girmelerini beklerim. Bok atmak kolay, ama oraya kolay gelinmiyor, bunu da bilin.

Yoksa söyledikleriniz orada burada insanları çekiştiren tiplerin çekemezlik dedikodularından öteye gitmez.

Serdar Malmsteen'i taklit ediyorsa Malmsteen de Bach'ı taklit ediyor, büyük iş olmuş. Herkes birilerinden etkileniyor bu dünyada. Albümünden Fan Club kartı çıkıyormuş, ne var bunda? Steve Vai'ninkinden çıkınca oluyor da Serdar'ınkinden çıkınca niye olmuyor? Serdar'ın en büyük hayranlarından biri benim, arkadaşım olduğu halde, zira gitarcılığı hayran olunmayacak gibi değil bence, hele o seviyeye gelebilmek için döktüğü emeğe bizzat şahit olmuş olmam hayranlığımı daha da arttırıyor. Çok şükür ki adam arkadaşım da öyle bir kart doldurmama gerek kalmıyor kendisini bu durumdan haberdar etmem için.

İnsanları aşağılamayı çamur atmayı marifet saymayın. Akın şu yazdıklarınızı okusa eminim utanır.

Sevginiz yoksa da biraz saygı göstermeyi öğrenin lütfen.
 
Akin Eldes cok iyi bir gitaristtir. Bunun yanisira son derece canayakin biridir. Serdar ile beraber muzik yaptik, bizim bir turlu piyasaya suremedigimiz (1989) albumuzde de solo gitar calmisti. Serdar cok kolay herkesle diyaloga giren, sosyal bir adam degildir. Onu taniyinca cok seversiniz. Bir defa inanilmaz derece zekidir, cok cabuk herseyi kavrar (fen lisesi mezunu ve bogazicinden). Bunun yanisira Mahcem'in de belirttigi gibi son derece gayretli bir muzisyen, simdilerde produksiyon olayina sarmis. Bir iki hafta once telefonda konustum. Roth-Azad isterimki Serdar ile tanisma ve arkadas olma imkanin olsun, sanirim cok daha farkli dusuneceksin.
 
Ya şunu söyliyim önce Mahcem bende senin ifade tarzına çok üzüldüm 🙁 Yani amacım birisine bok atıp, ezicek birşeyler bulup bir şekilde artistlik yapmak yada onu kötüleyerek kendii forumlarda yüceltmek değil. Böyle bir yanlış anlaşılma olması beni çok üzdü 🙁
Şu da var evet şimdi fark ettim biraz fazla önyarılı yaklaştığımı şimdi fark ettim, bunu için özür dilerim. Ama şunu da söyliyim yukarıda da belirttiğim gibi Serdar Öztop'un tekniğini kesinlikle çok takdir ediyorum, ve müziği de yine de ılların tecrübesi. Sonuçta adam çalışmış, çalışmadan da o duruma gelinmeyeceğini biliyorum ve buna sonsuz saygım var.
Yine de dürüst olucam, canlı olarak Ankara'da gördüm ve yakası fazlasıyla açık siyah gömlek, sivri topuklu çizmeler, kirli sakallı bir yüz (ki yakışmıyordu), ve geriye atılmış saçlarla sahnede hiç hoş durmuyordu (yakışana sözüm yok). Yani burada magazin yapmıyoruz adamın giydiğinin yakışıp yakışmamasının önemi yok ama çok fazla havalı bir görüntüsü vardı o şekilde, ki o inanılmaz neşeli geçen konserde bütün grup üyeleri neşeli şeyler yapabilirken yüzündeki ifadenin bir kere bile değiştiğini görmedim. Yani sanki birşeyleri kanıtlamak ister gibi bir hali vardı. Ki albümünün arkasında çektirdiği fotoğrafta öyle...
Şu da var ama tanımadığım bir insan ve bu kadar şey söylememeliydim, ama üstümde çok iyi bir izlenim bırakmadı.
Müziği hakkında da son bir yorum, güzel albüm yani dinlediğimde TÜrkiye'den böyle bir şey çıkmasına çok sevindim ama ban göre daha farklı daha özgün bir şey olmalıydı. Dinlediğimde bu filmi görmüştüm ben dedim çoğu şarkıda
 
