'kulağına hoş geliyorsa ne olursa olsun sorgulamadan kullan' felsefesini maalesef bunu takip etmeyip senelerdir sonuç alamayan birisi olarak sonuna kadar destekliyorum. ben 2009'da askere gitmeden önce ampli simülasyonları ile 'eğer profesyonel olursam gitar tonlarım bunlar olacak' dedirten tonlar bırakıp sonra analog sevdasına kapılmış biriyim. şimdi ise halen uğraşıyorum analog ekipman ile (mesa rectiifer'ım var boru değil hocaaa 🙂)
çok bilimsel, net bir açıklama yapamayacağım bu konuda ama, neden bilmiyorum, analog ekipmanla devam etme dürtüsü simülasyonlarla daha iyi ton almama rağmen devam ediyor. sanırım sebep bu hocam, bu dünya çok farklı, daha kötü tonu bile tercih ettiririyor dijital mükemmelliğe 🙂 analog fanatiği falan değilim baştan belirteyim, guitarampmodeling.com müptelasıyım, yanlış anlaşılmasın 🙂
eksik bilgimin yeteceği kadar bir listeleme yapacağım bu tercihimin sebepleri ile ilgili, ve bilinsin ki ölene kadar iyi ton alamasam da analog ekipman (+ lanet olsun ki dijital kabin simülasyonu) ile devam edeceğim. bu davamın tam olarak inan(ma)dığım sebep(ler)ini aşağıda sıralıyorum:
1) daha organik ton: evet, ben direct injection + kabin sim kullanıyorum. yani ne demek, sinyal yolum %100 analog değil... ulan olabilir mi böyle bir şey, kandırmayalım birbirimizi, Allah'ın belası bir şehre gelmiş bulunduk ve neredeyse hepimiz maksimum 9 minimum 6 işlerde çalışıyoruz ve apartmanlarda yaşıyoruz. sessiz olmak zorundayız! yani sinyal yolunun kabin kısmının analog olmasından feragat etmek zorundayız neredeyse hepimiz... ben buna rağmen %100 olmasa da en azından preamp + poweramp kısmının analog olmasının gerekliliğini savunuyorum. bi bildiğimiz var değil mi, çok farklı simülasyon denedik. buna ek olarak dijitalin analogu ağır şekilde döveceği tek alan kabin simültasyonudur! hayatta en az bulabildiği şeyin özgüven olduğu bir insan olarak bunun tartışmasına ölümüne girerim, buyrun gelin, 'challenge accepted' 🙂
2) emek vermeden daha kötü, emek vererek daha iyi ton: 7 yıl uğraştım 7 KHz üstünün gereksiz olduğunu anlayana kadar (evet bu benim salaklığım, burayı karıştırmayın). anladıktan sonra ne oldu? 2009'da askere gitmeden önce kaydedip 'işte budur' dediğim tonlar bana şimdi 'bu muymuş' dedirtiyor. analogun potansiyeli her zaman daha fazla... 2006'da başladım bu işe ve 7 Khz üstünü tıraşlamayı bugün akıl ettim (evet gerizekalıyım, evet bugüne kadar 10 KHz üstünü tıraşlıyordum ve bence mesa ile, bogner ile kapışacak tonal ampliler ve mesa amplinin bizzat kendisi ile aldığım tonlar pek bir şeye yaramıyordu, ta ki bugüne kadar). yarın ise 200 hz ve altı ile ilgileneceğim kısmet olursa 🙂
3) işlemci yükü: kayıt yapanlar için bu madde. acayip işlemcilerimiz olsa da bu yükün ne kadarını bilgisayar dışına yıksak bizim için daha iyi, çünkü en az 4 kanal gitar kaydı yapacağız, ki ampli kısmı bu olayın en karmaşık kısmı. sevgili arkadaşlar, ben nebula 3 pro'ya 100$+ para verip nebula kabin sim kullanırken çalışan iki adet nebula'nın %20 işlemci yeidğini gördükten sonra 'yaşasın insanların statik dediği impulse responselar' dedim (yine 'boru değil' sözünü kullanacağım, işlemcim core i7) 🙂 tabi ki bu dediklerim dijital ampli satın alacaklar için geçerli değil, onlar zaten bu yükü dışarı yhıkmış durumda olacaklar...
saat 5, kafa bir milyon, yanlış bir şeyler yazdıysam affola. ancak ben analog sevdasına yıllarımı + sinir sistemimi heba ettiysem bir bildiğim var demektir veya ben bu işle boşuna uğraşıyorum (ikincisi daha muhtemel görünüyor 🙂).
sıkıntılıyım bu konuda, sıkıntımın sebebini de söyleyeyim, 70 milyonluk ülkede (resistif bile olsa) dummy load yaptıracak insanı zor buldum (cihan düşmez hocam sağol varol). isterdim ki abd gibi evde kayıt yapan insalar için kusursuza yakın (gitar hoparlörü gibi davranan, reaktif olarak bahsedilen) dummy loadlar yapılsın (ve ben elimden geldiği kadar yardımcı olayım) ama yok. olmuyor... bu şartlara rağmen kabin almak zorunda değilsiniz.. 0 gürültü ile lambalı ampli ile kayıt yapabilirsiniz (ve tecrübeli biri olarak bana güvenebilirsiniz, peeeh...) 🙂
kendimce anlatmaya çalıştım, 'neden analog' sorusunun cevabını, tabi ki koşullardan dolayı soru 'neden yarı analog' a dönüştü, e bu kadar oluyor kusura bakmayın...