Arkadaşlar yapmıyın sosyalizim SSCB de bile çöktü... 😀 nese ben hafiften sktrolup gideyim 😛 (hala bu söylemleri dile getirenlerde gelsin benimle )
söylediklerin kesinlikle yanlış. beni hiç tanımıyorsun.1000mirrors demiş ki:dorukovic demiş ki:marxsistler insanlığı kurtarmak için mücadele edilmesi gerektiğini söyler ama hangi insanlık? insanlar nankördür,insanlarhiç bir şeyin değerini bilmez,insanlar yine haksızlık yapmanın bir yolunu mutlaka bulur.
ben böyle bir insanlık için mücadele etmem
Şu dikkatinizi çekti mi,örneğin çirkin bir insan insanları fiziksel olarak en az beğenendir.Ahlaksız biri en kolay ahlaksızlığı fark eder.Aptal biri sürekli etrafındakileri aptal görür.Bu arkadaş da insan dendiğinde en yakın olarak kendisini bildiğinden insanı kendi niteliklerine göre değerlendiriyor.
bence insanların devrime değil,dürüstlüğe ve çalışkanlığa ihtiyacı varAppassionata demiş ki:İlk defa dorukoviçe katılıyorum. Şu ana kadar hep böyle oldu.
...
Devrimlerin pratikte başarısız olma nedenleri kanımca daha çok geri kalmış ülkelerdeki gerici kitle psikolojisinden dolayıdır.
Nedense sen Marxistleri kesinlikle tanıyorsun 😀dorukovic demiş ki:söylediklerin kesinlikle yanlış. beni hiç tanımıyorsun.
İnsanları nasıl dürüst ve çalışkan yapacaksın?Haydi arkadaşlar diye gaz vererek mi?İnsanlar ne ahlaksız ne ahlaklıdır,ne çalışkan ne tembeldir.Koşullar onların a veya tam tersi b şeklinde davranmalarına neden olur.Bir insanın hırsızlık yapması cezasız kalıyor,çalışmasının ödülü verilmiyorsa o insan o hırsızlığı yapar.Sen de olsan yaparsın ben de yaparım.Sistem değişmediği sürece sistemin içindeki insanlar da değişmez.dorukovic demiş ki:bence insanların devrime değil,dürüstlüğe ve çalışkanlığa ihtiyacı varAppassionata demiş ki:İlk defa dorukoviçe katılıyorum. Şu ana kadar hep böyle oldu.
...
Devrimlerin pratikte başarısız olma nedenleri kanımca daha çok geri kalmış ülkelerdeki gerici kitle psikolojisinden dolayıdır.
😀 direkman katılıyorum sana vercetti,tek bir marksist vardı o da karl marxtı, bu gün marxçı olmaya çalışmak yerine marx gibi biri olmaya çalışmak gerek. Tabi bu onun düşüncelerini tamamen benimseyerek değil onun gibi özgün fikirler ortaya koyarak olmalı. üzülerek görüyorum ki bugün bir marxcı ile bir dinci,metalci, ülkücü yada fenerbahçeli arasında onları iten güdüler bakımından hiç bir fark yok 😢Vercetti demiş ki:Devrim yapmak için bir "insanın" öznel fikirlerini körü körüne uygulamak gerekir mi?
Marksizm eleştirilmezse olduğu yerde sayar.Sayıyor da nitekim.Marx'tan sonra ancak böyle sıkı Marx fanatikleri, Marx'ı babası, Das Kapital'i "Kutsal Kitap" olarak gören adamlar gelmiştir.Hiç bir akıllı adam da gelip "Ben bunu günümüz şartlarına uyarlayacağım, Marx şurada yanılmıştı 21.yy'da şöyle olmalı" dememiştir.Diyen olmuşsa da fanatik Marxcılar adam yerine koymamıştır zaten.Adamlar takım tutuyor sanki.
frisby demiş ki:Dorukoviç demiş ki
marxsistler insanlığı kurtarmak için mücadele edilmesi gerektiğini söyler ama hangi insanlık? insanlar nankördür,insanlar hiç bir şeyin değerini bilmez,insanlar yine haksızlık yapmanın bir yolunu mutlaka bulur.