Tamam belli noktalarda senin görüşündür, ama bunlar göreceli şeyler. Mesela Steve Vai'nin uçuk kaçık gitar çalışını sürprizli müziğini orijinal bulup tapanlar var, oysa ben dinliyorum, "ulan çakal, bunu Zappa'nın filanca parçasından araklamış" diyorum -gerçi SV de FZ'dan aşırı etkilendiğini inkâr etmiyor, "my mentor" dediği bir adam sonuçta. Zappa'yı dinliyorsun, adam Stravinsky'den tut Louis Prima'ya varana kadar herkesten birşeyler almış, korkmadan denemiş, hatta çoğunlukla taklit ettiği tarzları esprili bir şekilde insanın gözüne sokarcasına baskın ve belirgin çalar, "araklamış" demeye dilin varmaz.

Yani o filmi herkes bir şekilde bir yerlerde görüyor, bir sahnesini orada, bir sahnesini burada. The Beatles da The Shadows'u taklit etti yani, büyük iş olmuş.

Gelmiş geçmiş en büyük prog rock gruplarından, belki de en iyi konser grubu ünvanını alabilecek olan Rush'ın ilk albümlerini dinle, aynı Led Zeppelin. Gitarlarından vokallerine. Adamların Led Zeppelin etkisinden çıkmaları üç-dört albümlerini almış, -ki onlar da bunu inkâr etmezler.

Aerosmith de yola Rolling Stones'u taklit ederek çıktı, ama sonra kendi başına bir Rolling Stones oldu.

Heavy Metal'in gelmiş geçmiş en büyük seslerinden California'lı Sammy Hagar bir Robert Plant hayranıdır. Robert Plant da bütün çocukluğunu California'lılara olan hayranlığıyla geçirmiş, hatta sözü vardır "I was a skinny blond boy from West Brom who wished he was from California" diye.

Bence bardağa yarısı boş diye değil, yarısı dolu diye bak. Ben senin yerinde olsam Serdar Öztop'un albümünde başkalarına ait birşeyler değil, Serdar Öztop'a ait birşeyler arardım. Ararsan da emin ol bulursun, bana inan. Bu sadece Serdar için değil, Akın için, Teoman için, Ahmet için, Mehmet için, kendin için... herkes için geçerli. Bu albümü öyle olur, eğer sen dinleyici olarak o albümün içerisinde Serdar'ı görebilirsen bir sonraki albümünde Serdar'ın resmi daha da belirgin olacaktır.

Ama sen Serdar'ın albümünün içinde Serdar'ı aramak yerine Malmsteen'i bilmemkimi görmekte ısrar ettiğin sürece bu ülkeden ne Serdar çıkar, ne Akın, ne bir başkası.

Bak sana bir örnek vereyim, Türkiye'de öyle bir adam var ki tarzı dünyada kimseye benzemiyor. Adı Erkan Oğur. Bu adam Guitar Player gibi dergilere konu olur yarattığı perdesiz gitar tarzı yüzünden, ama gel burada "özgün olamamak"tan şikayet eden çok bilmiş müzikcamiamızın tartışmalarını oku. Bir arama yap bak bakalım kaç kişi kaç defa Erkan Oğur'dan, gitarcılığından, özgünlüğünden bahsetmiş bu forumda? Acaba kaç kişi biliyor Erkan Oğur müziğini? Niye? Çünkü o alıştığınız tarzda rock-metal gitar çalmıyor da ondan...

