Çalar Saat’ in Özgeçmişi yakında web sitemizde yer alacaktır fakat ben önceden sizlerle paylaşmak istedimJ
Çalar Saat Özgeçmiş:
Çalar Saat 1954 yılında Trakya bölgesinde arka sokaklarda Cüneyt Arkın’ ın Teyzesi tarafından kurulan bir gruptur. Amacı Trakya bölgesinde yetişen tarım ürünlerinin tanıtılması için sokaklarda takla atarak protesto gösterileri düzenlemekti. Çeşitli teyzeleri hemen bünyesinde toplayan grup hemen çalışmalara başladı. 1970 li yıllara kadar Traykya sokaklarında yuvarlanan çeşitli teyzeler, 1970’ li yıllardan sonra Hipi akımına kapılarak ülkeyi gezmeye başladı. Ülkeyi yuvarlanarak gezmenin iyi bir fikir olmadığını 1980’ li yıllardan sonra anlayan teyzeler yaşadıkları artık kronikleşmiş baş dönmesi sonucu bu işi günün erkeklerine düzenlenen büyük bir törenle devrettiler. Törende kurbanlar kesildi develer koşturtuldu. 12 Eylül gününe rastlayan bu kutlamalara asker müdahale etmek zorunda kaldı. Daha sonra bu olayların büyüdüğü ve yayıldığı söylenmektedir fakat elimizde bu dönem ne olduğuna dair kesin bir bilgi yok.
Erkekler bu işi daha profesyonelce ele aldılar ve 1990 yılına kadar oturdular. Hiçbir faaliyet gerçekleştirmeden günlerce televizyon karşısında oturan erkekler Çalar Saat’ in ilerideki temsilcilerinin de böyle davranacağını ümit ettiler. Sonun da 1990 yılında bir araya gelip bir durum değerlendirmesi yapan erkekler, yaptıkları şeyden çok memnun olduklarını ve başka bir şeye gerek olmadığı konusunda görüş birliğine vardılar. 1995 yılında buluşmak üzere ayrıldılar. 1995 yılındaki toplantıya kimsenin gelmemesi üzerine grupla beraber 1950’ li li yıllardan beri yuvarlanan Serhat Doğan bu grubun artık bir şeyler yapması gerektiğine karar verdi. Ama bu kararını unuttu . 2000 yılında verdiği bu kararı hatırlayan Serhat Doğan grup için gerekli elemanları araştırmaya başladı Çok çeşitli insanlara teklif götürdü. Çalar Saat’ in ilk kadrosunu oluşturmasını düşündüğü James Brown, Ajda Pekkan ve Hakan Peker olaya sıcak bakmadılar. Sonunda kafası kızan Serhat Doğan “ Karşıma çıkan ilk kişiye teklif edicem bu işi “ diyerek Huzur Evi’ nden dışarı fırladı ve Osman Saydam’ la çarpıştı. Aralarında geçen Metni aynen aktarıyorum:
Osman: Önüne baksana beyamca!
Serhat: Bilader gel grup kuralım
Osman : Aaaa tavav neden olmasın!
Birbirleriyle son derece iyi anlaşan Serhat ve Osman grubun oluşması için sponsor arayışına girdi. Küçükpark’ ta Osman’ ın berberi gerekli finansmanı sağladı ve çalışmalara hız verildi. Serhat’ ın “ ben bass çalcam “ sende söyle demesi üzerine davulcu ve gitarist aranmaya başladı. O sıralar yolda küçük bir çocuğu “ sen bana nasıl dil çıkarırsın “ diye bıçaklamakta olan Serkan Çalar’ ı görünce kafalarında şimşekler çaktı. Bu sinirli adam sound getirir davuldan diye gruba gelmesi için teklif götürdüler bu teklifi reddeden Serkan ” Polise ihbar ederiz seni “ tehditleri yüzünden kabul etmek zorunda kaldı. Gitarist arayışına giren grup barda yanlarına gelip “ Ben çalcam, ben çalcam, ben çalcam” diyen Alp Tiner’ e “ Ne çalcaz olm” dedi ...Alp’in “ ya Californication Malifornication falan çalarız” demesi üzerine kadrosunu oluşturdu. Hızla çalışmalarına başlayan grup repertuarını oluşturdu. Çok iyi patates soyduğu farkedilen Alp Tiner’ in ordu tarafından kaçırılması üzerine Çalar Saat grubu “ Lütfen gruba gel “ diye evimin önünde kamp kurdu. Yapılan açlık grevlerine ve de her gün bir çocuğun yanmasına dayanamayan bendeniz olayların büyümemesi için insanlık namına gruba katıldım. Ben gruba katılınca grubun çehresi engin bilgilerimle aniden değişti. Hızla gelişen ve her yerden talep gören Çalar Saat’ in şımarmasını önlemek için grup elemanlarını her gün çelik levha ile dövmeme dayanamayan bass gitaristimiz ve davulcumuz dayanamayarak bir gece kaçtı. Fakat yerlerine gelecek elemanlar hazırdı. Osman’ la beraber labaratuarda yaptığımız Mustafa ve Özgür’ ü buzluktan çıkararak gruba koyduk. Çözülmeleri bir hayli zaman alan Mustafa ve Özgür eridikten sonra gruba hemen uyum sağladılar. Fakat genlerini biraz dominant yaptığımız için hemen ağırlıklarını koydular ve Osman’ la bizi ezmeye başladılar. Bizde onları ellerimizle oluşturduğumuz için kıyıp bir şey diyemedik. Bu arada grup içi koordinasyonu sağlayacak bir adam eksikliği gittikçe hissedilmeye başlandı. Zira ben programları unutuyor ve gelmiyordum. Osman ise “ canım bugün şarkı söylemek istemiyor “ diye gelmiyordu. Bunun üzerine Okan Dilek’ i menejerimiz ilan ettik. Kendisi programları bize hatırlatmakla, sigara vermekle ve konser ayarlamakla görevlendirildi.
Yeni kadrosu ile bomba gibi devam eden Çalar Saat uzun süredir bu kadroyla yoluna devam etmektedir. Çeşitli konserlere ve de şenliklere çıkan Çalar Saat grubu şuursuzca ordan oraya savrulmaktadır. Her gün farklı bir repertuar çalan grup ve sahnede ilginç dans figürleri sergileyen Osman’ ı merak eden kitleler barları doldurmaya başladı. Esas amacının Trakya’ da yetişen tarım ürünlerini tanıtmak olduğunu hiçbir zaman unutmayan Çalar Saat grubu bu uğurda yakında uzaya bir portakal fırlatacaktır. Yörüngeye girecek olan portakal Çalar Saat’ in azminin ve Trakya’ da ki mükemmel meyvelerin anısını sonsuzlukta dönerek sonsuza kadar yaşatacaktır. Hala gerekli çalışmaları Nasa ile sürdüren Çalar Saat grubu Nasa tarafından defalarca gereksiz yere rahatsızlık vermekten dolayı mahkemeye verildi. Ama bu kararından yılmayan Çalar Saat grubu sonunda Irak’lı bir uzay ajansı ile anlaştı “ Siz parayı biriktirin gelin gerisi kolay “ diyerek bize inanan yüzü maskeli adam sayesinde Çalar Saat ideallerini gerçekleştirme konusunda hızla ilerlemektedir. Kazandığı tüm parayı Küçükparkta bir çöp tenekesinin altında biriktiren Çalar Saat hedefini gerçekleştirdikten sonra dağılıp başka bir grup kurarak Çalar Saat unutulmasın kampanyası için çalışmayı planlamaktadır.