ben böyle bir insanlık için mücadele etmem
bence insanların devrime değil,dürüstlüğe ve çalışkanlığa ihtiyacı var
buna karşılık 1000mirrors demiş ki
İnsanları nasıl dürüst ve çalışkan yapacaksın?Haydi arkadaşlar diye gaz vererek mi?İnsanlar ne ahlaksız ne ahlaklıdır,ne çalışkan ne tembeldir.Koşullar onların a veya tam tersi b şeklinde davranmalarına neden olur.Bir insanın hırsızlık yapması cezasız kalıyor,çalışmasının ödülü verilmiyorsa o insan o hırsızlığı yapar.Sen de olsan yaparsın ben de yaparım.Sistem değişmediği sürece sistemin içindeki insanlar da değişmez
Arkadaşlar kendinizi haklı görmenizi anlıyorum, çünkü olaya belli bir açıdan ve belli kabuller ile yanaşıyorsunuz..
Bu güzel bir şey yani; insanın kendine ait fikirlerinin, belli bir bakış açısının, varsayımlarının bulunması..
Tabii bu bize ait olan fikirler, bizde hangi sebepten dolayı bulunuyor? yani o düşünceyi benimsememizin altında yatan psikolojik iç dinamikler,yaşadığımız hayatın bize sunduğu ve bizim ne şekilde algıladığımız ve değerlendirdiğimiz belli olmayan izlenimler, bunların sonucunda oluşan karakterimiz, hayat görüşümüz, kabullerimiz,vs.. neler? bu da önemli!
Bu belki başka bir tartışma konusu ama Marx’ın yada herhengi bir bireyin; insanın, toplumun, tarihin neliğini ortaya koyduğunu iddia etmesi; kendisini yukarıda saydığım koşullardan etkilenmeyecek bir yerde görmesinden kaynaklanmaktadır bence.
Bu şu demek;Nesnel bir ölçüt ortaya koyan kimse ya
1-) öne sürdüğü ölçütün geçerlilik koşullarını belirtmelidir ve kanıtlamalıdır.
Bilime de ancak bu kuralı gerçekleştirdiğinde ona itibar etmeliyiz. Yani kesin bir bilgi zamanı, mekanı, iç ve dış zorunlulukları,geçerlilik koşulları, kanıtlanmış gösterilmiş bir özellikte olmalıdır. Bu da şu demek ki varsayılmış bir bilgi olmamalıdır.
Bilimde dahi, mutlak bir bilgiden söz edilemezken en azından bunu savunanlar varken(isteyenlerle bunu tartışabilirim) insan denen varlık hakkında, onun tek tek yada toplum halindeki oluşumları üzerine ve bu toplumların ilerleme süreci üzerine ortaya bir şeyler konması, alkışlanacak bir denemedir.
Ancak söz konusu düşüncelerin kendine bir mutlaklık atfetmesini; bu mutlaklığını varsayıyor olmaları dışında kavrayamıyorum!! Onların bu kendi doğruluğunu varsaymaları da, onları kanıtlanmamış ancak doğruluk olasılığı olan birer hipotez olarak görmemi sağlıyor. Ve onları ancak, olası doğru olacak olan yeni fikirlere gebelik etmeleri yada vesile olabilecek olmaları ve önemli bir problemin çözümü için daha sağlam temelli olmaları bakımından diğer benzer görüşlerden değerli görebiliyorum.
Ve bu düşüncelerin nesnelliklerinin o fikir sahiplerinin zihinleri dışında geçersiz olduğunu düşünüyorum. Peki hangi fikir vardır ki o fikir sahibinin zihni dışında da geçerli olsun? Sarsılmaz doğrulara sahip olan türdeşlerimiz, bu sorunun cevabını biliyor olmalılar!!
Yada
2-)öne sürdüğü ölçütün dayanakları, kanıtlanamıyorsa da, onu kabul edebilmemiz için, aynı zamanda çürütülemezde olmalıdır.
----İnsanları nasıl dürüst ve çalışkan yapacaksın?Haydi arkadaşlar diye gaz vererek mi?