Lütfen kişisel almayın ama Türk Rock camiasında çoğu kişinin içinden çıkamadığı bir kısır döngü var, o da şu: Herkes Türk müzisyenlerden özgün birşey istiyor ama yabancı ekol olsun istiyor. Ya bu ikisi bir arada olmaz. İçinde Türk ezgileri varsa bu sanki kıroluk, piyasa olma, popçuluk, müziği katletme olarak tanımlanıyor. Bundan çekinen adam kendisine tarz olarak tamamen yabancıların tarzlarını alınca da böyle "kendinden birşeyi yok ki? Adam almış Malmsteen'i yemiş, riflerini araklamış" deniyor. Adam ne yapsın?

Ağzıyla kuş tutsa yaranamayacak sizin yaklaşım tarzınıza. Çünkü bir kere yola "kıl olmak" için çıkmışsınız, "sevmek" için değil. Yani gitar tekniğine birşey diyemesen al, giyim kuşamına takacaksın, giyim kuşamı da tanıma uysa bu sefer vay şöyle baktın böyle baktın, saçı jöleliydi değildi filan, resmen Aslan'ın tavşanı dövmek için ha bire sigara almaya göndermesi muhabbeti oluyor bu iş. Filtreli alsa niye "filtresiz almadın?" Filtresiz alsa "niye filtreli almadın?" Aşağı tükür sakal, yukarı tükür bıyık. "Filtreli mi alayım filtresiz mi?" deyince de "ulan senin başında niye şapka yok?!" muhabbeti yine dayağı yiyor yani...

Ne var? Ben de havalı saçları severim, üniversitedeyken upuzun kabarık saçlarım vardı, bir de bayan kuaförü arkadaşım vardı mahalleden, gidip ona yaptırırdım o zamanlar moda diye. Şimdi öyle şeyler yapsam gülerler ama benim hoşuma gider. Saçlarımı öyle yaptırsam kötü bir adam mı olurum şimdi?

Giyim kuşam konusu zevkler ve renkler meselesi. Stereotipik zenci kıyafetleri de bana süper keko-vâri gelir -ki harbiden de öyleler, ciddiye alınmamalarının bir sebebi de o- ama adamlar müzik yaptıklarında yıkılıp kalıyorsun. Yani bırak, adam o giyim kuşam içerisinde rahat ediyorsa öyle olsun, birisi sana gelse "ne ulan bu üzerindekiler? Kıl oldum, çıkar adam gibi birşey giy" dese ne cevap verirsin?

Yok yüzünde bir ifade yokmuş da sanki birşeyler kanıtlamaya çalışıyormuş. Yani beş dakikada insan sarrafı oldunuz çıktınız birader, bari gidin Polis Teşkilâtına girin de yeteneğiniz ziyân olmasın, bir bakışta kim hırlı kim hırsız kim katil kim terörist anlayın, biz de kimlik taşıma derdinden kurtaralım.

Ben Serdar ile tanıştığımda BÜ'ye yeni girmiştik ikimiz de, 17 yaşındaydık. Şu an 33 yaşındayız. O zaman da Serdar'ın bakışları öyleydi, şimdi de öyle. O zaman domajör remajör ile uğraşıyorduk, bakıyorum 16 sene geçmiş, ben hâlâ domajör remajör ile uğraşıyorum, Serdar gitarı yedi bitirdi.

Açıkça söyleyeyim, Serdar'ın kimseye ispatlayacak birşeyi yok. Benim tecrübeme göre Serdar dünyanın neresine giderse gitsin, hangi ekibin arasına girerse girsin, girdiği andan itibaren kendisini belli edebilecek, yapılan müziğe kendi imzasını koyabilecek kapasitede yetenekte ve TARZDA bir müzisyen. Herkes düşündüğünü ifade etmekte serbest, benim de görüşüm bu. Arada artık binlerce km var ama tekrar Serdar ile beraber çalma fırsatı çıksa benim için büyük zevk olur.

Takılmayın böyle şeylere, pozitif bakın olaylara. siz pozitif baktıkça insanlara pozitif enerji yayılır, ortam güzelleşir, renklenir, hareketlenir.

Gerçi bu başlık da Akın Eldes'in başlığıydı ama biz döndürdük Serdar Öztop başlığı yaptık, ama Akın da öyle mükemmel adam ki birader, hakkında birşey söyleyemiyorsun, çekiştiremezsin savunamazsın.

