En overrated gitarist (türk)

İroni yapmayı becersen yap da...

Bu tarz besteleri herkes 17-18 yaşında yapabilir abi ne var bunda.
Böyle bişey denmedi. Böyle bir eser yaratmış olması, kendisini tek derdi hız yaparak ego şov yapmak olan Shrapnel tayfa shredçilerden ayırıyor, doğrudur. Ama Mozart ayarında demek, bu badem gözlü olmak işte. Mozart gibi, klasik müzik denen türü başlatan ve şekillendiren, 35 yaşında öldüğünde arkasında 600 küsür muhteşem eser bırakmış bir müzik dehasıyla bir tutmak da turkrock'a nasip oldu.
 
gitar alemi bugün hala 30 senedir gündemde olmayan JB'i örnek alıyor, ilham kaynağı gösteriyorsa bir bildikleri vardır... Randy Rhoads da öyle ve hatta Eddie VH da öyle
yani bugün benzeri şeyleri herkes çalabiliyorken aman ne var diye değil hiç kimse çalamazken hatta varlığından bi-haber iken bu adamlar nasıl olmuş da bu yolu açmış gözüyle bakmak lazım... yoksa Hendrix'e de laf etmeye başlarız
 
En Overrated Türk Gitarist forumunda, Mozart-Jason Becker kapışması izliyorum.
Screenshot_20250715_195546_Chrome.webp
 
  • Şahsi düşünceme göre bu yabancı müziği, yabancı muadillerinin taklidi haline gelmeden çalabilmiş bir gitarist. Tuşesi diğer gitaristlerden net şekilde ayırt edilebiliyor. Hendrix, SRV vb. ile tuşesi ve çalım tarzı denildiği kadar benzemiyor. Sadece blues gitaristi olmaktan ziyade blues-rock gitaristi aslında.
  • Bence konu biraz şuna geliyor, insanlar neyi daha çok dinler ise o türdeki gitaristlerin seviyelerindeki ince farkları daha iyi görebiliyor. Mesela, shred'e ilgisiz insanların çoğu herkese Malmsteen klonu veya birbirine benziyor bunlar der ama Malmsteen'in penalamasındaki tuşeyi, vibratosunu, kusursuz bendlerini vs. es geçer, o hesap... Yavuz Çetin de bence blues-rock türünde fazla örneği olmayan tuşeye ve çalım inceliklerine sahip. Bu konu, insanın dinlerken neyi aradığı ile ilgili biraz.
  • Bir de kıyas faktörü var tabi: büyük Türk gitarist olarak adı anılan bazılarına kıyasla tertemiz bir çalımı var. Büyük müzisyen olup bir türlü doğru düzgün tuşe, bend hakimiyeti ve vibrato tekniği oturtamayan, ama duayen olarak anılan isimlerin yanında değeri daha çok anlaşılıyor.
Bu kadar detaylı yazmanız güzel olmuş.. Üstüne bir şey yazmaya gerek kalmamış.. Yazdıklarınızın nerdeyse hepsinde hemfikirim, üstteki üç tespit nokta atışı..

Yavuz Çetin'i ilk dinlediğimde (Blue Blues Band ile 1993 yılı olsa gerek, sonrasında zaten çokca canlı dinledim) intibam kendisinin kesinlikle Amerika'da takılmış, klüp ortamlarında bluescularla çalarak müziği öğrenmiş birisi olduğuydu.. Yavuz Çetin'i dinleyene kadar Türkiye'de Blues'u bu derece icra edebilen birini görmemiştim.. Jazz çalan, iyi flamenko çalanlar vs vardı ama dediğim gibi sanki Kırşehir'den, Sivas'tan birisinin saz çalması gibi sanki Mississippi Deltası'ndan biri gelmiş blues çalıyordu.. Cümleler tam, tavır rahat, tuşe 10.. Tabi benim kulağımın acemiliği (muhtemelen çok kişiden daha o yaşlarımda -20- bile daha tecrübeliyimdir ama bir de gerçek var, kişi kendini bilmeli, blues ile çok içli dışlı değildim) etkilenmemi artırmıştır ama ilk dinlediğim plak bebek yaşımda Jimi Hendrix, Deep Purple, Peter Frampton filan, sonrası zaten full.. Çocukluğumdan beri gitar çalıyorum, ilk oyuncağım babamın gitarları.. Daha detay vermeyeyim, başka başlıklarda yazdım bunları.. Adam şakır şakır çalıyordu, ağzım açık dinliyordum, üstelik benden sadece 3 ya da 4 yaş büyüktü..

Amerika'da veya Dünya'da onun gibi çalan çok adam vardır denmesi sıkıntı değil, olabilir de, ben de sayarım 10 isim.. Muadili gösterilebilecek adamlardan kaçı Türkiye'de bu seviyeye gelip, onun yaptığını becerebilirdi, bu da ayrı mevzu.. Bugün hala Türkiye'de Blues'u onun verdiği lezzette çalanı bilmiyorum.. Amerika'da olsaydı muhtemelen vaktiyle Eric Clapton'ın yaptığı Crossroads Festivallerinin birinde görürdük..