- ya peki arkadaşlar bu yasaktır diye korkutarak mı? Bu durumda yasak olan yapılmadı diyelim (ki insan her sistemde her davranışı sergiler) uyumlu davranan insanlar yasak kalktığında yasak var gibi davranmayı öğrendimi? Hiçbir zaman öğrenemez bu yüzden bize bir güdücü gerek mi diyorsunuz yoksa? Peki biz neden marx çı olmaya çalışıyoruz da marx gibi biri olmuyoruz? Bu şu demek;kendini güdenler marx gibi birine ihtiyaç duymaz, kendini güdemeyenlere ise marx gibi birileri gerekir.kendimi gütmek istediğimden ve bunu yapabildiğimi düşündüğümden, marx ancak kendini güden bir insan olarak görünüyor gözüme. ancak bir güdücünün olduğu yerde koyunlar da bulunacaktır.ancak buradan koyun olmak ile marx olmak arasına, nietzsche dekine benzer bir değer farkı koyduğum anlaşılmasın.
----İnsanlar ne ahlaksız ne ahlaklıdır,ne çalışkan ne tembeldir.Koşullar onların a veya tam tersi b şeklinde davranmalarına neden olur.Bir insanın hırsızlık yapması cezasız kalıyor,çalışmasının ödülü verilmiyorsa o insan o hırsızlığı yapar.Sen de olsan yaparsın ben de yaparım
-olağanüstü bir gözlem ancak, davranışlarımızda bazı iç ve dış (aslında hepsi içtir bence) etkenler bizleri belirlenmiş bir hale sokuyorsa da, bu koşullar sadece yasalar değildir, ve insanlar yasalarla düzene girecek yada başka bir deyişle; proglamlamalarla davranışları belirlenecek robotlar değildir.(bunu ayrıca tartışmak isterim)yani demek istediğim en katı kurallar dahi olsa insan eyleme noktasına(herhangi bir suçu eyleme yada bir iyiliği eyleme) geldiğinde yasaları tanımadan eyleyecektir ve yasaların etkinliği bizleri eyleme noktasına yaklaşmaktan asla alıkoyamaz, çünkü bizi eyleme noktasına getiren sebep hayattaki olaylardır.
----Sistem değişmediği sürece sistemin içindeki insanlar da değişmez.
-Devrimler değişmeyen sistemlerin içinde değişen insanlar tarafından yapılmamış mıdır??
Görüldüğü gibi bir fikrin yanlışlanabilir olması, onun ancak bir varsayıma dayandığını gösterir yoksa doğru olduğunu değil(popper’ın dedikleri bilim alanında doğrudur ancak felsefi bilgide durum bence farklıdır) öyle ise düşüncemiz kanıtlanamasa da en azından yanlışlanamaz da olmalıdır.popper ile yaşanan farklı bakış açısının temelinde onun bilgiyi varsayımsal olarak ele alması yatar .fakat ben burada bilginin varsayımsal olabileceğini anlatmaya çalışsam da bilgilerini mutlak sanan türdeşlerimizin anlaması için onlara onların dilinden yani onların kabulleri ile yaklaşmaktayım. Bununla şunu demek istiyorum;aslında nesnel bir ölçüt değil kanıtlanamaz, ‘en azından çürütülemez’ olmak zorunda da değildir:ancak kırmızı rengi mavi sanan birine, maviyi göstermeden, kırmızının mavi olmadığını anlatamazdım.
Son olarak ta;
---- marxsistler insanlığı kurtarmak için mücadele edilmesi gerektiğini söyler ama hangi insanlık? insanlar nankördür,insanlar hiç bir şeyin değerini bilmez,insanlar yine haksızlık yapmanın bir yolunu mutlaka bulur.
ben böyle bir insanlık için mücadele etmem
bence insanların devrime değil,dürüstlüğe ve çalışkanlığa ihtiyacı var
-bence ise insanların her türlü sorun için birbirine güvenmeye ve yardımlaşmaya ihtiyacı var. Bu da devrimle olmaz doğru ama berbat bir yaratık ta olsa türdeşlerimizi sevmek ile onlar için mücadele etmeye arzu duymak ile olur. Türdeşlerimizi sevmeyeceğiz de, farklı türden canlıları yada cansız düşünceleri mi seveceğiz? Ben kurtarılacak tek bir insan için bile mücadele ederim. Ama bu mücadele devrimle değil, sevgi ile yakınlarımı insan varoluşunun getirisi olan umutsuzluğundan kurtararak olabilir, ve buda oldukça yeterli ve değerli bir şeydir.