"-Akın nasıl abi sana göre?"
"-Mükemmel."

Muhabbetin sonu.

Umarım mesajım yerine ulaşır da bari bir netice alırız.

Bu arada Akın'ın albümünden de bir tane sipariş edeyim de kritiğini yapalım burada. Albümü dinlemiş olan varsa anlatsın biraz yahu 😀
 
Yahu sevgili Mahcem. Sana katılmamak elde değil. Akın albümüne Kafi diye bir isim koydu. Daha nasıl söylenir bu laf sevgili kardeşim. Bana bu dünyanın dışından bir materyal üreten Şair , Ressam ,yada Müzisyen gösterebilir misiniz? Uzaylıyı bile insana benzetip çiziyorlar. Yaşadıklarımızı ve gördüklerimizi sanatsal bir çerçeveyle süsleyip sadece geri veriyoruz insanlarımıza. Sürrealizm'deki figürlerin bile hangisi yaşamdan esinlenmeden yaratılabildi ki. 😀
 
objektif demiş ki:
Uzaylıyı bile insana benzetip çiziyorlar. Yaşadıklarımızı ve gördüklerimizi sanatsal bir çerçeveyle süsleyip sadece geri veriyoruz insanlarımıza. Sürrealizm'deki figürlerin bile hangisi yaşamdan esinlenmeden yaratılabildi ki. 😀

Roth,

Bak, üreten insan nasıl görüyor.
 
mahcem ve roth-azad sizleri burada birarada görmek ne güzel böyle? siz eleman forumunda ben
im yazdığım mesaja cevap yazan ikilisiniz..her ne kadar tartışsanız da sizi ne kadar yakın yazdım değil mi 🙂 ?aklımda kalan birkaç çok hüzünlü, ağlamaklı halim var..biri akın'ın bulutsuzluk özlemi'nden ayrıldığını duydumdaydı..nasıl üzülmüştüm 😢 ..ne olacak da ben dinleyebileceğim akın'ı artık diyordum..hafif gözlerim dolmuşken 🙁 gitarımı alıp kendimce üç beş notayı bir araya getirip içinde neşe barındıran hüzünlü bir şey yapmıştım..hala aklımda..
akın eldes'in yeni albümünü belki de ilk çıktığı anlarda aldım merakla ama o günden bu yana dinleyemedim hiç..teyzeme verdim albümü ve hala alamadım geri..para durumunu toparlarsak :? (ailece) yeniden alacağım gibi görünüyor..
serdar öztop'a geleyim mi??ege(roth-azad) ne diyeceğim sana..ben serdar öztop pek tanımazdım bulutsuzluk özlemi'nden önce ve hala pek bilmiyorum ki ona nedense soyadıyla birlikte hitap ediyorum..onu önce "yorumsuz" da gördüm..sonra da yanılmıyorsam trt 2 deki bi programda..programı hazırlayan ablanın adını bilmiyorum affetsin bu seferlik..yorumsuzda pek konuşmadı ama trt de onu dinleyebildim..aklımda kalanı söyleyeyim sunucunun "neden sözleri olmayan albüm yapığını"(buna benzer bir şey) soduğunda..belki çok sıradan ama.... şu tarz bir şeyler söyledi.. "herkes herşey hakkında yorum yapıyor..birilerinin sessiz kalması lazım"..çok attım ya 😀 ..ama böyle bir şeydi söylediği.. ve yanılmıyorsam denebilir ki bu adam bu sözü elvis ten almış.."little less conversation" öyle miydi? ..roth-azad.. yerinde olsam ben de serdar hakkında benzer şeyleri söylerdim.. iyi ki söylemedim demiyorum ama..söyleyelim ve mahcem ve onun gibiler bize göstersinler farklı pencereleri..biraz da oralardan bakalım.. sevgiler roth-azad..yarın sınavım var..akşam evde olursam arayacağım seni..mahcem, objektif, playmaker ve harley davidson'a da güneşin hafifçe gözlerine çarpabileceği güzel günler..
 
