Öncelikle hepinize merhaba arkadaşlar ;
Nerden nasıl başlayayım bilmiyorum. Hatta konuyu açıp açmama konusunda bile bu kadar kararsızken parmaklarım gidiveriyor klavyeye. Hoş, yapılacak her yorumla tekrar tekrar hatırlayarak moralim bozulacak olsa da sizlerle de paylaşmak istedim..
Belki bir çoğunuz denk gelmiştir. Forumda uzun zamandır satılık. Evet sevgili Engl Gigmaster 30 um bahsi geçen alet. Ocak ayının sonunda dore nin Ankara mağazasından aldım. Aslında çok isteyerek aldım ama kısmetsizlik aldığım hafta maddi sıkıntılar nedeniyle satmak zorunda, daha doğrusu satılığa çıkarmak zorunda kaldım. İade etmek istemedim. Dedim ki adamlar benimle o kadar ilgilendi. Çetrefilli bir süreçle uğraşmaktansa üç beş kuruş aşağıya bırakırım dedim. Kaldı ki zaten satmak istemiyorum, belki durumları düzeltir kaldırırım ilanı. Her neyse öyle ve ya böyle zaman içerisinde gerçekten çok nadir olarak kullanmaya devam ettim. Bu sıklık o kadar genişti ki , gerçekten haftada bir belki iki saat fırsat buldukça.. Tabi engl seçmekteki amacım tonalite anlamındaki kalitesinin yanında işçilik malzeme vs gibi unsurları da kapsıyor. Dedim ki uzuuuuun süre kullanırım 🙂 Ama o da nesi. Alet anlamsız bir şekilde patlak verdi. Önce powertube fuse lambası yandı. Biliyorum çok erken ama sanırım lambalar gitti diyerek avuttum kendimi şaşırarak. Sonra sıfır lamba aldım. Ama düzelmedi. Ses kısmaya ve bozulmaya devam etti. Sonra hem Ankara hemde İstanbul şubedeki yetkililere ulaşarak teknik servis sürecini başlattım ve amfiyi gönderdim. Göndermez olaydım...
Tam 15 gün geçti. Ne arayan var ne soran. Dedim ben bari arayıp bilgi alayım. İstanbul şubenin numarasını çevirdim. Çıkan arkadaşa durumu anlattım. İletişim bilgilerimi alarak en kısa zamanda bilgi vermek için döneceğini söyledi. O gün kimse dönmedi. Günlerden perşembeydi..
Ertesi gün birazda işkillenerek tekrar ulaştım. Bu sefer başka bir arkadaş çıktı. Tavrımı biraz daha belli ederek durumu ona da anlattım. Son günlerde fazlaca yoğunuz, eminim arkadaş unutmuştur,onun adına çok özür dilerim. Bende iletişim bilgilerinizi alayım. En kısa vakitte dönücem dedi.. Arayan soran olmadı..
Günlerden cumaydı..
Cumartesi yoğunluğu vardır diye bekleyerek pazartesi tekrar aradım. Tabi bu süreçte amfinin çözemeyecekleri boyutta bir problemi olduğuna kanaat getirdim. Bir yandan da başıma geleceklerden korkmuyor da değildim. Bu sefer daha cazgır bir arkadaş açtı telefonu. Son üç ün içinde yaşadıklarımı anlattım. Tabi sinirliyim de. Şans ya , bu arkadaşta sahip olduğu özgüvenle benden giden bütün itirazları karşıladığını düşünerek yarım saat boyunda anlattı durdu. Do re yi sahip oldukları gücü, benim mağduriyetimin söz konusu olamayacağını vs. Bende uzatmadım. Gayet naif bir şekilde ; bakın, ben dore yi sadece marka sattığı için tercih etmedim. Ankara şubedeki arkadaşların bir hafta boyunca benimle sabırla uğraşmaları, kendi evimdeymiş gibi hissettirerek istediğim herşeyi , istediğim gibi denememe izin vererek alışveriş yapmama yardımcı oldular. Sırf bunun hatrına sabrediyorum. Sadece beni süreçle ilgili bilgilendirin diyerek görüşmeyi sonlandırdım. Ki inanın süreç gerçekten böyleydi. En son gün gittiğimde kimseye bişe sormadan oturup alet edevat dener durumdaydım. Ama herşey satana kadarmış..
Bu konuşmanında üzerinden tam 20 gün geçti. Yine ne arayan var ne soran. Artık yasal haklarıma başvurma konusundaki kararımı tam vermişken son kez tekrar aradım. Önce İstanbul mağaza da bir sorumluyla görüştüm. Ben konuyu açar açmaz ilk cümlesi şu oldu. Evetkonu hakkında bilgim var. Hatta sizin iletişim bilgilerinizi kaybettiğimiz için dün Ankara şubeyle görüştüm. Onlar sizi bilgilendirecekti. Dönüş yapılmadı mı? oldu.. Bunu duyduktan sonra ben kararımı vermiştim. Kısa kesmek gerekirse görüşme , şöyle haklısınız, şöyle özür dileriz, lütfen konuyla ilgili beni sorumlu tutun ve hatamızı telafi hakkı verin vs. İşin enteresan tarafı ise. Nerdeyse 40 gün olmuş amfinin arızasını bulamayan arkadaşlar amfinin sıkıntısı lamba demesin mi. İşte o an tekrar şansıma lanet okudum..
Sonra Ankara şubeyi aradım. Mağaza sorumlusuna yaşadıklarımı tane tane, insan gibi, en ufak bir laubali tavır sergilemeden anlattım. Amfiyle alakalı problemi çözemediklerini düşündüğümü ve durumu bu hale getirdiklerini söyledim. Ayrıca alışveriş esnasında benimle ilgilenen arkadaşla olan süreci de anlattım. Biz size dönelim dedi kapattıkk. Çok geçmedi aleti satan arkadaş aradı. Hatırladı da beni. Yine şöyle haklısın böyle haklısın vs. En son ona da şu cümleyi kurdum ; Abi inan şuan herşeyden vazgeçmiş vaziyette sana ulaşıyorum. Süreçten o kadar bunaldım ki artık son kez senden medet umuyorum. Şimdi senden tek bir ricam var. Kime ulaşman, söylemen gerekiyorsa ; benim şu dakikadan sonra KESİNLİKLE bir teknik servis talebim yoktur. Mümkünse aletin yenisinin gönderilmesini veya para iadesini istiyorum. En kötü ihtimalle fatura tutarı kadar yeni bir ekipman almama imkan sağlarlarsa kabul ederim dedim. Haklısın. En geç bir kaç saate sana konuyla ilgili dönüş yapıcam dedi.. evet sadece dedi..
Hakem heyetine taşıdım konuyu. Umarım yasal süreçle hakkımı savunabilir ve bu olayı hayırlısıyla kapatabilirim. Farkındayım biraz fazlaca uzun oldu konu ama sizlerde bilin istedim. 🙂
Çünkü forum sayesinde benzer şeyler yaşamış arkadaşlardan fikir alabildim ve işime yaradı. Sizlerde bu konudan feyz alın istedim.
Daha önce hakem heyeti ve bu yasal süreçle ilgili tecrübesi olan arkadaşlarda anekdotlarını paylaşabilirlerse sevinirim. Süreci ve sonucu paylaşmaya da devam edeceğim.