Bu yüzden her insan öncelikle en yakınındakilere olan davranışlarını gözden geçirmekle işe başlamalıdır. Çünkü en büyük saygıyı,sevgiyi en yakınımızdaki insanlar, ailemiz dostlarımız vs hak etmektedir. İçinde bir toplumu kurtarmak isteyecek kadar insan sevgisi barındıran bir kimseyi deli olarak nitelendirmemem için, bu kimsenin yakınındakilere davranışlarının ölçülü ve sevgi dolu olmasını beklerim.
Ayrıca tüm insanlığı kurtarabileceğimizi yada bir toplumu bir anda toptan kurtarabileceğimizi, yani bunu bizim yapabileceğimizi nereden biliyoruz? Daha önemlisi bunun yapılabileceğini nereden biliyoruz?
Toplumlar değil ama bireyler kurtarılabilir bence. Toplumsal kalkınma da ancak bu tek tek bireylerin zihinlerinde başlar ve ancak buradan toplumun diğer birimlerine yayılır. Tek bir insanı mutlu etmenin coşkusu en görkemli devrimlerden daha taşkın bir his oluşturmalı içimizde(tabii bunu oluşturmak mümkün ise). Çünkü eğer bu mümkün olursa, etkileri zamanla topluma da yansıyacaktır.
arkadaşlar herşeyi bilir bir eda ile yazılmış görünen konuşmalarım sizde bir antipati yaratmasın,
nbvma5 demiş ki;
Arkadaşlar bu forumu belki gerçekten felsefi olarak tartışıp bir çözüm için konuşulabilecek, seviyeli, bilimsel olarak düşünmüştüm ama harbiden kimse kimseyi siklemio ayrıca birbirine ahkam kesio zaten sorun bu şu bencilliği ve kompleksleri atmadan bişeye başlamak yanlış. ve bu forum harbiden üretmekten çok tüketio bu yüzden de bi boka yaramaz önemli olan anlamak ve anlamaya çalışmaktır. genede saolun hade eyvallah.
nbvma5 e katılıyorum ve onun niyetini gerçekleştirmek için böyle bir denemede bulundum, umarım siz de yazılarınızla katılırsınız buna..
Yanılıyorsun vercetti ve frisby. Engels,Reich,Sartre,Lenin,Troçki,Rosa marxist felsefi ve pratiğine kendi öznel fikrilerini sunup genel sonuca varılmıştır ve Marxizm'in güncellenmesini de uygulanabilirliğinide her zaman sağlamışlardır ve sağlamaya devam eden kişilerde hala var ve olacaktırda. Dediğim gibi dışardan bakmakla olmuyo birazda Marixzm'in içine girip araştırıp, bilgi edinip ondan sonra yazmak lazım böyle atıp tutması kolay!frisby demiş ki:😀 direkman katılıyorum sana vercetti,tek bir marksist vardı o da karl marxtı, bu gün marxçı olmaya çalışmak yerine marx gibi biri olmaya çalışmak gerek. Tabi bu onun düşüncelerini tamamen benimseyerek değil onun gibi özgün fikirler ortaya koyarak olmalı. üzülerek görüyorum ki bugün bir marxcı ile bir dinci,metalci, ülkücü yada fenerbahçeli arasında onları iten güdüler bakımından hiç bir fark yok 😢Vercetti demiş ki:Devrim yapmak için bir "insanın" öznel fikirlerini körü körüne uygulamak gerekir mi?
Marksizm eleştirilmezse olduğu yerde sayar.Sayıyor da nitekim.Marx'tan sonra ancak böyle sıkı Marx fanatikleri, Marx'ı babası, Das Kapital'i "Kutsal Kitap" olarak gören adamlar gelmiştir.Hiç bir akıllı adam da gelip "Ben bunu günümüz şartlarına uyarlayacağım, Marx şurada yanılmıştı 21.yy'da şöyle olmalı" dememiştir.Diyen olmuşsa da fanatik Marxcılar adam yerine koymamıştır zaten.Adamlar takım tutuyor sanki.