Ya şu konuya değinmek istiyorum Bu yola hiç bir şekilde bir yerlerde kıllık aramak, birşeylere olumsuz bakmak için çıkmadım. Öyle olsaydı sahnede beğenmeme rağmen, gidip albümünü almazdım (destek için). Ve tanıdığım herkese de önerdim Türkiye'de böyle bir gitarist var, ne olursa olsun alın destekçi olun, gitar üzerine dayal bir Türk albümü görün diye.
Dinledikçe de iyi bir şeyler aramaya çalıştım, mesela o albümdeki Bir Akşam Esintisi çok güzel bir parça. O şarkıda ben Serdar Öztop'u buldum buna birşey demiyorum
Ama şu var birinden etkilenmek var, onu idol kabul etmek var, bir de bazı yerlerde resmen adamın rifflerini alıp kullanmak var. Ki bunu da aha ben riffin nolduğunu biliyorum malmsteen'ide biliyorum ben süperim şeklinde bir amaçlada söylemedim.Benim albümü aldığımda kasmadım kendimi aha ben bu adamın hatasını bulucam diye, hatta albümü aldıktan sonra arkadaşlarıma gidip dediğim ilk şey şu oldu "beyler adam çok artist falan ama ne yazık ki yapılabilicek bir şey yok albüm inanılmaz iyi". Aynen bunlarıda söyledim. Ve benim amacım kendi düşüncelerimi belirtmekti belki fazla sert söyledim onun içnde özür diledim.
Erkan Oğur konusuna gelince bunu da biraz kişsel aldım. Yani Mahcem sanki ana sen sadece rock-metal dinlersin gerisine yaklaşmazsın, anlamazsın tarzında söylemişsin gib geldi, bu da beni çok üzdü 🙁
Şöyle söyliyim Erkan Oğur'un hiçbir konserini (Bülen Ortaçgil'le olsun, kendi başına olsun) kaçırmamaya çalışırım. Ve gitarda çalsa, perdesiz gitardaçalsa, kopuz da çalsa inanılmaz bir hayranlıkla dinlerim. Ki onun ne kadar özgün, yaratıcı ve müthiş bir müzisyen olduğunu bilirim. Ve inanılmaz bir saygım vardır çünkü gerçek müzisyen denince aklıma gelen ilk isimlerdendir.
Ve ayrıca hiç bir zamanda türk ezgilerini kullanmaya kullanmaya kıroluk demem ve diyeni de görmedim. Türk ezgileri batı müziğine göre çok daha kompleks ve farklı bir anlayışdadır, bu yüzden bu ezgileri iyi kullanabilene saygı duyarım, ve onların müziğinden birşeyler öğrenmeye çalışırım. Türk ezgilerine karşı önyargılı olsaydımda ne Burhan Öçal dinlerdim ne Ömer Faruk Tekbilek ve de böyle bir sürü insanı...
Batınında Türk müziğine olan eğilimini biliyorum, yani kaç kişi Steve Vai'in Türkiye'y e gelip Erkan Oğur'dan gizlece perdesiz gitar dersi aldığını biliyor?
Şu seçenek te var, yola kıl olmak için çıksaydım kendime bir grup seçer, onun t-shirt'leriyle gezer sadece onun yaptığı türü savunarak diğer herrşeyi de aşağılardım. Ama ben olumlu bir bakış açısıyla çıktım, dinliceğim herşeyden bir şeyler örğenebiliceğimi düşünerek, ve kesinlikle Türkiye'de birşeylerin gelişeceğine (müzik açısından) inanarak. Sırf bir insanı eleştirmem yüzünden Mahcem bana bu yakıştırmaları görmende beni duman etti ne diyim. Yani sen benim forumda yazılarından ötürü en çok saygı duyduğum insanlardan birisin, ama ben Serdar Öztop'a ne kadar önyargılı yaklaştıysam sende bana iki katı yaklaştın.