Badem gözlü filan muhabbetine farklı bir yerden katılabilirim, oldu ya vefat etmeseydi değeri hala anlaşılamamış olabilirdi.. Belli bir seviyenin üzerinde üretimi becerebilmiş yani müziğine entelektüel nüanslarını katabilmiş diğer ülkem gitaristleri gibi..
 
Son düzenleme:
bu arada doğrudan yavuzla ilgili konuşmuyorum ama yavuz türkiyede blues'da öncü ve tek gibi güzellemelerinizi reddetmemekle birlikte şunu da belirtmek isterim, türkiye veya doğu müziği genel itibariyle zaten bluesa taban tabana zıttır. yani bu ülke zaten kulak olarak bluesa uygun bi ülke değildir, haliyle blues çok meraklısına kalır biraz niş kalır. bu nedenle herkes denedi veya herkes var olanı yaptı ama yavuz farklı bi tarz yarattı gibi bir anlam olmadığını ben ifade etmek istemiştim overrated olduğu konusunda en başta da.

türk gitaristtir, müzikleri veya gitaristliği de kötü değildir gayet iyidir eyvallah bunların hepsine evet diyoruz. ama demek istediğim şey aslında biraz da şu ki, bazen kader de rastgelir ve bi isim ikonikleşir ve zamanla çok da hakedilmeyen şekilde efsane halini alır ya ben sadece bu yüzden neden sürekli number one bu adam demiştim.

atıyorum bi' doğan canku hiç konuşulmuyor mesela. ya da kendisi her ne kadar troll de olsa tozlu_rock isimli üye serdar öztopu överken kimse serdar öztopun hakkını da vermedi 😀
 
gitar alemi bugün hala 30 senedir gündemde olmayan JB'i örnek alıyor, ilham kaynağı gösteriyorsa bir bildikleri vardır... Randy Rhoads da öyle ve hatta Eddie VH da öyle
yani bugün benzeri şeyleri herkes çalabiliyorken aman ne var diye değil hiç kimse çalamazken hatta varlığından bi-haber iken bu adamlar nasıl olmuş da bu yolu açmış gözüyle bakmak lazım... yoksa Hendrix'e de laf etmeye başlarız
Herkes gitari düz tutarken Hendrix ters tutmuş. Bir de artistlik şekilde öldüğü için millet tapıyor. Tek şarkısı da Küçük kanatlar. Overrated.

Bir ironi daha içerir.
 
Mozart bu arada günümüz rock starları gibi bir hayat yaşamıştır, acayip partilermiş kendisi, kazandığı paraları da çok fazla kumarda kaybeder 2-3 senede bir ev değiştirmek zorunda falan kalırmış...cinsel yolla bulaşan hastalıktan da ölmüş olabilir deniyor hatta 🙂
Günümüz rock starlarından ziyade günümüz Serdar Ortaç'ı diyebilir miyiz. Tek eksik tiktokta canlı yayın açmazmış galiba rahmetli.
 
Niye ''abartılmış'' değil de ''overrated'' ? Bire bir aynı anlam değil mi ? Ciddi olarak soruyorum. Kısa, net ve gayet sık kullanılan bir kelime ''abartılmış''. Açtım google çeviriden ''over rated ne demek'' diye anlamına baktım. Yaşlı amcalar gibi türkçe kullanımına özen gösterelim demeyeceğim, zira ben de göstermiyorum ama bu kadar da değil yav.
 
@helalmustafaabi birebir aynı anlama sahip değil sanki. Çok yakın manalara sahip ancak internet kültüründe doğrudan yer edinen "overrated" ifadesi kişiden ziyade kişiyi niteleyenleri eleştirmek için kullanılmakta. Abartmak ifadesi ise kişinin yetkinliğinin/durumunun olduğundan üstün kabul edilmesine bir tepki noktasında kalıyor biraz daha.

Yani başlıkta 5 birim yetkin adamlara "Nasıl bu adama 8 birim yetkin diyorsunuz?" denmemekte. Daha çok "Nasıl 5 birim çalan bu adamı 8 birim çalanlardan daha çok sevebiliyor, önem verebiliyorsunuz?" gibi bir serzeniş üstüne kurulu. En basit örneği birkaç mesaj üstte bulunan Can Şengün. Kötü gitarist değil elbette ancak icra/yetkinlik/teori vb. konularda sihirli bir durumu da yok birçokları için. Kimse de bu adamı icrası sebebiyle ilah olarak görmüyor, yetkinliğini "abartmıyor". Ancak bu "standart" yetkinlikle bu kadar büyük bir şovun içinde olmasını da "overrated" buluyor.

Dilimizde tam olarak karşılığı olsaydı da kullansaydık çok daha güzel olurdu tabi.
 

Geri
Üst