Son olarak ta şunu söyliyim Knopler'a katılıyorum bu başlık altında yazdığınız birçok şey sayesinde yeni pencerelerigörebildim, kendi bakış açımadaki hatayı ve üslubumdaki hatayıda anladım, yoksa özür dilemezdim. Bazı şeyler konusunda da Mahcem beni aydınlattığın için gerçekten çok teşekkür ederim. Yinede bazı sözlerin beni çok kırdı 🙁
 
Bu arada forumla ilgili birşey söyliyim, şu gitarın asi çocukları kitabında Akın Eldes'e hayat felsefesini sorduklarında adam hayvan sevgisi, sonra sanat sevgisi demiş... Böyle bir insan için kötü ne söylenebilirki 🙂
 
Roth-Azad demiş ki:
...Yani sen benim forumda yazılarından ötürü en çok saygı duyduğum insanlardan birisin, ama ben Serdar Öztop'a ne kadar önyargılı yaklaştıysam sende bana iki katı yaklaştın.

Son olarak ta şunu söyliyim Knopler'a katılıyorum bu başlık altında yazdığınız birçok şey sayesinde yeni pencereleri görebildim, kendi bakış açımadaki hatayı ve üslubumdaki hatayıda anladım, yoksa özür dilemezdim. Bazı şeyler konusunda da Mahcem beni aydınlattığın için gerçekten çok teşekkür ederim. Yinede bazı sözlerin beni çok kırdı 🙁

Düşüncelerin için teşekkür ederim ve kalbini kırdıysam özür dilerim, orada özellikle "Kişisel olarak almayın..." demiştim ki gerçekten kişisel olarak almayasınız diye eleştirilerimi. Uslûbum biraz sert kaçmış olabilir, ancak umarım anlayışla karşılarsınız ki bu yaptığım eleştiriler kişilere özel değil, camianın geneline hakim olan düşünce tarzları ve yaklaşımlar ve insanın bir süre sonra her önüne aynı yanlışla çıkana yanlışın nerede olduğunu anlatmak zorunda olması bir süre sonra gerçekten insanda sabır sukûnet bırakmıyor, yoksa kesinlikle bir saldırı kırma üzme niyetim yok, bundan emin olun. Alt sıralardan büyüyüp camiaya katılan yeni arkadaşlar da o aynı hastalıklı düşünce yapıları ile şekilleniyorlar maalesef, aynı ortamdan bizler de geçtik. Yıllarca insanlara b*k attık durduk, oysa insan şimdi farkediyor ki o zaman taşladığımız o adamlar kafalarını önlerine koyup birşeyler yapmaya çabalıyorlarmış, bir de o esnada bizim gibi "eleştiri yapıyoruz, eleştiri özgürdür" ayağından b*k atıp aşağılamaktan başka birşey yapmayan insanları savuşturmakla uğraşmışlar da haberimiz yokmuş.

Erkan Oğur konusunda da dikkat edersen "sen biliyor musun?" gibi bir ifadede bulunmadım, sadece burada müziği şöyle biliyorum böyle biliyorum, şu iyi bu kötü, en baba bilmem kim, o orijinal bu değil diye fikir beyan eden arkadaşların kaçının bu zat-ı muhteremden bahsetmeyi akıl ettiklerini söyledim.

Ayrıca sahnedeki tavırlarla bir insanın kişiliğini ölçmeye çalışmak kadar yanlış birşey yok. Kitlelerin karşısına çıkıp orada ezilmeden varlığını gösterebilmek cesaret ister, ego ister. Doğal olarak sahneye çıkan herkesin de orada kendisine yakıştırdığı biçtiği bir kişilik/duruş/dışgörünüş/davranış biçimi var, bu senin hoşuna gitmez de başkasının hoşuna gider. Zaten o yüzden binlerce meşhur sanatçı her sene binlerce albüm yapıp binlerce konser veriyor. Beğenen gider, beğenmeyen gitmez. Ama belli birileri beğenmedi diye bir sanatçı kötü olmaz, o belli birileri beğendi diye de o sanatçı daha iyi olmaz. Ayrıca orada bir şov yapılıyor, tiyatro gibi, yeri gelir ağlayan birisi olursun ağlatırsın, yeri gelir komedyen olursun güldürürsün, yeri gelir dünyanın en seksi insanı olur tahrik edersin. Bu sahne işi. Oysa orada onu simgeleyen bir insan sahneden indiğinde de aynı yaşantıyı sürdürecek diye birşey yok. Bir konsere gittiğinde olayı iki saat sonra bitecek bir şov-eğlence olarak alırsan bu durumu kendine izah etmen daha kolay olur.

Umarım biraz daha açıklayıcı olabildim.

Hepinize sevgiler.
 
akın eldes gerçekten kalitesi ortada bir gitaristtir. bulutsuzluk özleminden beri bu ortada ama akın eldes haluk levent ile çalışmaya başladığından beri haluk levent'in müziği çok bozuldu. bir dinleyici olarak konuşuyorum serdar öztop'un soloları akın eldes'in sololarından daha dolu dolu geliyor insanın kulağına!....
 
Bulutsuzluk Özlemi bağlantısından dolayı Akın Eldes ile Serdar Öztop'un bu şekilde sürekli bir karşılaştırmaya tutulmasından her ikisinin de bir dostu olarak son derece rahatsız olmaktayım. Her ikisi de kendilerine özgü kaliteleri ve tarzları olan iki sanatçı sonuçta.
 
Mahcem demiş ki:
Bulutsuzluk Özlemi bağlantısından dolayı Akın Eldes ile Serdar Öztop'un bu şekilde sürekli bir karşılaştırmaya tutulmasından her ikisinin de bir dostu olarak son derece rahatsız olmaktayım. Her ikisi de kendilerine özgü kaliteleri ve tarzları olan iki sanatçı sonuçta.

Katılıyorum, daha fazla uzatmanın bir anlamı yok.. Konuşulucak herşey konuşuldu zaten. Ki Akın Eldes gibi bir insan için açılan forum neler arasında kaynadı gitti, ki bunu sanırım ben başlattım 😳 . Neyse bırakalım da artık böyle iyi bir müzisyen hakkında konuşalım...
 
hayır kimseyi karşılaştırmıyorum ben bir dinleyiciyim ve bu konuda yorumumu yaptım ve bulutsuzluk özlemindeki bağlantı ile ilgili değil yorumum kulaklarımın duyduğu kadarıyladır. mahcem yalnış anlama beni konunun temelinde ikiside gözümde iyi müzisyenlerdir!....
 
anarchist demiş ki:
hayatımın kırılma noktalarından birindeki en önemli isim...Akın Eldes o ve melodileri olmasaydı belki bu konumda ve yanımdaki insanla olmazdım.

Biraz gec oluyor ama, muhtemelen su kurdugun cumleler -gercek- bi sanatcinin okumaktan-duymaktan, maksimum hazzi duyacagi seyler...(ifadenin yoneltildigi kisiyi kastediyorum tabi 😉 )

Hayatimin devaminda muzikle ugrasirsam beni en cok tatmin edicek seyler boyle ovguler olur herhalde...bunlari duysaydim "tamamdir" diyebilir ve huzur duyardim eminim...
 
ben kişisel lüksümü kullanmak istiyorum : ) ve şunu söyleme cüretini göstereceğim... Akın'ın biraz kızdırılmaya ihtiyacı var... kızdığı zaman ne kadar saldırgan (ve çekici) olabilir biliyorum. İçinde aslında çok saldırgan bir insandır fikrimce (gördüm). Ve şu an elinde bulundurduğu teknikle bunu çekinmeden ortaya koysa (yani araya fikri engeller koymasa) hepimizi mahvederdi diye düşünüyorum, ve bekliyorum. Kalite her zaman nezaket değil... Saldır Akın derim ben... Selamlarımı da gönderiyorum. Umarım okuyordur.
 

Geri
Üst